HAKPAR ve Seçimler
Aydın Güneşli
Daha bilgili “abi”ler, yeni siyasetle ilgilenmeye başlayanları,
siyaset yolunda yürürken yere sağlam bassınlar
diye okumaya teşvik eder, mutlaka “felsefenin temel
ilkeleri” adlı kitabı da önerirlerdi.
Bana “oku” diye verilen kitap da öncelikle buydu.
O zamana kadar her şeye mutlak kesinlik içinde bakardım.
,“iyi” ve “ kötü”nün “yararlı” ile “zararlının”
“doğru” ile “yanlışın” ve diğer
karşıtlıkların bir birinden mutlak
olarak ayrı ve uzak olduğunu düşürdüm
Oysa, öyle değilmiş!
“karşıtlar” hem bir arada, iç içeymiş,
hem de bir biriyle çatışmaları hayatın,
hareketin, her şeyin kaynağı imiş.
Artık çevremde meydana gelen olaylara bakarken o
olayın neye yol açabileceğini ve ya dönüşebileceğini
de sorgular oldum.
Şu “iyi” olarak algıladığım
olay acaba hangi “kötü” olayın nedeni olacak?
Şu” kötü” gibi görünen olay acaba hangi “iyi” olayın
ebesi olacak?
HAKPAR bir Kürdistan partisidir.
Kürt/Kürdistan sorununa federal yapılanmayı
çözüm olarak öneriyor.
Çok sayıda Kürt siyasetçi ve aydının emeğiyle,
zor koşullarda kıt imkanlarla kuruldu.
Farklı geleneklerden gelen siyasi kadroların
buluştuğu HAKPAR projesinin başarılı
olabilmesi için en önemli şartın açıklık
ve güven olduğunu söylemeye gerek yoktur sanırım.
Geçmiş kürt hareketinin olumlu mirasını
sahiplenen HAKPAR ‘ın önünde en önemli sorun; gruplar
hatta tek tek kadrolar arsasında, süreç içinde oluşmuş
ön yargıların, güvensizliklerin aşılmasıdır.
Einstein ‘in “bir önyargıyı yıkmak otomu
parçalamaktan daha zordur.”sözü yabana atılacak gibi
değildir.
Ne yazık ki bu tüzükle, programla, yazıp çizmekle,
üç senden beş benden gibi matamatiksel hesaplarla
olacak iş değildir.
Tek ilaç zaman ve pratiktir.
Dokuz yıldır, tersten esen ve fırtınayı
andıran rüzgara karşı yürüyen, çok küçük
adımlarla da olsa gelişimini sürdüren HAKPAR,
12 Haziran 2011 seçimleri dolayısıyla bir kez
daha sınavdan geçiyor.
Parti içinde önemli tartışmalar gerçekleşiyor.
Bu bir yandan canlılık, dinamizm göstergesidir
ama içinde risklerde taşıyor.
Parti merkezinin aldığı seçimden çekilme
ve bağımsız yurtsever adayları destekleme
kararı, çoğunlukla parti dışından
olsada içeride de bir birine taban tabana zıt övgü
ve yergilerin muhatabı oluyor.
Bu övgü ve yergilerden faydalanmak, orada ifade edilen
görüşleri birer meşale gibi değerlendirerek,
geleceğin yolunu aydınlatmak merkez yöneticilerin
işi elbette.
Ancak ben hem süreci özetlemek, hem de HAKPAR’ı
n bu politikasının olumlu ve olumsuz yanlarına
dikkat çekmek ve görüşlerimi paylaşmak isterim.
Seçimlerden çok önce Taraf gazetesinde bir gazeteci “HAKPAR
Genel başkanı Bayram Bozyel’in AKP den aday
gösterilebileceği “yorumunu yapmıştı.
Bazı dostlar bu işin aslı astarı
var mı? Bozyel’in ve ya Partisinin bilgisi var mı
yok mu ? demeden, gerçek durumu öğrenip, bilgi sahibi
olarak yargı oluşturma zahmetine katlanmadan
hemen senaryolarını yazıp sert “eleştiri”lerini
sıraladılar.
Bu uyduruk senaryoya parti içinden de inanıp, “neler
oluyor, Parti nerelere savruluyor, neden gelişmelerden
bilgimiz olmuyor?” gibi yaklaşanlar da oldu.
Oysa ortada bir gazetecinin kendi yorumundan başka
bir şey yoktu.
Bu tür asılsız, temelsiz suçlamalar sadece
parti içinde giderilmeye çalışılan eski
hastalıkları depreştirmekten, sıfırlanmaya
çabalanan güvensizlik duvarlarını biraz daha
yükseltmekten başka neye yarar ki?
Bu parti içinde kimi kadrolar arasında kuşkular
yarattı bu işin kötü yanı ama
Böylece Kürt kamuoyu HAKPAR’ı daha dikkatlice izlemeye
de başladı.
HAKPAR daha sonraları seçime parti olarak girme
kararı aldı ve bu karar da ittifaklar için
kimseye teklif götürmeyeceklerini ancak gelecek teklifleri
de parti meclisinde değerlendireceklerini açıkladı.
seçim için teknik çalışmalar yürütürken Ahmet
Türk, Aysel Tuğluk ile birlikte bir DTK heyeti HAKPAR’ı
ziyaret etti ve seçimlerin, ulusal birliğin yolunu
açmak üzere değerlendirilmesini önerdi.Seçimlerde
sembolik dahi olsa diğer Kürt çevrelerinden de 2
kişiyi aday göstermek istediklerini belirtti.
