PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 
Demokrasi Mi Ulusal Çıkarlar Mı?

H. Bengin

Irak seçimleri ve Güney Kürdistan’ın iki büyük partisi YNK ve PDK’nin imzaladığı “Selahaddin Anlaşması”sıyla ilgili tartışmalar sürüyor.

Güney’de yayınlanan gazete ve dergiler sayfalarının önemli bir bölümünü seçimlere ayırmış bulunuyorlar. Seçimlerle yönelik olarak hazırlanan programlar yerel ve ulusal televizyon kanallarında sık sık yayınlanıyor. Siyasi parti, örgüt ve şahsiyetler basın kanalıyla konuya ilişkin görüşlerini kamuoyuyla paylaşıyorlar.

Buna karşın Kuzey Kürdistan kamouyunun, Güney’deki seçimlerin öneminden yeterince haberdar olduğu kanısında değilim. Kuzey basınında seçimlerin önemi ve niteliğine ilişkin bilgiler yok denecek kadar az; eğer PKK’nin Güney için oluşturduğu Demokratik Çözüm Partisi’nin ortak liste dışında kalması nedeniyle bağırıp çağırmasını, Selahaddin Anlaşması’nı  “Barzani’nin Kürdistan liderliğinde, Talabani’nin Irak Cumhurbaşkanlığında anlaşma” olarak değerlendiren gayri ciddi yorumları dikkate almazsak...

Doğrudur, “bilgi sahibi olmadan görüş sahibi olunmaz”. Ama bizim coğrafyamızda, bilgi sahibi olsun ya da olmasın, herkesin hemen her konuda söyleyeceği şeyleri vardır. Bilgi sahibi olmayan bazıları söylemekle kalmaz, konuyu başkalarıyla ciddi ciddi tartışırlar da. Oysa Böylesi tartışmalar sağırlar diyalogundan öteye geçmez. Ben olası sağırlar diyalogunun önlenmesine, tartışmaların yol gösterici olmasına katkı sağlamak amacıyla bazı bilgileri aktarmak istiyorum.

Irak’da seçimlerin hazırlanması, seçimlere katılmayı hak eden partilerin tesbit edilmesi, oyların sayılıp sonuçlarının açıklanması, vb işlerden  “Bağımsız Seçim Yüksek Komisyonu”nu sorumlu. Yetkileri, çalışma prensibleri ve üyeleri, ABD’li “Sivil Yönetici” Paul Bremer tarafından tesbit edilen Komisyon özel bir bütçeye sahip ve Irak hükümetine karşı sorumlu değil. BM tarafından kabul edilen Komisyon, diğer ülkelerin benzeri çalışmalar yapan kuruluşlarından da maddi yardım görüyor.

Irak Meclisi, Kürdistan Parlamentosu, İl meclisleri için yapılacak seçimlere ortak listelerle  katılmak mümkün. Ortak ya da tek tek sunulan listelerde yer alacak adayların en az yüzde 25’i kadın olması gerekiyor. 18 yaşından büyükler oy kullanabilecekler. Adayların 30 yaşından aşağı olmaması, en az lise veya dengi okul mezunu olmaları şart. BAAS Partisi yöneticileriyle, bu partinin herhangi bir kurumunda görev alanlarla, devlet malından zengin olanlar aday olamazlar. (1991’den itibaren Kürdistan’da, Saddam rejiminin yıkılmasından sonra öteki yerlerde yaşanan talan dikkate alınır ve devlet malından zengin olmakla ilgili şart uygulanırsa, yeterli sayıda aday bulmak kolay olmasa gerek!)

Musul, Hanıqin, Sıncar, Kerkük gibi “yeni kurtarılan” ve Kürdistan coğrafyasının parçası olan bölgelerde yaşayanlar, Kürdistan Parlamentosu için oy kullanamayacaklar.

Seçimlerle Irak Meclisi’nin 275, Kürdistan Parlamentosu’nun 111, İl Meclisleri’nin 41 üyesi belirlenecek.

Irak Meclisi’nin aşağıdaki 3 önemli gerevi yerine getirmesi gerekiyor:

1- Ulusal ve uluslararası muşruiyete sahip olacak olan Irak hükümetini belirlemek,

2- Irak’ın daimi anayasasını hazırlamak,

3- Yeni anayasanın kabulünden sonra, ülkeyi 2005 Aralığında yapılacak seçimlere hazırlamak.

Görüldüğü gibi oluşacak Irak Meclisi’nin en önemli görevi ülkeyi yeni bir anayasaya kavuşturmak olacak. Yeni anayasanın niteliği sadece Irak’ın geleceğini belirlemekle kalmayacak, bölgenin şekillenmesini de etkileyecek.

Bölge devletleri, başta ABD olmak üzere bölgeyle ilgilenen öteki güçler de Irak seçimlerinin, bölgenin sekillenmesi açısından çok önemli olduğu konusunda hemfikirler. Özellikle bölge devletleri çıkarları doğrultusunda, açık-gizli biçimde seçimlere müdahale ediyorlar, lehlerine sonuçlanması için her türlü çabayı gösteriyorlar.

