Barışa indirilen
darbe!
İbrahim Malgir
Bu
son zamanlardaki gelişmeler, hayra alamet değildir.
Böyle ortamları yaratanlar vardır ve böyle ortamlardan
istifade edenlerde çoktur. Ortamı karıştırarak,
terör estirilerek, yapılmak istenen şey nedir?
Neden bazı çevreler hem barıştan sözeder
ve bununla birlikte, kendi isteklerini zorla dayatmaktadırlar?
İstekler ne kadar masumane ve adil bile olsa, kan,
gözyaşı ve tehditler üzerinde inşa edilecek
hertürlü bina temelden bozuktur.
Bugün
hala Türkiye genelinde, yani kuzey Kürdistan dahil, barış
ortamını bozmadan ve bütün tehdit ve gözdağından
uzak, hem Kürt meselesini, hemde diğer tüm meseleleri,
haletmenin ortamı ve kuşulları vardır
ve böyle bir durumdan istifade etmenin zamanı geçmemiştir.
Bence bunun aksine davranmak, Türk, Kürt ve diğer
bütün azınlıkların aleyhine işleyecek,
bu nedenle herşey geç olmadan, bu maceradan vazgeçilmelidir.
Öteyandan, devletinde kendi yapısını gözden
geçirerek, bugünkü ayırımcı yapı yerine,
demokratik, çoğulcu, adil ve hukuk devleti olma yapısına
kavuşarak, bütün kargaşalara ve savaş ortamına
son vermelidir.
Devletin,
hukuk devleti olması, demokratik ve adil olması
tek seçenektir. Mevcut örgütlerin ve bütün partilerin,
barış söylemlerinin inandırıcılığı,
yaptıkları eylemlerin içeriğiyle ilintilidir,
yani hem barıştan sözeder, hemde şiddete
başvurma, birbiriyle uyuşmayan şeylerdir.
Bütün şiddet eylemlerine son verilmeden, sorunu çözmek,
halkın yararına bir çözüm değildir, yani
dayatmacı bir çözümdür.
Her iki temel toplumda ve bütün diğer azınlıklarda,
biz ve diğerleri psikolojisi oluşmuş ve
bu psikolojinin değişmesi için, devletin derhal
girişimde bulunması gerekir, yani toplum bölünmüşlükten
ve dışlanmışlıktan kurtulması
gerekir. Yoksa joplarla ne asayiş sağlanır,
nede toplumda bir birine karşı güven ortamı
oluşur.
Bu
seçim ortamı, şiddet ve benzeri terör ortamını
geliştirebilir, oysa böyle bir şey, yani seçim
ortamı, böyle bir şeye meydan vermemesi gerekir.
Çünkü, bunun her zaman kolay atlatılabileceği
düşünülmemelidir. Böyle bir ortamın, dahada
buzulmaması için, her örgüt, her parti ve her çevrenin
kendi tabanı üzerinde kontrol koyarak, ‘şiddet
ortamına alet olmamaları’, çağrısında
bulunmaları gerekir.
Elbette
barışçıl eylemlere ihtiyaç vardır,
bu gerekli ve kaçınılmazdır, ama bu eylemlerin
yapılma biçimleri de, önemlidir. Mitingler hayati
önem taşır ve benzeri eylemler de, aynı
şekilde önem taşır, ancak bu ve benzeri
eylemlerin, provakasyonlara açık olmaması gerekir.
Bütün kışkırtma ve saldırganlıklardan
uzak, toplumun taleplerine, kulak asma mahiyetinde olan
eylemlerin yapılmasına, bir demokratik ve hukuk
devletinin de, elbette bir itirazı olmaz.
Geç
olmadan, şiddetin dozunu düşürüp, hertürlü teröre
karşı, yani şiddet hangi taraftan gelirse
gelsin, ona karşı tevır alarak, normal
ortama geçiş, herkes için gereklidir.
2011-06-04
|