HAK-PAR’ın Eğitim-Sen Hakkında
Açılan Kapatma Davasına İlişkin
Açıklaması:
DAVA GERİ ÇEKİLMELİ
‘Anadilde öğrenimi’ savunduğu gerekçesiyle
Eğitim-Sen hakkında açılan kapatma
davası, Türkiye’deki demokratikleşme sürecinin
nasıl bir şey olduğunu ortaya koymak
bakımından ilginç bir durumdur.
Bilindiği gibi, Genelkurmay’ın isteği
ve Ankara Valiliği’nin suç duyurusu üzerine,
Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın
kapatma gerekçesi ile Eğitim-Sen’e karşı
açtığı davanın ilk duruşması
13 Temmuz 2004 tarihinde yapılacak. Bu dava,
düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne
karşı gösterilen tahammülsüzlüğün
ilk örneği değil. Benzer bir dava da daha
önce partimiz HAK-PAR’ karşı açıldı
ve bu davada verilecek son karar merakla bekleniyor.
Türkiye’de karmaşık bir süreç yaşanıyor.
Bir yanda, demokratikleşme iddiaları
ve bu çerçevede ele güne karşı başlatılan
‘Kürtçe yayın’ ile açılan ‘Kürtçe kurslar’;
diğer yandan ise ‘anadilde öğrenimi’ savunduğu
gerekçesi ile Eğitim-Sen gibi onurlu bir mücadele
geleneğine sahip bir sendikaya karşı
açılan kapatılma davası…
Bu tutarsızlığa ve hazımsızlığa
ne demeli? Bireylerden olduğu gibi, hükümetlerden,
siyasal ve hukuk sistemlerinden de tutarlılık
beklemek son derece doğal bir şey.
Özellikle kritik bir dönemde Türkiye’yi yönetme
misyonuna soyunan AK Parti Hükümeti’nin tavrını
ve gerçek niyetini netleştirmesinde yarar var.
Eğer gerçekten Türkiye’nin en temel beklentisi
olan demokrasi, temel hak ve özgürlükler alanında
köklü ve ciddi adımlar atılacaksa, yapılacak
şey bellidir: Düşünce, ifade ve örgütlenme
özgürlüğü önündeki bütün yasal ve idari engellemeleri
kaldırmak, bu kapsamda açılan davaları
geri çekmektir.
Yok eğer yapılanlar ve söylenenler bir
aldatmaca ve göz boyama ise (ki son davanın
da gösterdiği gibi, ağır basan yan
budur) o zaman da toplumdan destek beklemek yerine,
ondan gelecek direniş göze alınmalıdır.
Son açılan kapatma davasından çıkartılacak
bir sonuç da şudur: Kürt sorunu konusunda ciddi
ve yapıcı bir politika değişikliğine
gitmeden demokrasinin diğer alanlarında
atılacak adımların güdük kalması
kaçınılmazdır. Zira ‘anadilde öğrenim’
talebi esas olarak Kürt sorunu ile ilintili bir
taleptir ve Eğitim-Sen’e karşı açılan
kapatma davasının gerisindeki kaygı
da bundan kaynaklanmaktadır.
Kendisi de kapatma davasına uğramış
ve bu konuda çıkacak kararı beklemeye
mahkum edilen HAK-PAR, Türkiye’nin, demokratik ve
siyasi örgütlere karşı başvurulan
kapatma gibi ayıplardan artık kurtulması
gerektiğine inanmaktadır.
Eğitim-Sen’in ‘anadilde öğrenim’ hakkı
olmak üzere demokratik hak ve özgürlükler uğrunda
yürüttüğü mücadelesini bütün gücümüzle destekliyoruz.
Eğitim-Sen kapatılamaz, kapatılmamalı.
Bayram Bozyel
Genel Başkan Yardımcısı
|