BİR EYLÜL DÜNYA BARIŞ
GÜNÜ:
DÜNYA KALICI BİR BARIŞ ORTAMINDAN HALA
UZAK
Bir Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlayan
yer küresi kalıcı bir barış
ortamından hala uzak görünüyor.
Dünyanın büyük bir felaket yaşadığı
İkinci Dünya Savaşı’nın üzerinden
bir yarım asırdan fazla zaman geçti. Ancak
o günden bugüne yeryüzünde savaşlar ve kıyımlar
eksilmedi. Bu dönem içinde çıkan savaşlarda
ölenlerin sayısı İkinci Dünya Savaşı’nda
yaşanan insan kayıplarını geride
bıraktı.
Dünya’da Soğuk Savaş’ın sona ermesinin
ardından bir dünya savaşı tehlikesi
azalsa bile, bölgesel savaşlar devam ediyor.
Silahlanmaya dev kaynaklar ayrılıyor,
kitlesel imha silahları üretimi kontrolsüz
bir biçimde artarak yayılıyor. Irkçı
ve sömürgeci uygulamalar, köktendinci yaklaşımlar,
yabancı düşmanlığı, faşizm
ve şövenizm gibi çağdışı
ideolojiler, ülkelerin yayılmacı ve hegemonyacı
ihtirasları her gün yeni savaşlara ve
çatışmalara yol açıyor.
Üzerinde yaşadığımız
Ortadoğu coğrafyası yılardır
çatışmaların eksik olmadığı
bir bölge. Filistin ve Kürt sorununun adil bir
çözüme kavuşturulmamış olması
bu bölgedeki başlıca gerilim kaynağı
durumunda.
Saddam rejiminin devrilmesinden sonra Irak’ta
kalıcı bir barış ortamının
yakalanma şansı artmış görünmekte.
Ancak demokrasi düşmanları Irak’ta çoğulcu,
federal, demokratik ve laik bir yapının
kurulmasına karşı direnerek bu ülkede
barış ve istikrarın kurulmasını
engellemektedir.
Türkiye’de de kalıcı bir barış,
uzlaşı ve kardeşlik ortamının
kurulması için Kürt sorununun demokratik ve
eşitlik temelinde çözümü olmazsa olmaz bir
koşuldur. Demokrasinin evrensel bütün kurum
ve kuralarıyla inşası, ekonominin
hakça ve herkese insanca bir yaşam sunacak
tarzda yeniden düzenlenmesi potansiyel çatışma
ortamlarının yok edilmesi için gereklidir.
Bunun için köklü bir anlayış değişikliği
ve medeni bir cesarete ihtiyaç var. Avrupa Birliği’ne
üyelik süreci bu bakımdan Türkiye için bir
şanstır. Ülkeyi yönetenler ise iç ve dış
kamuoyunun gözünü boyama niteliğinde değişikliklerle
bu süreci tüketmeye çalışıyor. Oysa
bu yaklaşım ne ülkenin gerçek anlamda
demokratikleşmesine ne de Kürt sorununun kalıcı
çözümüne hizmet eder. Tersine bu anlayış,
ülkenin sürekli enerji ve zaman kaybetmesine ve
mevcut gerilim ve istikrarsızlığın
devamına yol açar.
Bir Eylül Dünya Barış Günü, Türkiye,
Ortadoğu ve dünyamızda kalıcı
bir barış, özgürlük, eşitlik ve kardeşliğin
egemen olduğu bir yaşam kurmak, bu yöndeki
çabaları daha etkin kılmak için iyi bir
fırsattır. Bu fırsatı kaçırmayalım.
Genel Başkan Yardımcısı
Bayram Bozyel
|