PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

Türk Hükümeti Göç Ettirilmiş Köylüleri Yüzüstü Bıraktı
Uluslararası yardım kaynakları hükümetin sorunlu geri donüş programına

(Istanbul, 30 Ekim, 2002) Bugün yayınlanan yeni bir raporunda İnsan Hakları İzleme Komitesi Türk hükümetinin, güvenlik güçlerinin ve paramiliter güçlerin göç ettirilmiş köylülerin evlerine geri dönmesini engellediğini belirtmektedir.

İnsan Hakları İzleme Komitesi, konuyla ilgili uluslararası ve hükümetdışı örgütlerle işbirliği yapması ve uluslararası standartlara uygun yeni ve kapsamlı bir program hazırlayıp finanse etmesi için, Türk hükümetine çağrıda bulunmuştur.

İnsan Hakları İzleme Komitesi araştırma görevlisi Jonathan Sugden’a göre, “Buinsan hakları sorunu, tekil insan hakları sorunları içinde Türkiye’de en fazla sayıda insanı etkileyen sorundur.” Sugden sözlerine şunu ekliyor: “Hükümet göç ettirilen kişileri etkin bir şekilde koruyan ve onların gereksinimlerini karşılayan şeffaf bir program ortaya koymadığı sürece, uluslararası camianın geri dönüş çabasına katkı yapma olasılığı hemen hemen yoktur.”

“Göç ettirilmiş ve Yüzüstü Bırakılmış” başlıklı ve 78 sayfadan oluşan rapor, yasadışı silahlı örgüt PKK ile Türk hükümet güçleri arasında 15 yıl süren catışma sırasında güneydoğu Türkiye’deki köylerinden göç etmek zorunda bırakılan ve ana olarak Kürt’lerden oluşan köylülerin icinde bulunduğu içler acısı durumu belgelemektedir.

Göç ettirilmiş kişilerle ilgili tahminler 380.000 ile 1.000.000 arasında değişmektedir. Bu kişilerin çoğunluğu, PKK’nın yiyecek, saklanma ve üye kazanma olanaklarından yoksun bırakılmasını sağlamaya çalışan Türk güvenlik güçleri ve paramiliter bir güç olan köy korucuları tarafından göç ettirilmiştir.

İnsan Hakları İzleme Komitesi, evlerine dönmek ve kentlerin sıkışık, yoksul ve aşina olmayan ortamından kurtulmak isteyen onlarca göç ettirilmiş köylüyle görüştü. Geri dönüş isteğine ve aktif çatışmaların 1999’da sona ermiş olmasına karşın, göç ettirilenlerin en çok yüzde onu evlerine dönmüştür. İnsan Hakları İzleme Komitesi geri dönüşü engelleyen bir dizi etmen saptamıştır. Bunlar, yetersiz hükümet desteğinden Türk güvenlik güçlerinin ve paramiliter güçlerin süregiden şiddetine kadar uzanmaktadır.

Bir çok köy girilmez alan olarak kalmıştır ve bölge yetkilileri bu köylere geri dönüşü engellemeye devam etmektedir. Diğer durumlarda, geri dönüş için resmi izin vardır ancak geri dönen köylüler jandarma veya köy korucunun taciz, tutuklama veya saldırı şeklinde ortaya çıkan eylemleriyle karşılaşmaktadır. Bazı köylüler ikinci bir kez göç etmek zorunda bırakılmıştır. Mevcut koşullarda geri dönüş, köylüler için ciddi kişisel ve mali riskler içeren bir kumardan başka bir şey değildir.

Mardin’deki köyünden göç etmek zorunda kalan ve İstanbul’da taksi şoförü olarak çalışan bir köylü şöyle soruyor: “Köylüler şimdi dönse bile, bir yıl içinde – hem de şiddet nedeniyle – tekrar geri döndürülmeyeceklerinin ne garantisi var? Geri dönüş için yardım veya izinden çok, köylülerimiz güvenlik garantisi aramaktadır.”

