psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 
   
 

Sayın Önder, Sayın Kürkçü, emin misiniz?

Casım Rênas

Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder ile Ertuğrul Kürkçü’nün ortaklaşa yaptıkları basın açıklamasının tam metni, başka medya organlarında yayınlandı mı, takip edemedim ama dengeazad ile bianet sitelerinde yer aldı.

Sayın milletvekilleri açıklamalarında, tekrar da olsa, Kürd sorunu ve bu soruna yönelik olarak TC’nin tavrına ilişkin olarak bir çok önemli tespitlerde bulunuyorlar.

Elbette bunda, yani doğruların tekrarlanmasında hiç bir sakınca yok, aksine fayda var.

Ama sayın milletvekillerinin açıklamasında bana göre sorunlu bir bölüm de var.

Sayın Önder ve Kürkçü açıklamalarının sonuna doğru şöyle diyorlar:

“İktidarın Ortadoğu'da ‘büyük oyuncu’ sayılma heveslerinin bir fonksiyonu olan ve sivil-muharip ayrımı gözetmeksizin Kürtlere ölüm yağdıran sınır içi- sınır ötesi harekatın nasıl  karşısındaysak, ‘Kürt halkının özgürlüğü’ için savaştığını söyleyen TAK'ın sivilleri hedef alma anlayışını da aynen öyle dışımızda addediyoruz. Bu zihniyeti, Kürtlerin bir asırdır süregiden soylu özgürlük mücadelesinin tercümanı saymamız için hiçbir siyasi, ahlaki ve vicdani gerekçemiz olamaz. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku listesinden TBMM'ye giren BDP Meclis Grubu üyesi sosyalist vekiller olarak Kürtlerin ulusal demokratik hak mücadelesinin öncelikli olarak siyasetle yürütüleceğine inanıyoruz. Bu anlamda TAK'ın yönelimine sessiz kalmamız düşünülemez bile. Bu anlayışı toptan reddetmek insanlık sorumluluğunun vazgeçilmez gereğidir. Bu yönelim sadece sivilleri ve turistleri değil, Türkiye'deki bütün hak ve özgürlükler mücadelesini hedef almış olacaktır.

Kürtler, haklı mücadelelerini berhava edecek bu türden yaklaşımlara karşı da gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.”

Sayın Kürkçü, Sayın Önder,

TAK, “Kürt halkının özgürlüğü için” savaştığını söylüyor da, siz TAK ve bugüne kadar üstlendiği eylem için ne diyorsunuz?

Bugün, çatışmaların böylesine yoğunlaştığı bir dönemde, ateşe benzin dökeceğini açıkça ilan eden TAK’ın “sivilleri hedef alma anlayışını da aynen öyle dışımızda addediyoruz” demek, sizce yeterli midir?

“Yönelimi sadece sivilleri ve turistleri değil, Türkiye'deki bütün hak ve özgürlükler mücadelesini hedef almış olacak” olan TAK’ın ne menem bir örgüt olduğunu açıklamak, kitleleri bu konuda aydınlatmak, sosyalist vekiller olarak görevleriniz arasında değil mi? Hele de açıklamanızda AK parti ve hükümetinin insanlık dışı, sivilleri de hedef alan saldırılarına ilişkin olarak bu kadar sey söyledikten sonra...

Aynı zamanda “Türkiye'deki bütün hak ve özgürlükler mücadelesini hedef almış olacak” olan TAK’ın tehditlerine karşı, “Kürtler, haklı mücadelelerini berhava edecek bu türden yaklaşımlara karşı da gerekli önlemleri almakla yükümlüdür” diyerek, Kürtleri göreve çağırıyorsunuz.

Bu söylediklerinizden ben, TAK’ı Kürdlerin “ele avuca sığmız, yaramaz, haylaz bir çocuğu” olarak gördüğünüzü, Kürdlere bu haylaz çocuğunu dizginlemesini önerdiğinizi anlıyorum.

Yanılıyor muyum yoksa sayın Önder, sayın Kürkçü?

Elbette sizin birçok kişi gibi TAK’ı “PKK’nin taşeronu”, “derin devlet ve derin PKK’nin ortak ürünü” olarak görmeniz, ya da bazıları gibi “TAK Kürd gençlerinin sömürgeci Türk devletinin insanlık dışı uygulamalarına karşı patlayan öfkesidir” demeniz beklenemez.

Ve elbette sizin TAK’a ilişkin ortak ya da birbirinden farklı görüşleriniz olabilir.

Ama TAK’a karşı “haklı mücadelelerini berhava edecek bu türden yaklaşımlara karşı da gerekli önlemleri almaya” çağırdığınız adresin doğruluğundan emin misiniz?

Bence çağrınız Kürtlere değil, PKK’ye olmalı.

Çünkü PKK’nın bu örgüt üzerindeki etkisini Mısır’daki sağır sultan bile duydu...

Bunu yapabilir misiniz?

Yok eğer çağrınızın adresinde israrlıysanız ve de TAK tehdidini yerine getirip sivillere saldırdığında, lütfen ortak açıklamanızda “TAK'ın yönelimine sessiz kalmamız düşünülemez bile. Bu anlayışı toptan reddetmek insanlık sorumluluğunun vazgeçilmez gereğidir” diyerek altına girdiğiniz yükümlülüğü yerine getirip, vekilleri olarak Kürdlerin önünde sokaklara çıkınız.

Unutmayalım ki, sadece TAK’ın değil, PKK’nin de sivillere yönelik eylemleri Kürdlerin yüzyıllık “haklı mücadelelerini berhava edecek türden” eylemlerdir.

Kürdleri, PKK’nin bu tür eylemlerine karşı  de gerekli önlemleri almaya çağıracak, milletvekilleri olarak bu amaçla halka öncülük edecek misiniz?

İnanın, böyle yaptığınız anda sadece milyonlarca Kürd ve Türkün desteğini arkanızda bulmayacak, devletin, hükümetin uyguladığı şiddete karşı yaptığınız eylemler, kararlı tavrınız daha bir anlam kazanacak, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ıyla Kürd ve Türk halkının geleceğini ipotek altına alan şiddet sarmalından kurtulmanın yolu açılacaktır.

   
   
Dengê Kurdistan © 2005