ERMENİ Mİ
TÜRK MÜ?
Munzur Çem
Türkiye`nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen’in
aslen Ermeni olduğu yolundaki iddianın
Agos gazetesi tarafından ortaya atılmasından
sonra Türk basını adeta ikiye bölündü.
Kimine göre Sabiha Gökçen Türk asıllıdır,
daha doğrusu öyle olması gerekir. Onlara
göre Ermeni olduğunu ileri sürmek, Gökçen’in
kendisine ve üvey babası „Atatürk“e saygısızlık,
hatta hakarettir. Genelkurmay Başkanlığı
tarafından yapılan açıklamada da
farklı bir tutum takınılmadı.
Açıklamada, Gökçen`in Ermeni asıllı
olduğu yönündeki iddia milli duyguları
zayıflatıcı, milli bütünlüğe
zarar verici diye nitelendirildi.
Kimine göre ise Gökçen Ermeni de olabilir, Türk
de; bu önemli değil. Önemli olan onun yaptıklarıdır.
Ancak sıra onun hizmetlerine gelince; her iki
kesim de kendisini öve öve göklere çıkartmaktan
geri kalmadı.
Gökçen`in Ermeni oluğuna gösterilen tepkiler,
Türk ırkçılığının
ve tabii ki Ermeni düşmanlığının
tipik bir örneğidir. Bunda şaşılacak
ya da anlaşılmayacak bir şey elbet
yok. En az yüz yıllık gelenek böyle emrediyor.
Ancak bu olay, Türk milliyetçilerinin bir çıkmazını
da açığa vuruyor. Örneğin, sağlıklı
bir araştırma yapılsa Mustafa Kemal
başta olmak üzere TC’ni kuran ve yönetenlerin,
öteki türkçü ünlülerin kaç tanesi aslen Türk çıkar
acaba? Bu satırların yazarı, bu güne
kadar karşılaştığı
bütün Arnavutlardan, M. Kemal’ın aslen Arnavut
olduğunu duymuştur ki Türkiye’de de yaygın
bir görüştür bu. Hem de söz konusu Arnavutlar
bunu oldukça gurur duyarak söylüyorlar. Ya genetik
bir araştırma yapılsa! Böyle bir
şey yapılsa, eminim ki Türkler TC toprakları
üzerinde tam bir azınlık durumuna düşerler.
Ailesinin ulusal ya da etnik kimliği ne olrusa
olsun; S. Gökçen, kendisini Türk olarak görmüş,
yaşamını Türkiye’nin ırkçı-şöven
rejimine adamış biridir. Bu demektir ki
eğer Ermeni bir aileden geliyorsa, aynı
zamanda kendi halkını kırıma
uğartmış olanlara hizmet etmiştir.
Öptüğü, ya da sıktığı ellerde
kim bilir kaç Ermeninin kan izleri vardı.
Türkiye’nin ilk kadın pilotu olma ünvanına
sahipti S. Gökçen. Pilotluğa adım atar
atmaz da savaş uçağı kullandı.
Özellikle de Dersimli Kürtler iyi tanırlar
kendisini. Örneğin, 1936 yılının
sonbaharında Seit Rıza’nın Sin Köyü
yakınındaki konağını bombalayan
filoda onun da yer aldığı söylenir
Dersim´de.
Sabiha hanım,
1937-38 Dersim soykırımında aynı
görevini sürdürdü. Onun Dersim’i bombalamak üzere
Elazığ’dan havalanırken çekilmiş
fotografları var. Kullandığı
uçak yükselirken üvey babası da yerden kendisini
izliyor. Evet Sabiha hanım defalarca uçtu,
Dersim’e gitti, büyük-küçük ayırımı
yapmaksızın halkın üzerine bombalar
bıraktı. Suçsuz insanlar katletti, evler
yakıp yıktı, ormanları, çiçekleri,
hayvanları tahrip etti. Yani o elini, Kürt
olmaktan başka hiç bir günahı olmayan
yoksul insanların kanına buladı.
Ve bunu, eline kına yakan gelin adayı
genç bir kızın heyecanı ve mutluluğu
ile yaptı. Çünkü o üvey de olsa, babasının
kızı olarak bombaladığı
insanları insan şeklinde görmüyordu.
Ona göre onlar insan değil, rejimin çizdiği
kalıplara uyamayan vahşi yaratıklardı,
sırf bu nedenle de ölümü hak etmişlerdi.
Anılarında,
Dersimlileri tavuk kadar önemli görmediğini
bizzat kendisi de ifade ediyor:
“İnanın,
tavuk kesilirken bakamam. Fakat böylesine bir vatan
görevi alınca, ben de erkek arkadaşlarım
gibi, uçağıma binip havalanıyordum.“
Onun Dersim’deki“kahramanlıklarından”,
Genelkurmay belgelerinde de övünülerek bahsediliyor.
“Bu arada Demenanlı aşiret reisleri
nezdinde toplantı halinde bulunan diğer
aşiret reislerinin, havadan bombadrıman
edilmek suretiyle toplantıyı dağıtmak
ve aşiretler üzerinde moral kırıcı
bir etki sağlamak lüzumu üzerine Tayyare Alay
Komutanı komutasında 15 uçaklı bir
filo Kırklar dağı, Darboğaz
dere yolu – Zel dağı- Kırmızı
ve Kosur dağları kuzeyindeki Keçizeken
(Yukarı Bor) köyünü havadan bombaladı.
Bu hava taarruzunda özellikle Sabiha Gökçen hanımın
attığı 50 kiloluk bir bomba Keçizeken
köyündek kuzeye kaçan asi grubuna oldukça ağır
zaiyat verdirdiği yapılan gözetlemeden
anlaşılıyordu.” (Albay Halıcı,
Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar, Genelkurmay
Harp Tarihi Başkanlığı yayını,
s. 388)
İşte Gökçen hanımın “kahramanca
eylemlerinden” küçük bir örnek. 15 uçakla bir köy
bombalanıyor, kaçan insanların üzerine
bombalar atılıyor ve tabii yapılan
şeyin adı da “asi bombalamak” oluyor.
Anlaşılan Sabiha hanım bombasını
bırakmadan önce aşağıda kaçışmakta
olan insanların alınlarında yazılı
“asi” sözcüğünü, o keskin gözleriyle okuyuvermiş.
Tabii Türk basınında, onun aslen Ermeni
oluşunu normal kabul edenlerin de buna karşı
çıkanların da kendisini bir kahraman olarak
görmelerine şaşmamak gerekir. Türkiye
denilen devlet ve bu devletin her renkten savunucusu
için kahramanlık tam da Sabiha hanımın
yaptıklarını yapmak değil mi
zaten? Bin yıllık Türk tarihine bakın;
başka bir şey görebilir misiniz?
|