HAKPAR Parti Meclisi’ ni topladı, seçim stratejisini
belirledi.
Seçime girmek için hazırlıklarını
sürdürürken, kurulan bir komisyon eliyle de ittifak görüşmelerini
sürdürdü.
Parti kamuoyunu da alınan kararlar konusunda bilgilendirdi.
HAKPAR ısrarla işbirliğinin bir protokole
dayandırılması ve kamuoyu ile paylaşılması
gerektiğini ifade etti. Karşı taraf ise
iş birliğini vekillikler üzerinde yürütmeyi
sürdürdü.
Bu arada kamuoyuna tek taraflı olarak “Kürt bloku
oluştu” haberleri yayıldı.
Genel başkan bir açıklama yaparak henüz bir
blokun oluşmadığını ifade etti
Sonuçta görüşmeler kilitlendi.
BDP ‘nin sadece bir kişiyi aday göstereceği,
işbirliğinin bununla sınırlı
olacağı haberleri yayıldı.
Parti dışındaki “dostlar” ve parti
içindeki kimi kadrolar bu “bir kişi”nin kim olması
gerektiği üzerine kafa yoradursunlar,
Genel Başkan Bozyel’in Van’dan aday olarak gösterilmesi
önerisi HAKPAR başkanlık kurulunda değerlendirildi
ve reddedildi.
Özcesi tüm süreç partide demokratik süreç işletilerek,
organlar kararı ile gerçekleşti.
HAKPAR olarak seçime girmek için gerekli hazırlıklar
da tamamdı.
Seçime girmek için aday evrakları seçim kuruluna
teslim edildi.
HAKPAR’ın Diyarbakır adayları bir basın
açıklamasıyla kamuoyuna tanıtıldı.
Bu sırada Kürt blokun oluşması için çok
önceden var olan baskı daha da yoğunlaştı.
Şerafettin Elçi, Gülten Kışanak kalabalık
bir heyetle HAKPAR’ı ziyaret etti.
Kürt Bloku’nun oluşamamasından duydukları
samimi üzüntülerini dile getirdiler.
HAKPAR’ın eleştirilerini yerinde bulduklarını,
kendi paylarına düşen aksaklıklardan dolayı
çok üzgün olduklarını ifade ettiler ve kararın
bir kez daha gözden geçirilmesini rica ettiler.
HAKPAR başkanlık kurulu toplandı , tek
tek il başkanlarının da görüş ve önerilerini
aldı.
Partinin içinde bulunduğu koşulları,
seçim süreci ve seçim sonrası gelişebilecek
ulusal birlik zeminini değerlendirdi.
Ve önemli bir oy çokluğuyla seçimden çekilme kararı
aldı.
Kamu oyu ile de paylaştı.
“Bilindiği gibi 12 Haziran 2011 genel seçimlerine
yönelik olarak bir Kürt seçim bloğu oluşturmak
amacıyla partimizin de içinde bulunduğu bir
görüşme-diyalog süreci yaşandı.
Ancak arzuladığımız ilkeli seçim işbirliği
koşullarının oluşmaması nedeniyle
partimiz, kendi başına seçim kararını
devreye sokarak Yüksek Seçim Kurulu’na listelerini
bildirdi.
Bu süre zarfında kamuoyundan, Kürt kurum ve şahsiyetlerden
birlik yönünde yoğun taleplerle karşılaştık.
Kürt kamuoyundaki bu yoğun talebi ve Kürt halkının
uzun erimli ulusal birlik beklentilerini dikkate alan
partimiz, yurtsever bağımsız Kürt adayları
lehine seçimden çekilme kararı almıştır.
Basına ve Kamuoyuna saygıyla bildirilir.18.04.2011”
Bu kararın elbet hem olumlu hem de olumsuz yanları
var.
Başta da demiştik,”Karşıtlar bir
arada vardır”
Olumlu yanı HAKPAR, birlik politikalarının
aktörü olarak, Meclise vekil olarak girmeyi değil,
Kürtler arası birliği önemseyen bir parti olarak
sempatik hale geldi, daha görünür oldu.
Kürt siyasi parti ve kadroları arasında daha
olumlu bir atmosferin oluşmasını sağladı.
Nitekim kısa süre sonra BDP-KADEP ve HAKPAR arasında
“güzel” bir protokol yapıldı.
Olumsuz yanı ise Kürt hareketi içinde farklı
bir seçenek olarak flulaştı.
Seçim sürecini partinin tanıtılması için
kullanma ve politikalarını halka taşınma
fırsatını kaybetti.
İç tartışmalara sürüklendi.
Vs.Vs.
Şimdi ileriye bakalım.
HAKPAR yöneticileri mevcut durumu nasıl değerlendirecek?
Acaba ulusal demokratik zemini mi güçlendirecek, kitlelerde
ve hatta BDP tabanında var olan ulusal eğilimleri
mi cesaretlendirecek, güçlendirecek, yoksa partnerlerinin
yanlışları peşinden mi sürüklenecek?
HAKPAR, birliğini korumalı, güçlendirmeli ve
ileri bakmalıdır.
|