AP Seçimleri
ve Kürtler
Rênas Sütcü-Münih
Kamuoyunun da bildigi gibi 13 haziran 2004 de Avrupa
Parlamentosu seçimleri gerçekleşecek.
Tüm AB ülkelerinde oldugu gibi Almanya´da da aylardır
partiler seçim havasına girmiş bulunuyorlar.
Alman siyasi partileri için şu an en kolay
seçim propagandalarından biri elbette AB’nin
genişlemesi ile ilgili olanıdır.
Bu arada AB’yi bir Hıristiyan kulübü gibi gören
CSU ve CDU gibi partiler Türkiye ile ilgili olarak
sadece müslüman yanını dile getirerek
seçmeni kazanmaya calışıyorlar. Bu
arada Almanyadaki Türk lobisi de boş durmuyor
. Bu yılın sonuna doğru Türkiye’nin
bir müzakere tarihi alabilmesi için Almanya’daki
Türk göçmen oy potansiyelini kullanarak alman partileri
üzerinde etkin olmaya çalışıyor.Türk
hükümetinin durmadan çıkardığı
AB uyum paketlerinin AB kamuoyunda büyük reformlar
olarak tanınması için çaba harcamakta
ve kendileri gibi AB kamuoyunu da bu anlamda kandırmaktadırlar.
Almanya’daki Kürt örgütleri de AB ile müzakere
tarihi sürecinde Kürt kimliğinin anayasal güvence
altına alınmasını ve gelecek
anayasada yeralmasını talep ediyorlar.
Bu da 20 Milyonluk Kürt halkının kollektiv
haklarının tanınması anlamına
gelecektir. Ayrıca AB’de 1 Milyonu geçen nufusuyla
da Kürtler de küçümsenmeyecek bir oy potansiyeline
sahibtirler.Ve Kürt seçmen de Türk lobisinin öne
çıkardığı adaylara oylarını
vermeyeceklerdir. Onlar Ortadoğu’da Kürt sorununun
barışçıl çözümünden yana olan ve
bu konuda çalışacak adayları seçeceklerdir.(29.04.04
tarihli Komkar bildirisi).
Yine konu seçim olunca da partiler salon toplantılarına
ağırlık verdiler . Alman sosyal demokratları
ve Alman yeşilleri tarafından Münih’te
birincisi 16 mayısta SPD ve ikincisi 17 mayısta
Yeşiller tarafından olmak üzere iki toplantı
düzenlendi. SPD’nin konuşmacısı AB
parlamentosu üyesi (Münihten tek aday) Wolfgang
Kreissl-Dörfler toplantıda Türkiye –AB iliskileri
ve Müzakere Tarihi ile ilgili görüşlerini aktardı.
”Türkiye’nin önüne bir perspektif koymak zorundayız.
Kapıları kapatamayız. Türkiye’deki
AB uyum reformlarının henüz uygulamada
cok eksik kaldığının bilincindeyiz.
Türkiye müzakere tarihi alsa bile 15 yıldan
önce AB üyesi olamaz.
Bu da Kopenhagen kriterlerini yerine getirmesine
baglidir.“ Ayrica konusmacılardan Ermeni katliami
ile ilgili gelen soru üzerine tekrar söz alan Alman
politikacı Türkiye’nin Ermeni soykırımını
tanıması gerektigini dile getirdi. Kıbrıs
ve Kürt sorununun çözümüne de değinen AB milletvekili,
Kopenhag Kriterleri’nin önemine değinerek toplantıya
son verdi.
Daha sonra Komkar Münih yetkilileri kendisiyle
kısa bir görüşme yaparak Komkarın
AB parlamento seçimleri ile ilgili basın açıklamasını
ilettiler.Alman yeşillerine gelince, bu ara
Klaudia Roth’u şaşkına çeviren Zana
Mektubu Onların seçim toplantısında
da gündem konusu oldu. Yesiller AB parlamentosu
Adayi Cem Özdemir’i konuşmacı olarak davet
etmişlerdi. Konu yine Türkiye’nin AB üyesi
olması yada olmamasi... Konu bu olunca tabi
tartışmalar da bir hayli yoğundu.
Katılımcılar çok renkliydi: Ermeniler,
Kürtler, Yunanlılar, Türkler ve tabi ki Almanlar…
Yeşilerin Münih’te en kalabalık toplantılarıydı.
Konunun epeyce tartışılmak istendiği
açıktı. Cem Özdemir Konuşmasına
Türkiye’nin 5 yıl öncesi gibi olmadığını,
olumlu değişimler yaşandığını,
bunu sevindirici bulduklarını dile getirdi.
“ Kürt sorununun çözümüne yönelik Bazı
adımlar atıldı . Ama yeterli değil.
Örneğin açılan bir özel Kürtçe okulu kapıları
genel normlara uymadığından kapatıldı.
Sanki Türkiye’de bütün kapılar genel normlara
uygunmuş gibi.. Türkiye’nin demokratikleşme
çabalarını desteklemek lazım. Bu
anlamda AB ile müzakare tarihi verilmesi taraftarıyım
.Böylece Türkiye’deki demokrasi mücadelesini desteklemiş
oluruz. Türkiyen daha demokratikleşmeden epeyce
uzak . Kopenhag Kriterlerini yerine getirmesi gerekiyor.
Yeni bir anayasa yapılması gerekiyor,“
diyen özdemir, dinleyicilerden gelen soruları
yanıtladıktan sonra toplantı sona
erdi. Bu toplantıda da Komkar taraftarları
bildiri dagıtarak kamuoyu oluşturma çabalarına
devam ettiler.
|