Anayasanın niteliği en çok Kürtleri ilgilendiriyor.

Yeni anayasa federasyonu, Kürtlerin kazanımlarını güvence altına alacak mı? Anayasayla federal, demokrat ve çoğulcu bir Irak’ın oluşması hedeflenecek mi?

Seçimler yaklaştıkça Güneyli Kürtleri yukarıdaki soruların yanısıra bir başka sorun da endişelendiriyordu. Güney’in iki büyük partisi Kürdistan Parlamentosu seçimi sonuçlarına saygı gösterip muhalefet görevine razı olacaklar mı? İki hükümet, siyasi partilerin kontrolünde olan silahlı güçler nasıl birleştirilecek? Bu benzeri sorunlar yeniden kardeş kavgasına yol açar mı?

YNK ve PDK liderlikleri arasında görüşmelerin devam etmesine, Mam Celal ve Mesud  Barzani’nin endişeye mahal olmadığına, temel konularda anlaştıklarına dair yaptıkları açıklamalara karşın halk bu endişeleri duyuyor ve her fırsatta dile getiriyordu.

Endişelerini giderdiği için halk tarafından büyük bir sevinçle karşılanan Selahaddin Anlaşması, sadece Irak genel seçimlerine ortak listeyle katılmayı amaçlamıyor. Basına yansıdığı kadarıyla Güney Kürdistan’ın geleceğiyle ilgili maddeler de anlaşma yer alıyor. Kürdistan Anayasası uyarınca seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra istifa etmesi gereken hükümetlerin yerine kurulacak tek hükümette iktidarı paylaşmak, iki büyük parti dışındaki güçleri de iktidara ortak etmek, Kerkük ve yeni kurtarılmış bölgelerin Kürdistan sınırlarına dahil edilmesi gibi hayatı sorunlarda ortak davranmak, anlaşmanın özünü oluşturuyor.

Güney’in deneyimli politikacılarından birisi, ortak listeyle seçimlere katılmaya, “Kürdistan’daki mücadeleyi bir yıl kadar dondurup, Kürt tarafı olarak Bağdat’daki mücadelede birlikte davranma” diyor.

Ortak listeyi desteklediklerini açıklayan partilerin sayısının giderek artması, halk tarafından büyük bir çoğunlukla kabul gören bu değerlendirmenin siyasi cenahta da onay gördüğünü gösteriyor.

İçinden geçilen süreçte kazanımların korunması, Kerkük ve yeni kurtarılmış Kürt illerinin Kürdistan’a bağlanması ortak stratejik hedeflerdir. Dar grup çıkarlarını bir yana bırakıp bu stratejik hedefler için bir araya gelmek, gelecek için de çok önemlidir.

Irak seçimlerinin demokrasi ve federasyona karşı olan bir meclisi ortaya çıkarması ihtimal dahilinde. Böylesi bir parlamentonun ortaya çıkması durumunda Kürtlerin Parlamento’dan, Kerkük ve öteki Kürt illerinden vazgeçmesi beklenemez. Bağdat’tan çekilip, bağımsızlığını ilan etmek de dahil, Kürtlerin olası her gelişmeye karşı hazır olmaları gerekiyor. Ki Selahhaddin Anlaşması bunu amaçlıyor.

Durum böyleyken, “Falan post filan kişiye verilecek” diyerek anlaşmayla alay eden kişi, eger Güney’in yeminli düşmanlarından değilse, en azından bilgi sahibi olmadan fikir yürütenlerden biridir.

Öte yandan Güney Kürdistan’da bazı parti, grup ve kişiler, seçimlere tek bir listeyle katılmayı anti demokratik buluyorlar. PDK ve YNK’yi aldıkları kararları öteki partilere dayatmakla suçluyorlar. Hiç bir ulusal çıkarın dayatmaları, demokratik işleyişi ayaklar altına almayı haklı gösteremeyeceğini söylüyorlar.

Demokratik prensipler çiğnenerek ulusal çıkarları gerçekleştirmenin haklı olup olmadığı konuşuluyor. Ulusal çıkarlarla demokrasi arasındaki ilişki konusunda ciddi tartışmalar yürütülüyor.

Söylenenlerde, yapılan değerlendirilmelerde belirli bir doğruluk payı var elbette. Bu nedenledir ki Mesud Barzani ve Celal Talabani anlaşmayı açıklamak amacıyla yaptıkları toplantıda, ortak listenin sürekli olmayacağını, seçimlerin sonuçlarını hazetmeyi öğrenmek gerektiğini dile getirdiler.

Güneyli Kürtlere hem demokrasinin geliştirilmesi gerekli, hem de ulusal çıkarların korunması..

Gelişmeler konusunda fikir ve öneri sahibi olmak istediğinde, yukarıdaki bilgileri gözönünde bulundurmakta fayda var. Yoksa “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar” durumuna düşeriz. 

 

  Dengê Kurdistan © 2004