psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 

Diyarbakır ÇIRA Kültür ve Sanat Derneği Kürt Sinemacı Şuayip Adlığ ile bir söyleşi düzenledi

Kürt sinemacı Şuayip Adlığ, Yılmaz Güney’in kendisine “Sinema sayesinde haklar devrimlerini gerçekleştirebilir ve kendilerini dünyaya tanıtabilirler” dediğini söyledi.

Diyarbakır ÇIRA Kültür ve Sanat Derneği 26 Mart 2011 Cumartesi günü Kürt Sinemacı Şuayip Adlığ ile bir söyleşi düzenledi. Söyleşiden önce “Û Nêrgiz Bişkivîn” (Ve Nergizler Açtı) adlı filmin gösterimi yapıldı. Yapımcılığını Adlığ’ın yaptığı filmin gösteriminden sonra Adlığ; Yılmaz Güney ile tanışıklığının 1970’li yıllara kadar uzandığına dikkati çekerek şöyle konuştu; “1970’li yıllardı. Yılmaz Guney Selimiye Kışlası’nda tutukluydu. Ben ona mektup gönderiyordum ancak ondan hiç cevap almıyordum. 1974 yılında ziyaretine gitmiştim. O bana ‘Seni hatırladım. Bana iki mektup göndermiştin. Mektuplarını okuduğumda bu adam ya deli, ya saf ya da çok cesur biridir dedim.’ Ben de ona ben de üçü de mevcut dedim. O günden sonra arkadaşlığımız başladı. Onunla birçok filmde beraber çalıştık. Yılmaz Güney bana; “Sinema sayesinde haklar devrimlerini gerçekleştirebilir ve kendilerin dünyaya tanıtabilirler” diyordu.

“Û Nêrgiz Bişkivîn” filminin yönetmenlerinin Mesud Arif Salih ve Hüseyin Hesen Ali olduğunu, kendisinin de bu filmin yapımcısı olduğunu söyleyen Adlığ, birkaç kişi dışında filmin oyuncu kadrosunun tamamının Güney Kürdistanlı sinemaya sadece sempati duyan amatör Kürtlerden oluştuğunu söyledi. Filmde 1974 yılında İran ve Irak arasında imzalanan Cezayir Antlaşması sonrasında 1980’li yıllarda Güney Kürdistan’da Kürtler üzerinde uygulanan baskıları gözler önüne serdiklerini belirtti. Adlığ, filmin senaryo aşamasından 2006’da Berlin’deki ilk gösterime kadar yaklaşık iki buçuk yıl gibi bir sürede tamamlandığını, montaj ve dublaj işlemlerinin İran’da yapıldığını söyledi. Adlığ sözlerine şöyle devam etti; “Biz bu filmde aslında Kürtlerin savaş taraftarı olmadıklarını, ancak düşmanları tarafından savaşmaya mecbur bırakıldıklarını anlatmaya çalıştık Bundan dolayı da filmde aşkı da işledik. Bu mesaj sayesinde ise film 2006 yılında Berlin Film Festivalinde Barış ödülünü aldı ve birçok ülkede gösterimi yapıldı.”

Adlığ Yılmaz Güney ile birçok film çektiklerine dikkati çekerek, Güney’in en büyük hayallerinden birinin de Kürt sinemasının dünya sinemasının seviyesine ulaşması ve uluslar arası bir nitelik kazanması olduğunu söyledi. Bir soru üzerine Adlığ; “Bir film hangi dilde çekilmiş ise film o dili kullanan halka aittir. Yılmaz Güney’in olanakları olsaydı filmlerini Kürtçe çekerdi. Ama o dönemde Kürtçe yasaktı ve Kürtçe film çekemiyordu. Çekseydi bile kimse gösteremezdi. Ancak tüm engellemelere rağmen Güney, Kürt toplumu ve Kürtlerin yaşamını filmlerine konu ediyordu.

Sinemacı Adlığ, Kürt zengin ve işadamlarının sinemayı yeterince önemsemediklerini, Kürt yapımcı ve yönetmenlere sponsor olmadıklarına dikkati çekti. Adlığ, Kürt işadamı ve zenginlerinin Kürt sineması için olanak yaratmalarını gerektiğini söyledi. Ekonomik olanaklar yaratılmadıkça Kürt sinemasının dünya sinemasının seviyesine ulaşmasının zor olduğunuz söyledi.

Şuayip Adlığ yeni film projesine de birkaç cümle ile değindi. Adlığ, “Ma Jiyan Wusa ye” (Hayat bu mudur?) adlı filminde dünyaca ünlü oyuncu Al Pacino ve iki Fransız oyuncu oynadığını, böylelikle bir Kürt filminin birçok ülkede gösterilmesini umduklarını söyledi.

 
   
Dengê Kurdistan © 2011