Leyla Zana’nın gafı
G. Doxan
Son günlerde Türkıyede her kademede ve hayatın
her alanında tartışılan bir
konu haline gelen Paris Kürt Enstitüsünün öncülüğünü
yaparak Herald Tribunegaztesinde yayınlandığı
Kürt Halkının demokratik istemlerini içeren
bir bildiri.’İlan ‘
Aslında Bildiri öz ve içerik olarak ne Kopenhag
kriterlerine nede Avrupa parlamentosunda tartışılan
ve konuşulan konulara ters gelebilecek bir
şey yok. Son derece ılımlı insani
ve demokratik istemler içeren bir düzeyde.
Ne istemişti Kürt aydınları?
Geçmiş Dönemde Yakılıp yıkılan
3400 Köy ve mezranın yeniden inşa edilerek
göçe zorlanmış Kürt insanınının
yerlerine yurtlarına geri dönmeleri.
Genel bir affın çıkarılarak Ceza
evlerindeki İnsanların yeniden sivil yaşama
katılmasının sağlanması.
Kürtlerin Kendi dillerinde eğitim, Kendi
kimlikleri ile parti ve dernek kura bilmeleri için
Mevcut anayasanın değıştirilerek
çağdaş bir Anayasa ile güvenceye kavuşturulması.
Dahası TC. Hükümetinin Kuzey Kıbrıs
Türkleri için istedikleri haklara denk düşecek
haklar ve ya Katalan, Bask, Valon’lara ve ya Güney
Tir ol’a tanınan haklar gibi hakların
güvence altına alınması.’ Bu haklar
Federasyon ve otonomi anlamını içermekte’
Bu İstemler siyasal ve politik olarak İstemlerimize
motamo cevap vermeye bilir Ve hatta kimilerimize
göre geri istemler kategorisine de girebilir.Tüm
bu olumlu ve olumsuz yanları ile isteklerin
gerekli adrese ulaşması. Bu İsteklerin
tartışılması. Ve ayni zamanda
tartıştırılması son derece
doğru ve olumlu bir adım. Bu anlamı
ile gerek Paris Kürt enstitü sini ve gerekse imzaları
ile bildiriyi destekleyenleri kutlamamız gerek.
Bu istemleri içeren Bildiriye Sayın Leyla
Zana ve Ceza evindeki Kader arkadaşları
DEP Millet vekilleri de imzacılar arasında
olanlardandı.
Bu aşamadan sonra Türkiye toplumunun Tutucu
ve şoven kesimi ile hükümet ve bulvar basını
tarafından baskı unsuru oluşturuldu.
Bu baskı unsuru karsısında direnen
imza sahibi aydınlar olduğu gibi hasımları
karşısında diz çöken ve geri adım
atan Leyla Zana ve Kader arkadaşları ‘’Federasyon
Çağ dışıdır ‘’ açıklamasını
yaparak imzalarını geri çektiler, Leyla
Zana ve Kader arkadaşlarının bu davranışı,
Gerek Kürt çevrelere ve gerekse Türkiye demokrasi
güçleri ile aydın kesime soğuk bir duş
aldırdı. Sahi Adı geçenler Almanya’nın
16 Federasyondan meydana geldiğini biliyorlar
mı ?
Dahası Sayın Leyla zana 15 Aralık
2004 Tarihinde Paris’te İmzacı Kürt Aydınlarına
‘ Kürt aydınları Sazı Kendilerine
Çalıyor ‘ diyerek Paris’te Ahmet Kaya Kültür
Merkezinde sohbet sırasında İlanla
ilgili Şunları söyledi.’’Kafaları
Karışık, Kürt Aydınları
Savaştan öncede halkla beraber değillerdi,
Savaş Durduğunda yine Kürtlerle değillerdi.Biz
Parlamentoda da Halkla beraberdik bu günde beraberiz.
Kürt aydınlarının Kafası karışıktır.
Her Biri eline bir saz almış ve kendine
çalıyor. 30 yıldır Ülkeye adımını
atmayanlar burada oturmuşlar Kürt halkı
savaşsın, Ölsün, Çürüsün diyorlar ve burada
yaşamlarını sürdürüyorlar. Halka
öğüt vermeye kimsenin hakkı yok. Kürtler
öyle bir merhaledeler ki, Hem özgürlüklerine, Kimliklerine
sahip çıkıyorlar, Hem de diğer meselelerine
sahip çıkıyorlar. Artık eskisi sadece
ekonomi yada sadece sosyal yaşam demiyorlar
.Bu gün hepsini birlikte istiyorlar. Hepsi birlikte
bu kimliğin içinde olsun. 15 Aralık 2004
Hürriyet Gazetesi.’’ diyerek ikinci gafını
yapmıştı. Birinci Gafını
Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell’in
Türkiye gezisi döneminde Leyla Zana’nın verdiği
yemekte yapmış olduğu konuşmada
‘ Biz Türkler çok Misafirperveriz ‘ devamla ‘‘Türkiye’de
yeni sınırların oluşmasını
istemiyoruz’’ diyerek Kendisine yeni bir kimlik
bulmuştu. Zana’nın Kendisine yeni bir
kimlik bularak kendisini öyle görmesi veya kendisini
Türk his etmesi beni rahatsız etmiyor. Burada
yanlış olan bir şeyde yok. Bu konudaki
siyasal ve sosyal tercih kendisini ilgilendirir.
Asıl akıllara durgunluk veren konu Sayın
Leyla Zana’nın Demokrat Kimliğinden vaz
geçmesi. Ait olduğu aidiyeti bır çırpıda
reddetmesidir. İkincisi Kürdistan’ın dört
parçasında halkın istemlerinden ve Siyasi
partilerin programlarından habersiz olduğu
söylenebilinirmi ?
Sayın Leyla Zana Başınıza
bağladığınız Kürt Bayrağı
Renklerini sembolize eden renkli bant nedeniyle
Türkiye Büyük Millet Meclisinden Tekme tokat dışarı
atılmıştınız. Bu nedenle
de Türkiye ceza evlerinde, 9-10, yıl yatmıştınız.
İşte o saz çalıyor Gördüğünüz
Aydınlar Siz ve Dava Arkadaşlarınız
için yıllar yılı Barış,
demokrasi ve insan hakları Kavgası veriyorlardı.
Sizlerin İstem ve neden ceza evinde olduğunuzu
dilleri döndükçe anlatmaya çalışarak Kamu
oyu oluşturuyorlardı. Onların Namuslu
çaba ve dirençli kavgalarını inkar etmeden
hatırlamanızda fayda var.
İlanda imzası bulunan aydınlar
Kimseye öğüt vermiyor, Kürt Halkının
demokratik ve insani istemlerini dile getirerek
gerekli kurumları uyarıyorlar. Onlar öğüt
vermiyor, Ama sizler sayın Zana Kürt Halkının
hak ve çıkarları üzerine bir çırpıda
çizgi çekiyorsunuz. Kendi kimliğiniz üzerine
çektiğiniz çizgi gibi.
Halkın Gücü Aydın ve Demokrasi güçleri
ile birleşince her şeyin üstünde. Bu güç
yaşama yön verir. Kaygan bir zemin üzerinde
bu Güece Karşı kariyerinizi Koruamaya
güc ve kudretiniz yetmez. Yazık olur Siyasi
alandaki emeklerinize. Yinede karar sizin.
|