Türk yetkilileri, köylülerin mahkemelere başvurup haklarını almaya çalışmalarını engelleme konusunda kararlı görünüyor. Son yıllarda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’ye karşı açılan ve sayıları artan davalar gözlenmiştir. Ev yıkımlarıyla ilgili birçok davada, mahkeme Türk hükümetinin göç ettirilmiş kişilerin kayıplarını tazmin etmesi gerektiğine karar vermiştir. İnsan Hakları İzleme Komitesi’ne verdikleri ifadelerde, bir çok köylü yetkililerin kendilerine bazı evraklar imzalatmak istediklerini belirmiştir. Bu evrakların amacı, hükümeti göç ettirilme işlemindeki sorumluluğundan kurtarmaktır. Bu tür ifadeler imzalamadan köylülere dönüş izni verilmediği anlaşılmaktadır. Köylüler, ayrıca, yetkililerden geri dönüş haklarını garanti eden veya reddeden herhangi bir yazılı ifade alamamaktadır. İnsan Hakları İzleme Komitesi, yetkililerin sonunda mahkemelere sunulabilecek ve kağıda dökülmüş bir iz bırakmamak için kararlı olduklarını ifade etmiştir.

İnsan Hakları İzleme Komitesi, hükümetin yüksek gürültülerle ilan edilen geri dönüş programlarının yeterli finansmandan yoksun ve yanlış olduğunu, yerleşik uluslararası standartlardan çok uzak kaldığını belirtmiştir.

“Boş vaatler ve eylemsizlik köylülerin yıpratıp umutsuzluğa sürüklüyor” diyor Sugden.

1999 Mart’ında ilan edilen Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Programı şimdiye kadar 12 model köye dönüş konusunda bir fizibilite çalışmasından başka herhangi bir sonuç doğurmamıştır. Bu çalışma da henüz yayınlanmamıştır. Diğer programlar ya korucuların kontrolü altındaki köylere geri donüşe öncelik vermekte ya da köylüleri genellikle tarlalardan çok uzakta olan merkez köylere yerleştirmeyi öngörmektedir.

İnsan Hakları İzleme Komitesi, Türk hükümetinin geri dönuş planlarının Bosna ve Kosova gibi yerlerde göç ettirilmiş kişilerin geri dönüşü ve catışma sahnesi olan yerlerin yeniden imar edilmesi için milyarlarca dolarlık yardım taahhüdü veren uluslararası yardım kurumlarının desteğini kazanmadığını belirtmektedir.

Sugden “Hükümet programlarının uluslararası standartlara uygun olmadığını, dolayısıyla uluslararası finansman elde edilemediğini” söylüyor. “Uluslararası kalkınma örgütlerinden yardım almalarına destek olmak yerine, hükümet köylülerin bu yolunu tıkıyor.”

Hükümetin geri dönüş programının bir de şeffaflık sorunu var. Basında çıkan haberlere gore hükümet bölgenin geleceği konusunda orduyla gizli bir anlaşmaya varmıştır. Bununla birlikte, uygun uzmanlık bilgisine sahip olanlar dahil, sivil toplum örgütlerine danışmama gibi bir tutumu var. İnsan Hakları İzleme Komitesi, ne Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Programı ne de diğer geri dönüş programları konusunda hiç bir yetkili kurumdan yazılı bilgi alamamıştır. Başbakanlığa bağlı olarak çalışan ve geri dönüş programlarından sorumlu olan yetkililer İnsan Hakları İzleme Komitesi’yle görüşmeyi kabul etmemiş ve yazılı olarak yapılan bilgilendirme isteklerine hiç bir yanıt vermemişdir.

Göç ettirilmiş kişilerin sorunlarına çözüm getirmek için, İnsan Hakları İzleme Komitesi Türk hükümetinin bir dizi adım atmasını istemiştir. Bunlar arasında şunlar sayılabilir:

  • Acil bir öncelik olarak, BM’nin Ülke İçinde Göç Ettirilme Konusunda Yolgösterici İlkelerine uygun ve köylülerin evlerine güvenlik içinde dönmelerini sağlayacak kapsamlı bir programın düzenlenmesi için, uygun uzmanlık bilgisine sahip hükümet ve hükümetdışı örgüt temsilcileriyle göç ettirilimiş köylülerin temsilcilerinden oluşan bir planlama forumu kurulmalıdır.

