|
11.06.2004
BASINA
VE KAMUOYUNA
Göz
Boyamalarla Sorunlar Çözülemez
Avrupa
Birliği’nden tarih almak için son dönemlerde peş peşe yapılan
yasal ve idari düzenlemelerin çoğu, ne yazık ki, göz boyamadan
öteye geçmemektedir. Son bir hafta içinde
TRT’de ‘farklı dil ve lehçeler’de başlatılan yayınlar bunun
en açık örneğidir.
Türkiye’de
20 milyon dolayında Kürdün yaşadığını, bu halkın kendine has
Kürtçe diye zengin bir dilinin olduğunu sağır sultan bile biliyor.
Herkes gibi Kütler de, en temel bir hakkı,
kendi diliyle sınırsız bir eğitim ve yayın hakkını istiyor.
Herkesin gördüğü bu gerçeği, bu ülkeyi idare etme iddiasındaki hükümet
ve iktidar yetkilileri görmezden geliyor.
Bilindiği gibi hükümet çevreleri, Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde
gündeme gelen Kürtçe eğitim ve yayın konusunu uzun süre sürüncemede
bırakarak, onu kendi adıyla anmaktan ısrarla kaçındı. Soruna, ‘farklı dil ve lehçeler’
biçiminde baştan savma yaklaşıldı. Bu yöndeki uygulama süreci ise bürokrasiye havale edildi.
Sonuçta, ortaya Kürt halkının Kürtçe ile ilgili talepleriyle ilgisiz,
Kürtçe yayından uzak, garip bir uygulama programı ortaya çıktı:
Haftada yarım saat Kürtçe’nin Kurmanci lehçesinden, yarım saat
de Zazaca lehçesinden olmak üzere toplam bir saatlik radyo ve
tv yayını. Ayrıca Boşnakça, Çerkezce ve Arapça’nın da bu yayın
serisine sıkıştırılması işi sulandırmaktan başka bir şey değil.
Bu alanda yapılanlar gösteriyor ki, demokrasi ve Kürt sorununda atılıyor
gibi görünen adımlar ülke ve toplum ihtiyaçları için değil,
dış kamuoyunun gözünü boyamak ve günü kurtarmaya yöneliktir.
Zorla ve içtenlikten uzak yapılacak düzenlemelerin böylesine
komik, hafif ve ciddiyetten uzak olması kaçınılmazdır.
Her zaman olduğu gibi, hükümet çevreleri ve onun basın ve diğer alanlardaki
sözcüleri yapılanları bir devrim olarak niteleyerek bir kez
daha gerçekleri çarpıtmakta ısrar etmektedir.
Kimse Kürtlerin bu konuda ne dediğine ya da Kürtlerin taleplerinin
ne kadar karşılandığına bakmıyor, sorunun gerçek sahibi ile
muhatap olma gereğini duymuyor.
Herkes bilmeli ki; Kürt halkının Kürtçe yayın talebi böylesine baştan
savma düzenleme ve göz boyamalarla karşılanamaz.
Boşnakça, Arapça ve Çerkezce olmak üzere daha birçok dilde yayın
yapılabilir. Ancak Kürtçe’yi bu kapsamda değerlendirmek, Kürtçe
yayın süresini haftada bir saat ile sınırlandırmak ve onu da
bir dizi koşulla bağlamak hiçbir soruna çare olamaz.
Kürt sorununu doğru tanımlamadan, onu kendi adıyla isimlendirmeden,
çözüm konusunda içtenlikli ve samimi bir yaklaşım sergilemeden
yapılacak işlerin böylesine komik olması işten değil.
Çözüm açıktır:
Kürtçe
ile radyo ve televizyon yayın konusu hiçbir sırlamaya tabi kılınmamalı,
bu yayın yerel ve ulusal planda tam gün gerçekleştirilmeli.
TRT’nin bir kanalı 24 saat boyunca Kürtçe yayın için tahsis
edilmeli.
Türkiye’nin oyalamalarla kaybedecek zamanı yok.
Bayram
Bozyel
Genel
Başkan Yardımcısı
|
|