|
“Dersimli okşanmakla
kazanılmaz!’’
BAZI CHP MİLLETVEKİLLERİNE
TARİH DERSLERİ...
Hasan Cemal
Dersim’e ilişkin gerçekleri dile getirdiği için CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün’ü parti içinde neredeyse ipe çekecekler. Dersim’le
yüzleşmeyeceksin, Suriye’de Beşar Esad rejiminin yanında gözükeceksin, Ergenekon’un avukatlığına devam edeceksin, sonra da ‘sosyal demokrasi’den,
‘değişim’den söz edeceksin, kim inanır?..
Yıl 1925. Şark Islahat Planı’ndan: “Vilayet ve kaza merkezlerinde,
hükümet ve belediye dairelerinde ve diğer kuruluşlarda,
okullarda, çarşı ve pazarlarda Türkçeden başka
dil kullananlar cezalandırılacaktır. Dersim
bir an evvel Kürtlüğe karışmaktan kurtarılmalıdır.”
Yıl 1930.
Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt der ki:
“Benim fikrim ve kanaatim şudur ki, memleketin kendisi
Türk’tür. Öz Türk olmayanların Türk vatanında
bir hakkı vardır. O da hizmetçi olmaktır,
köle olmaktır.”
Yıl 1925.
Meclis Başkanı Abdülhalik Renda’nın Doğu
Raporu’ndan:
“Fırat’ın batısındaki vilayetlerin
bir kısmında dağınık vaziyette
yerleşmiş olan Kürtleri Türk yapmak... On sene
müddetle bölgede sıkıyönetim ilan etmek...”
Yıl 1926.
Mülkiye müfettişi Hamdi Bey Raporu’ndan:
“Dersim gittikçe Kürtleşiyor. Tehlike büyüyor. Dersim,
cumhuriyet için bir çıbandır. Bu çıban
üzerinde kesin bir ameliyat yaparak acı sonuç ihtimali
önlenmelidir.”
Yıl 1930.
Başvekil İsmet Paşa, 31 Ağustos 1930
tarihli Milliyet’e der ki:
“Bu ülkede sadece Türk ulusu ırksal haklar talep
etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle
bir hakkı yoktur.”
Yıl 1931.
Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın raporundan:
“Dersim cahildir. Zorunlu iskan uygulanmalıdır.
Yüksek memurlara koloni (sömürge) yönetimlerindeki yetkiler
verilmeli. Türklük telkini yapılmalı. Kürt kökenli
yerli memurlar tümüyle bölgeden çıkarılmalı.
Dersimli okşanmakla kazanılmaz. Silahlı
kuvvetlerin müdahalesi, Dersimliye daha çok tesir yapar
ve iyileştirmenin esasını oluşturur.
Türk toplumu içinde Kürtlük eritilmelidir.”
Yıl 1932.
İçişleri Bakanı Şükrü Kaya raporunda
der ki:
“Kuzey Dersim halkı batıya göç ettirilmelidir.
Askeri harekât başlamadan önce tüm silahlar toplanmalıdır. Yerli memurlar,
(yani Kürtler) casustur. Dersimlilere kendilerinin aslen
Türk olduklarını öğretmek lazımdır.
Uçakların talim uçuşları Dersim üzerinde
yapılmalıdır.”
Yıl 1940.
Bir CHP raporundan:
“Kürtler Türkleştirilmelidir! Kürt meselesi Türkiye’nin en mühim meselesidir. Asimilasyonun ilk şartı dil öğretmektir.”
Yıl 1961.
27 Mayıs Darbesi’nin lideri Orgeneral Cemal Gürsel
Diyarbakır’da der ki:
“Bu memlekette Kürt yoktur. Kürdüm diyenin yüzüne tükürürüm.”
Yıl 1986.
Demirel döneminin dışişleri bakanlarından,
yıllar yılı valilik, emniyet müdürlüğü yapmış olan İhsan Sabri Çağlayangil, kendisi de Dersimli
olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
teybine der ki:
“Dersim’de mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu,
zehirli gaz kullandı, mağaraların kapısının
içinden... Bunları fare gibi zehirledi. Yediden yetmişe
o Dersim Kürtlerini kestiler.”
Yıl 1986.
Muhsin Batur Paşa, 12 Mart Muhtırası’nın
altında imzası olan hava kuvvetleri komutanı,
anılarında, genç bir havacı subay olarak
Dersim’deki ‘özel görevi’nden söz ederken şöyle der:
“Elazığ’ın biraz uzağında, Harput’un eteklerinde çadırlı ordugâh
kurduk. Bir müddet sonra ilk durak Pertek olmak üzere
harekete geçtik. Ve iki ayı aşkın süre
özel görev yaptık. Okuyucularımdan özür diliyor
ve yaşantımın bu bölümünü anlatmaktan kaçınıyorum.”
Yıl 1991.
Demirel, şubat ayında bir akşam Ankara’da, Anadolu Kulübü’ndeki yemekte bana der ki:
“Asker 1980 öncesi benden ‘Dersim Kanunu’ istedi. Vermedim.
Dersim’de korkunç şeyler olmuştur. Renkli bir
mozaiktir Anadolu... Yirmi küsur dil vardır. ‘Ne
mutlu Türküm diyene...’ gelince, bakmayın ‘olana’
dememiş falan, biraz ırkçılık kokar.”
Yıl 2010.
Başbakan Erdoğan, referandum kampanyası sırasında der ki:
“Dersim’de 50 bin kişi katledildi 1938’de...”
* * *
Bazı CHP milletvekilleri Dersim’le ilgili bu gerçeklere
kızıyor. Bu gerçekler CHP’nin kendi tarihinden
geliyor.
Bu tarihi gerçekleri dile getirdiği ve CHP olarak
bunlarla yüzleşilmesi gerektiğini savunduğu
için CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün’ü neredeyse
ipe çekecekler.
Yazık.
Dersim gerçeklerine yüzünü kapatacaksın, Suriye’de
halka zulmeden Beşar Esad rejiminin yanında
gözükeceksin, Ergenekon’un avukatlığına
devam edeceksin, sonra da sosyal demokrasiden, değişimden
söz edeceksin.
Kim inanır?..
İyi pazarlar!
--------------------------------------------------------
20 Kasim 2011-Milliyet
|