  • Sivil halkın yaşamını tehlikeye atacak süregiden silahlı çatışma veya kara mayınları gibi meşru güvenlik nedenleri dışında, tüm köylülerin evlerine geri dönmesine izin verilmelidir.

  • Ülke içinde göç ettirilmiş, ve yakın geçmişte köyüne dönmüş kişilerle bu kişilere yardım edenlere yonelik taciz eylemlerine son vermek için tüm yönetim kademelerinde gerekli önlemler alınmalıdır.

  • Köy koruculuğu sistemi ortadan kaldırılmalıdır.

  • Masrafları devlete ait olmak üzere, köy ve mezra altyapı tesisleri en azından yıkım öncesindeki standartlara uygun olarak yeniden kurulmalıdır.

  • Geri dönuş yapanların doğrulanabilir bir listesi ve geri dönüşe açık olan veya geçici olarak geri dönüşe kapalı tutulan köylerin adları dahil olmak üzere, geri dönüş sürecindeki gelişmeler konusunda kapsamlı bilgi yayınlanmalıdır.

    İnsan Hakları İzleme Komitesi ayrıca finansman sağlayacak kurumlara da çağrıda bulunmuş ve hem bu gündemi Türk hükümeti nezdinde teşvik etmelerini hem de uluslararası standartlara uygun dönüş programlarını mali olarak desteklemelerini istemiştir.

    Aşağıda, İnsan Hakları İzleme Komitesi raporunda yer alan tanık ifadelerinden bazı alıntılar sunulmuştur:
    1993’te Diyarbakır vilayetindeki evi yakılan bir köylü İnsan Hakları İzleme Komitesi’ne şunları anlatmıştır:

    Bu yıl geri dönmek istedik. Bazı köylüler döndü. Yetkililer onlara bir form imzalamaları gerektiğini söyledi. Köyün PKK tarafından yakıldığını belirten bir form imzalamaları gerekiyordu. Vali bize “Hükümet yaktı derseniz, geri dönüşünüze izin vermeyiz” dedi. Biz de “Şart buysa biz de formu imzlamayız. Niçin yalan söyleyelim?” dedik.

    — Insan Hakları İzleme Komitesi’yle görüşme, Diyarbakır, 22 Haziran 2001.

    1995’te Siirt vilayetindeki evinden zorla göç ettirilen bir köylü İnsan Hakları İzleme Komitesi’ne şunları anlatmıştır:

    Şu anda benim dönmem mümkün değil çunkü en düşük rütbeli asker veya köy korucusu beni tartaklayabilir. Benim buna karşı yapacak hiç bir şeyim yok. Jandarmaya gittim ve meyveleri toplamak için izin istedim. Köyümüz yoldan görünüyordu. Başçavuş ağaçlara gidebileceğimi söyledi, ancak şunları ekledi: “Geçerken köye bakma, dümdüz yürü.” Bayramlarda ebeveyinlerimizin mezarlarını ziyaret etmek gelenektir. Fakat köy yakıldığından bu yana bunu yapamadık.

    — Insan Hakları İzleme Komitesi’yle görüşme, Siirt, 27 Haziran 2001.

    2001’de Diyarbakır vilayetindeki köyüne döndüğünde kurşunlanan ve yaşamını kaybetme tehlikesi geçirmiş olan bir köylü İnsan Hakları İzleme Komitesi’ne şunları anlatmıştır:

    Ciddi tehdit varken köyümüze dönmeyeceğiz. Özellikle korucular var olduğu sürece. Bu insanlar benim eski komşularım – hatta bazılarını arkadaş bilirdim.… Barış olur olmaz döneceğiz.
    — Insan Hakları İzleme Komitesi’yle görüşme, Diyarbakır, 23 Haziran 2001.

* Human Rights Watch

 

  Dengê Kurdistan © 2002