psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 

Hakpar ve Seçim Realitesi

Aydoğan İnal

Siyasal yaşamda, partilerin amaçlarının hayat bulması için seçimler büyük önem arz ediyor. Çünkü seçimler partilerin amaçlarının kitleler üzerinde oluşturduğu etkiyi nicelik olarak gösterir. Diğer bir deyişle partilerin niceliksel gücünü ortaya koyar. Tabi partilerin niceliksel olarak hatırı sayılır bir kitleye ulaşamaması o partilerin programsal anlamda haksız olduklarını ve yanlış oldukları anlamına gelmemeli. Kimi doğrular on yıllar sonra hayat bulabilir. Doğrunun hayat bulması için gerekli olan iki unsur vardır, zaman ve mekan...  Bunu söylerken de zamanı gelmemiş veya ortam uygun değil diye doğrularımızdan vazgeçmemiz gerekir anlayışı ortaya çıkmamalı. Aksine doğruların vukuu bulması için daha fazla emek harcamak gerek diye düşünüyorum.

Hakparı kuruluşundan bu yana takip eden ve hatta değişik kademelerinde çalışmalarında bulunan biri olarak Türkiye’de yaklaşan seçim sürecinde Hakparın izlediği seçim politikalarına yönelik birkaç söz söyleme hakkımın olduğunu düşünüyorum.

Hakparın, seçimlerde bağımsız adaylar lehine seçimlerden çekilme kararını ilk öğrendiğim zaman belirsizlikle beraber karmaşık düşünceler beynimden geçti. Bazen Hakpar yönetiminin yanlış bir karar aldığını ve hatta tarihi bir hata yaptığını düşünerek sert tavır takınmak gerektiğini düşündüm. Bazen de Hakpar yönetiminin kendilerince realist davranış sergileyip böylesi bir karar aldıklarını ve bu kararlarında haklı gerekçelerinin olabileceğini ve bu konuda yönetici arkadaşların dinlenmesi gerektiğini düşündüm. Ve açıkçası halende öyle düşünmekteyim.

Kimi arkadaşlarımız gibi tepkici olmayı doğru bulmuyorum.  Çünkü arkadaşlarımız Hakparın, Kürdistan’daki bağımsız adaylar lehine seçimlerden çekilme kararını duydukları gibi hemen sanal alanda yazışmalara başladılar. Tabiri caizse mesajlar havada ucuştu. Çoğunlukla da tepkisel olan bu mesajları kimi internet siteleri haberleştirmeye kadar götürdü. Ve iş yandaş ve karşıtlaşmalara kadar vardı. Öyleki bu tartışmalar sanal ortamda kullanılan takma isimlerle tehditleşmeye kadar vardı.

Bizim cenahta bunlar olurken bağımsız adaylar cenahında ise Yüksek Seçim Kurulunun 7’si BDP’nin olmak üzere toplam 12 bağımsız milletvekili adayı için önce iptal sonra veto kararı ile Kürdistan birden savaş alanına döndü. İnsanlar sokaklara akın etti. Araçlar yakıldı, ev ve işyerlerinin camları kırıldı, molotof kokteylleri havalarda uçuştu ve sonuç bir insan öldü ve yüzlerce insan yaralı...

Bu tablo en çok da Ergenekon ve türü yapılara yaradı.

Böylesi bir ortamda Ak Parti devlet koruyuculuğuna soyundu, BDP ise yine her zamanki gibi mağdurları oynadı.

Doğrusunu söylemek gerekirse Hakpar işin başındayken yanlış yaptı. Ya seçimlerde BDP ile birlik görüşmelerine ilk baştan katılmayacaktı yada  birlik görüşmelerine katıldığı için işi sonuna kadar götürecekti. Bu noktada yine belirtmek isterim ki geçmiş yaşananlardan hareketle BDP ve geleneğinin birlik politikaları çalışmalarındaki sicilleri pek de temiz değil. Nitekim 1989 seçimleri, 1993 Protolü, Kuzey Kürdistanlı Partiler Platformu, Emek-Barış-Özgürlük Bloku gibi çalışmalar ortada. Ama mademki birlik görüşmeleri başlanmış o zaman; seçilme garantisinin olduğu bir bölge üzerinden kesinlikle seçim ittifakı yapılmalıydı. Çünkü partinin tek bir milletvekilinin bile mecliste olması ve politikaları doğrultusunda yapacağı çıkışlar Hakparın politikasının kitlelerle buluşmasını daha bir kolaylaştıracaktı.

Daha önce Demokrasi ve Barış Partisinde seçim atmosferi yaşamış biri olaraktan Hakparın realistçe bir karar aldığını düşünüyorum. Çünkü mağdur ve zalim tablosunun yaratıldığı bu seçimlerde Hakparın yapacağı pek de bir şey yok. Kaldı ki Hakpar, bağımsızlar lehine çekilmese bile aday gösterme sıkıtısını yaşadığı bir dönemde gösterdiği adayların seçim çalışmalardaki harcamalarını nasıl karşılayacaktı tepkici arkadaşlar bunu düşünmüyorlar sanırım. 400 milletvekili adayı gösteren partimizin her bir milletvekilinin seçim çalışmaları için 1 milyar bütçe ayırdığını düşünürsek bu da 400 milletvekili adayı için 400 milyar yapar. Bu, kendi il binalarının kirasını bile ödemekte sorun yaşayan bir parti için çok büyük bir meblağ. Peki bu külfet nasıl karşılanacaktı kimse bunu düşünmedi sanırım.

Son olarak belirtmek isterim ki içim buruk da olsa Hakparın böylesi bir sancılı dönemde vermiş olduğu kararı realistçe buluyorum.

 
   
Dengê Kurdistan © 2011