BASIN AÇIKLAMASI
HDF´E
AÇIK MEKTUP
Türkiye Cumhuriyeti´nin kuruluşundan
bu yana, egemen olan Kemalist ideolojinin, Kürt
ve Kürdistan varlığını inkar
ettiği bilinen bir gerçek. Bu biçimiyle, kendilerince
gerici bir rejim olarak görülen Osmanlının
da çok gerisine düşüyorlar.
Geçtiğimiz haftalar içerisinde,
Avrupa Milli Görüş Teşkilatı Başkanı
Mehmet Sabri Erbakan´ın „Türkiye´nin güneydoğusu
Kürdistan´dır, Atatürk bile Kürdistan´ı
eyalet olarak biliyor ve görüyordu“ demesine,
HDF Genel Sekreteri Hasan Aslan´ın tepkisini
inkarcı anlayışın sürdürülmesi
olarak, değerlendirmek istemiyoruz. Milliyet
gazetesinin 14 Aralık 2001 tarihli Avrupa baskısında
yayınlanan habere göre; Hasan Aslan bunu „gaflet-dalalet
ve ihanet“ olarak değerlendirmiş
ve Kürdistan´ın İran´da bir küçük bölge
ismi olduğnu belirtmiştir. Yazının
geri kalan bölümünde yine, yıllardan beridir
duyduğumuz söylemleri tekrarlamış
ve sorunu „dış mihraklarda“
aramıştır.
Hasan Aslan´in tepkisi, bizce ya
eksik bilgilenmeden ya Milli Görüş Teşkilatı´nın
düşüncesine karşı oluşunun yanısıra
Kemalist ideolojinin etkisinde kalışındandır.
Zira, Kürdistan terimini Kanuni Sultan Süleyman
dahi kullanmıştır. Bunun dışında,
1889-1898 yılları arasında Şemseddin
Sami´nin dönemin Maarif vekaletinin onayı ve
önerisiyle hazırladığı Tarihteki
ilk Türkçe Ansiklopedi olan „Kamûs-ul Alâm“ de Kürdistan
ve Kürd kavramlarından epeyce bahsedilmiştir.
Kurtuluş Savaşı öncesi, savaşın
kazanılması sonrasında oluşturulacak
vatanın Türklerin ve Kürtlerin ortak vatanı
olacağı sözü verilmiş ve ne yazık
ki, savaşdan sonra herşey unutulmuş
ve inkarcı yaklaşımlar ön plana çıkmıştır.
Hasan Aslan´ın, İran´daki Kürdistan için
de bilgileri yetersizdir. Çünkü, o isim İran´daki
dört Kürt bölgesinden yalnızca birisinin resmi
adıdır.
Bugün de bu inkar sürmektedir. Bizce
acı olan, bunu kendisine Sosyaldemokratım
diyen HDF Genel Sekreterinin sürdürmesidir. Hasan
Aslan´a kendi tarihini objektiv olarak yeniden gözden
geçirmesini öneririz Bu görüşlerin, HDF Genel
Sekreterinin kendi kişisel düşünceleri
olduğunu umuyor, HDF´in bu konuda resmi bir
açıklama yapmasını bekliyoruz.
Unutulmamalıdır ki, halklar
arasında kalıcı bir barışın
ve dostluğun sürmesi, inkarla mümkün değildir.
O ancak, birbirlerinin varlıklarını
kabul etmekle mümkündür. Gerçekler kimin tarafından
dile getirilirse getirilsin, bu onun gerçekliğnden
hiç birşey kaybettirmez ve „Güneş
balçıkla sıvanmaz.“
18.12.2001
KOMKAR
Kürdistan
Dernekleri Birliği
|