İBRET VERİCİ
OLAYLAR
Yılmaz Çamlıbel
Bazı olaylar, insanı derinlemesine düşünmeye;
duygu, düşünce ve siyasi anlayışını
bir kere daha gözden geçirmeye zorlar. Bu tür olaylar,
ibret alınması gereken olaylardır.
Yanlışlıklardan dönmek, hataları
yenilememek için, bu tür olaylardan ibret almak,
insan ve örgütleri daha başarılı
işler yapmaya yönlendirir.
KDP ile YNK merkezlerine yapılan son saldırı,
tüm Kürdler için bir çok konuda, ibret alınacak
önemli bir olaydır.
Şu anda Irak, onlarca gizli servis elemanlarının
cirit attığı bir yerdir. Burayı
kaosa sürüklemek için her gün sabotajlar düzenleniyor.
Arap bölgesindeki bu istikrarsızlığa
karşın Kürdistan, çoğulcu, demokratik,
barışçı yapısıyla tüm dünyanın
dikkatini çekiyor. Irak’ta kurulmaya çalışılan
çağdaş rejimin, güvencesi olarak görülüyor.
Bunu hazmedemeyen, Türkiye, İran, Suriye’ye
bağlı karanlık güçler, dirlik düzenlik
içinde olan Güney Kürdistan’ı da Arap bölgesi
gibi, istikrarsız bir duruma getirmek istiyorlar.
Kürd Federe Devletinin kurulması için iş
ve güç birliği içinde çalışan iki
Kürd partisine yapılan bu saldırının
amacı bu birlikteliği bozmak, Kürd halkının
özlemlerinin gerçekleşmesini önlemektir.
Kürd halkının özgürlük ve mutluluğu
için 60 yıldan beri büyük bir özveriyle çalışmış,
deneyimli insan ve örgütlerin, bölgeyi kana bulamak
ve kaosa sürüklemek isteyen karanlık güçlere
karşı bu aşamada, yeterli önlemi
alamamış olması ibret alınması
gereken bir durumdur.
Kürdistan’ı aralarında bölüşmüş
olan devletlerin katkısıyla da olsa, olayı
yapanların Kürd olmaları ibret alınması
gereken başka önemli bir konudur. Hala, Kürdü
Kürde kırdırmak politikasından ders
almadığımız görülüyor.
Ama ibret alınacak en önemli konu ise şudur.
Bazı Kürdlerin yanlış bir politika
yürüttüklerini görememeleri, görenlerin bundan vaz
geçememeleri ile tüm yanlışlıklara
karşın halkımızın bu politikaların
peşine yürümeye devam etmesidir.
Bilindiği gibi bazı Kürdler, üniter Baas
ve Kemalist ideolojilerinin etkisiyle, ırk,
sınıf, cins, din ve mezhep kimliklerinden
bazılarını diğerine kurban ediyorlar.
Tüm kimlikleriyle barışık olmayı,
onları özgürce gönlünce yaşamıyı
düşünemiyorlar. Daha önemlisi, bu kimliklerle
ilgili çıkar sıralamasını doğru
yapamıyorlar.
Örneğin, Komünist bir Kürd, sınıf
çıkarını Kürd ulusal çıkarının
önüne koyunca Amerika’nın, Kürd ulusal mücadelesinin
önünü açan, Irak müdahalesine karşı çıkmakta
sakınca görmemektedir. Komünist Kürd şöyle
düşünmektedir. Amerika emperyalist, bense anti
emperyalistim. O halde onun Irak’a girmesine karşı
çıkmam gerekir. Bu müdahalenin neticeleri üzerinde,
Saddam diktatörlüğü, onun ezdiği sınıf
ve halklar üzerinde, mensup olduğu halka neler
getireceği üzerinde, fazla düşünmez.
Mezhep çıkarını ilk sıraya
oturtan bir Alevi Kürd, İslami kişi ve
çevreler üzerinde baskı kuran, yasaklar getiren
Kürd düşmanı ırkçılarla iş
ve güç birliği yapmakta sakınca görmemektedir.
Çünkü ona göre önemli olan aleviliktir.
Fanatik Müslüman bir Kürd, din çıkarını
ulusal çıkarın önüne koyunca, yine aynı
tablo ortaya çıkmaktadır. Böyle bir kişinin
düşüncesi şöyle şekillenmektedir.
Irak Müslüman, Amerika ise Hıristiyan’dır,
kafirdir. Ben de Müslüman’ım. O halde ona karşı
çıkmam gerekir. Saddam rejiminin zulmü, döktüğü,
Müslüman kanı dökmesi, Müslüman Kürdlere kimyasal
silahlarla saldırması üzerinde fazla düşünmez.
Zira onun için İslamiyetin çıkarı
her şeyin üstündedir. Mademki KDP ile YNK Amerika’yla
beraber hareket ediyor, o halde onlar da kafirdir
ve katli vaciptir. Onların, Kürd ulusal mücadelesiyle
ilgili çalışmalarının hiçbir
kıymeti yoktur.
Yaşadığımız her olay,
dolayısıyla hayat bize şunu dayatıyor.
Ülkesi işgal altında olan halkların
aydın, sanatçı, edebiyatçı ve politikacıları,
hangi ideoloji, din ve mezhepten olursa olsun, ulusal
çıkarı her türlü çıkarın önüne
koymadıkça, kölelik zincirlerini kıramazlar.
Şapkamızı önümüze koyup düşünmeliyiz.
Doğruların savunmalı, yanlışlıklara
ise karşı çıkmalıyız. Şunu
asla unutmamalıyız. Ya başımıza
gelenlerden ibret alacağız, ya da sürünmeye
devam edeceğiz.
|