PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

BASINA VE KAMUOYUNA

HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PARTİSİ BAŞKANLIK KURULU'NUN AÇIKLAMASI

11 Nisan 2004 tarihinde Diyarbakır’da toplanan Başkanlık Kurulu’muz 28 Mart yerel seçim sonuçlarını değerlendirerek aşağıdaki bildiriyi basına ve kamuoyuna yayınlamayı kararlaştırdı.

28 Mart 2004 tarihli yerel seçim sonucunda ortaya çıkmış olan tablo Türkiye toplumunun genel olarak bir değişim ve arayış içinde olduğunu göstermektedir. Statükocu, şöven ve değişim karşıtı partilerin toplumdaki politik etkinlik ve destekleri giderek azalıyor, Türkiye’nin geleneksel; inkarcı, tekçi ve otoriter bir anlayışla yönetilmesi giderek zorlaşıyor.

Toplumun ezici çoğunluğu ise değişim istiyor; iyi bir yaşam, daha çok hak ve özgürlükler talebinde bulunuyor. Toplum, 12 Eylül rejiminin, genel olarak da  antidemokratik sistemin kendisine giydirdiği dar ve baskıcı deli gömleğinden kurtulmaktan yana. O, evrensel normlara dayalı, çağdaş, demokratik, çoğulcu bir yaşam istiyor. Ne var ki, mevcut düzen partilerinin hiç birisi bu değişime yanıt verecek durumda değil.

Söz konusu partilerin çürümüşlük ve çözümsüzlüğü, toplumun, ilgi ve desteğini şimdilik AKP’ye yöneltmesine yol açtı. Oysa AKP değişimci bir parti değil, onun ne genel olarak Türkiye’nin geleceğine ne de Kürt sorununun demokratik çözümüne dönük çağdaş ve bütünlüklü bir programı var. Bu nedenle, AKP’nin köklü bir değişim gerçekleştirmesi, toplumun ve özgürlüğün umudu olması mümkün değil.

28 Mart yerel seçiminin bir başka sonucu da Kürt toplumunun tercihine yansımış olanıdır. Kürt halkı, son yerel seçimlerde kendi kimliğine, hak ve özgürlük taleplerine, onun siyasal alandaki temsiliyetine yanıt vermekten yoksun anlayışa çok net bir yanıt vermiş durumda..

Söz konusu anlayış, Kürt toplumunun ve onun iyi niyetli yurtsever insanlarımızın umut ve fedakarlıklarını sorumsuzca harcadı. Uzun yıllara dayalı mücadele enerjisi şöven ve Kemalist çevrelere peşkeş çekildi. Bunun yanıtsız kalması beklenemezdi. Halkımız geçmiş mücadele birikimi ve sağduyusuna uygun bir şekilde politik bir tutum sergiledi, bu tür sorumsuz ve kendini temsil becerisinden yoksun kadro ve anlayışlara uygun bir şekilde uyarıda bulundu.

Öte yandan kimi şöven kesimlerin iddia ettikleri gibi, seçim sonuçlarına bakılarak Kürtlerin yenildiği, ya da ulusal demokratik hak ve özgürlük taleplerinden vazgeçtiği söylenemez. Yenilen, halkımızın her türden değerlerine yabancılaşan ve bu konuda ısrar edenlerdir. Yenilenler, bir halkın tarihi, kültürel ve siyasal değerlerine sırt çevirenlerdir.

Halkımıza gelince, onun hak ve özgürlükler talebi, onurlu, adil ve eşitliğe dayalı yaşam istemi düne göre daha gür, daha güçlü ve daha diridir. Herkes bunu böyle bilmeli.

Bu tablo içinde umutsuzluğa yer yoktur. Halkımız seçeneksiz değildir.

HAK-PAR, dün olduğu gibi bugün de hem Türkiye’nin köklü bir biçimde demokratikleşmesinde, hem de Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinde üzerine düşeni yapmaya kararlıdır.

Partimiz, halkımızın hak ettiği bir siyasal temsiliyetin ve onun taleplerine kararlıca tercüman olacak bir siyasal duruşun sergilenmesinde kendisine düşeni yapmaya hazırdır.

HAK-PAR, halkımızın; onun yurtsever, fedakar, birikim ve emek sahibi bütün güçleri, grup ve bireyleri ile kucaklaşma konusunda, onlarla her türlü etkileşim, işbirliği ve dayanışma içinde olma arzusunda samimi ve açıktır.

Öte yandan, Başkanlık Kurulu’muzun önceki kararları doğrultusunda 11 Nisan 2004 tarihinde Diyarbakır/Prestij Oteli’nde gerçekleşmesi planlanan ‘Avrupa Birliği Sürecinde Türkiye ve Kürtler’ konulu bölge toplantılar dizisinin ilkinin Diyarbakır Valiliği tarafından keyfi bir biçimde engellenmesi kaygı verici bir durumdur. Bu durum  Türkiye’yi yönetenlerin Avrupa Birliği uyum süreci içinde yaptıklarının ve yapmak istediklerinin bir göstergesidir. Hükümet ve onun mülki amirleri bu antidemokratik ve keyfi uygulamayla samimiyet ve iyi niyet konusunda bir kez daha sınıfta kalmıştır.

Başkanlık Kurulumuz bu tür baskıcı uygulama ve hazımsızlığı şiddetle kınar. Yasak ve baskıcı politikalar dün de Türkiye’ye bir şey kazandırmadı, bu gün de bir şey kazandırmaz. Tersine çok şey  kaybettirir.

Kurulumuz, bütün bu antidemokratik engellemelere ve yönetenlerin Kürt sorununun özgürce tartışılması konusunda gösterdikleri tahammülsüzlüğe rağmen doğru bildiği ve inandığı yolda yürümeye devam edecek.

Başkanlık Kurulu’muz, basını, iç ve dış bütün demokratik kamuoyunu bu tür antidemokratik uygulamalar konusunda duyarlılığa davet eder.

HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PARTİSİ
BAŞKANLIK KURULU 

 

  Dengê Kurdistan © 2004