Cemşit Welat

Geçen Aralık ayı ortalarında Tunus halkı 23 yıldır iktidarı zorla elinde tutan Zeynelabidin Bin Ali diktatörüne karşı ayaklandı. Halkın ayaklanmasından korkuya ve paniğe kapılan Zeynelabidin Bin Ali bu ayaklanmaya karşı hiç bir direniş göstermeden eşi ile birlikte ülkeyi terketmek zorunda kaldı.

Tunus´da başlayan halk ayaklanmasının kıvılcımı kısa bir süre sonra Yemen ve Mısır gibi diğer Arap ülkelerine de sıçradı.

Yemen ve Mısır halkları da onyıllardır iktidarı zorla ellerinde tutan kendi ülkelerindeki diktatörlere karşı ayaklandılar. Bilindiği gibi Hüsnü Mübarek 30 yıla yakın bir süredir Mısır halklarını her türlü zulüm ve baskıyı uyguluyarak ülkesini diktatörce yönetmektedir.

Mısır´da sayıları yüzbinlere ve zaman zaman milyonlara varan kitleler bu başkaldırıyla, 30 yıldır iktidarı zor ve baskıyla elinde tutan Hüsnü Mübarek´in iktidardan çekilmesini, ekonomik, siyasi ve sosyal baskıların son bulmasını istiyorlar.

Basın-yayın organlarında yapılan haber ve yorumlarda Tunus, Yemen ve Mısır’ın ardından bu kez sıranın Ürdün, Iran ve Suriye gibi ülkelere geleceği ve bu ülkelerde de halkın mevcut gerici dikta rejimlerine karşı ayaklanacağı dile getiriliyor.

Bilindiği gibi Ürdün ve Suriye´de iktidarlar babadan oğula geçti. Ürdün´ü yıllarca Kral Hüseyin yönetti ve vefatından sonra oğlu Kral Abdullah iktidar tahtına oturdu. Suriye´de ha keza Hafız Esat yıllarca ülkeyi demir yumruğuyla yönetti. O da ölümünden sonra oğlu Beşar Esat´ı iktidar koltuğuna oturttu.

Mısır´da halk ayaklanması olmasaydı, büyük bir ihtimalle Hüsnü Mübarek de Hafız Esat ve Kral Hüseyin gibi yapacak, yerine oğlu Cemal Mübarek´i getirecekti. Ortadoğu´da bulunan diğer Arap ülkelerinde de durum pek farklı değil. ABD’nin Irak’a müdahalesi olmasaydı Saddam da iktidarını sürdürecek ve oğullarından birini yerine oturtacaktı.

Kısaca Ortadoğu ülkelerini yıllardır diktatörler ve despotlar yönetiyor. Bu diktatörlerin büyük bir kısmı ABD ve Batılı devletlerin desteğiyle despotluklarını sürdürüyorlardı. Bazılarını ise sosyalist devletler yıllarca destekledi.

Mısır’daki bu ayaklanmayla ilgili olarak ilk günlerde ABD ve Batı ülkeleri ikircimli bir tavır içine girdiler. Hatta Hüsnü Müberek ve ekibini destekler nitelikte bir tavır sergilediler. Ancak ne zaman ki yüzbinler ve milyonlar ayağa kalktı ve kararlı bir duruş sergiledi, bu kez bu ülkeler Hüsnü Mübarek’in iktidardan çekilmesinin zamanının geldiği ve halkın istemlerine kulak verilmesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulundular.