psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 
   
 

Kemal Burkay Diyarbakır’da

Kürt Yazar ve siyasetçi Kemal Burkay, Diyarbakır’da büyük bir sevinçle karşılandı. Havaalanında sevgi gösterileri ile karşılanan Burkay, 31 yıl sonra da olsa dönmekten dolayı mutlu olduğunu kaydetti.

Dicle Amedi/Amed
İsveç'ten Türkiye'ye döndükten sonra ilk kez Diyarbakır'a gelen Burkay, Diyarbakır Havaalanı'nda sevinç gösterileri  ve Türkçe-Kürtçe “Özgürlük ve Barışın Sembolü Hoş geldiniz” pankartları ile karşılandı. Uçağın havaalanına inmesinin ardından gençler halaylar çekerek sevinçlerini dile getirdiler.

Havaalanı kapısında, daha önce Vefat eden mücadele arkadaşı Mehmet Yalçın’ın eşi Nermin Yalçın tarafından çiçek verilen Burkay sevgi gösterileri karşısında duygulandı. Çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi, kanaat önderleri ve HAK-PAR’lı tarafından  karşılanan Burkay, Kendisini karşılamaya gelenlere teşekkür etti. Burkay  oluşturulan konvoy eşliğinde  Kervansaray otelde basının ve sevenlerinin karşısına geçti.

Burkay, burada düzenlediği basın toplantısında Kürtçe başladığı konuşmasını Türkçe sürdürdü. Burkay, konuşmasında anadili Kürtçe olarak başladığını, mesajını kısa da olsa Türkçe olarak belirtmek istediğini ifade ederek, 31 yıl sonra burada bulunmaktan dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti.

Türkiye'den gittiği zaman ayrılığın bu kadar uzayabileceğini düşünmediğini, bunun en çok 3-4 yıl kadar sürebileceğini düşündüğünü ancak ne yazık ki ülkedeki demokratik olmayan ortamın yani 12 Eylül cuntasının yarattığı sistemin uzun ömürlü olduğunu ifade eden Burkay, yine de 31 yıl sonra da olsa dönmekten dolayı mutlu olduğunu kaydetti.

Burkay, mutluluğunu gölgeleyen bir iki noktanın bulunduğunu, bunlardan birinin halen yurt dışında olan, ülkelerine dönemeyen insanlar olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Acılı bir dönem yaşadık. Daha sonra şiddet sarmalı vardı, bugüne kadar geldik şimdi benim dönüşüm elbette basit bile olsa önemli bir değişimi gösteriyor. Bu değişimi küçümsememek lazım. Yani belli bir dereceye kadar düşüncelerimizi özgürce söyleyebiliyoruz. Kürt sorununun çözümlerini tartışabiliyoruz. Bir Kürtçe televizyon kanalı var. Bir siyasi parti propagandasında federasyonu savunuyor. Bir başka siyasi parti özerkliği talep ediyor. Bunun gibi olumlu sayabileceğimiz gelişmeler var. Ama çağdaş anlamda demokratik topluma ulaşabilmek için henüz yapılması gereken çok şey var. Özellikle Kürt sorununun boyutları gözönüne alındığında henüz küçük adımlardır. Biz eşitlik temelinde çözüm istiyoruz ve inanıyoruz ki eşitlik temelinde bu olursa her iki halk Kürtler ve Türkler barış içinde bu ülkede yaşayacaklardır. Kanın dökülmesi son bulacak.”

Silahlar susmadıkça ülkeye barış gelmeyeceğini savunan Burkay, bu konuda sorumluluk duyan herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydederek, “Benim umuyorum ki artık bu şiddet sürecinin son aşamalarını yaşıyoruz. Yani 'sonuna geldik' diye düşünüyorum. Ama acılı oluyor bu, inişli ve çıkışlı oluyor. Eğer çaba sarf edersek inanıyorum ki bu süreci çok kısa atlatırız, akan kanı durdurabiliriz. Diyalog süreci başlar. Kürt halkı bu diyalog sürecinde taleplerini daha rahat şekilde dile getirecektir. Her iki halkın özgürce yan yana eşit haklara sahip yaşamasını böylesine özgürce sağlayabiliriz. Bu ülkeye dünya standartlarında çağdaş demokrasiyi getirebiliriz.”

Burkay, gazetecilerin “herhangi bir partide genel başkanlık yapmayı düşünüyor musun?” sorusuna “Bu saatten sonra genel başkanlık yapmayı düşünmüyorum. Katkıda bulunuyorum” yanıtını verdi.

Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK), kendisine yaptığı daveti, BDP'li milletvekillerinin yemin etmemesine ilişkin soruları şöyle cevaplandırdı:

“Nazik çağrıları için kendilerine teşekkür ederim. Ama düşünmüyorum. DTK'da siyaset yapmayı şu an düşünmüyorum ama onlara teşekkür ederim. Belli riskleri göz önüne alarak geldim. Eğer 'ülkede çok rahat koşullar olsun öyle geleyim' deseydim bu bencillik olurdu. Buradaki insanlarımız bu riskleri yaşıyorlar. Bu onlar için var, onun için riskleri ben de göze alarak geldim.

Boykot kararı ile hatalı bir adım atıldı, parlamento boykot edildi. Bir yönüyle milletvekillerinin parlamentoya girmeyişi konusundaki eleştirilerinde haklı olabilirler. Ama keşke yasalar engellemeseydi ve parlamentoya girebilselerdi, ben de bunu savundum. Bunu bir çözüm olarak görmedim, yazılarım da yer verdim. Halk kriz değil, çözüm istiyor. Kaos kimin işine yarar diye yazdım. Bana göre BDP parlamentoya girmeli ve hem yeni anayasanın çok daha kapsamlı, gerçekten demokratik ve Kürt sorunun çözümüne yönelik çaba göstermeli. Ne yazık ki boykot ortamı gerginleştirdi. Sayın başbakanın da dönemdeki demeçleri de sertti, daha kucaklayıcı olması gerekirdi. En azından boykotun geri alınmasını etkileyecek şekilde. Parlamentoda tatile girdi, dolayısıyla BDP'nin kararını geri alabilmesi için zaman kalmadı. Tam da bu zamanda eylemler geldi. Biz barış için bir fırsat yakalandığını düşünürken silahların susması için bir fırsat yakalandığını düşünürken, şimdi çok gergin bir ortama dönüştü. Bu çok talihsiz bir durum. Buna rağmen umutsuzluğa düşmemek lazım. Bu engelleri aşmak için herkesin çaba sarf etmesi gerekiyor.”

Burkay, BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kendisini telefonla aradığını, fırsat olursa görüşebileceklerini söyledi.

Bazı soruları Kürtçe olarak cevaplandıran Burkay, Diyarbakır'daki temaslarının ardından Tunceli'ye gideceğini belirtti.

   
   
Dengê Kurdistan © 2005