İstanbul'dan
'ana dile' ve 'başörtüsüne' özgürlük talepleri yükseldi...
[Sesonline] İSTANBUL- 'Üniversitede Özgürlük
İnisiyatifi'nin çağrısıyla bugün İstanbul'da
yapılan "Anadilde eğitim, başörtüsüne
özgürlük" yürüyüşünde, yüksek öğrenim kurumlarının
kapılarının yoksullara, başörtülü kadınlara
ve anadilde eğitime açılması talep edildi.
Üniversitede Özgürlük İstiyoruz İnisiyatifi
adına yapılan iki dilli açıklamada şu
görüşlere yer verildi:
"Bugün burda üniversitelerde uygulanan yasaklara
karşı toplandık. Yıllardır üniversitelerimiz
egemenlerin baskısı altında. '80 askeri
darbesinin ürünü YÖK, üniversitelerin özerk-demokratik
yapısını ortadan kaldırarak, üniversiteleri
ve üniversitelileri egemenlerin kölesi hâline getirmiştir.
Bugün hâlâ YÖK'ün varlığı ve yasakları
devam ediyor. Elleri başörtülerimizde, gözleri renklerimizde,
kulakları hangi dilde konuştuğumuzda dikkat
kesilmiş, bizi izliyorlar. Uygulanan bu yasaklar
bizleri özgürce yaşamaktan alıkoyuyor.
Başörtülü bir doktor, sadece ama sadece
başörtülü olduğu için çalıştığı
hastanede işten atılıyor. Aşağılanan,
dışlanan, işten atılan, 28 Şubat'ta
onbinlercesi fişlenen; özgürlükleri, iş hayatları,
kamusal alanda görünür olma hakları ellerinden alınan
başörtülü kadınlar nefret nesnesi olarak değerlendirilirken,
endişe ettiğiniz nedir?
Aslında, ortada endişe yok!
Ortada kocaman bir nefret, kocaman bir yalan var! Üniversitelerde
başörtüsü hakkı yasal güvence altına alınmasın
diye kopartılan bir yaygarayla karşı karşıyayız.
Mecliste başörtülü bir kadının yer almasını
engellemek için çıkartılan bir gürültüyle karşı
karşıyayız!
Görmek istemiyorlar, duymak istemiyorlar, bilmek istemiyorlar.
Başörtüsü takan kadınların yok olmasını,
ya da herkesin başörtülü kadınlar yokmuş
gibi davranmasını istiyorlar. Kinleri sınıfsal;
yoksullardan, yoksul görünümlülerden nefret ediyorlar.
Kemalist devletin on yıllardır süren kini hâlen
devam ediyor.
Bizler, üniversitelerde özgürlük isteyenler,
başörtüsü takan ya da takmayan ama birlikte mücadele
eden öğrenciler, başörtüsü takan arkadaşlarımızın
hakları güvence altına alınıncaya,
okula girme hakları, okul yöneticilerinin iki dudağı
arasından çıkacak "evet" veya "hayır"lara
bağlı olmaktan kurtuluncaya, başı
açık öğrenciler gibi okul kapılarından
gönülleri istediği gibi girinceye kadar mücadele
edeceğiz.
Bugün bir başka talebimizi daha dillendirmek için
bu meydandayız. Anadilde eğitim hakkını
savunmak, "Kürtler Kürtçe konuşur" demek,
sivil itaatsizlik yaparak haklarını arayan Kürt
hareketine dayanışma mesajlarımızı
iletmek için de yürüyoruz.
Bu devlet, bu hükümet, Kürt halkının yakasından
elini, artık, çek-sin!
Bu devletin mahkemeleri, bu hükümetin başbakanı,
meclis başkanı, "Tek dil, tek devlet, tek
millet" diyerek, tekleştirmekten vazgeçsin!
Kadim bir dil olan Kürtçe'yi, "bilinmeyen bir
dil" olarak nitelemekten uzak dursun!
Bütün partiler, faaliyetlerini yapabiliyor, görüşlerini
yayabiliyor, ama Kürtlerin partileri kapatılıyor,
milletvekillikleri düşürülüyor.
Seçilmiş belediye başkanları
ve BDP üyeleri, KCK davasında yargılanıyor.
Halk iradesiyle seçilmiş, faaliyetlerinde demokratik
haklarını kullanan, üzerlerinden bir tek çakı
dahi çıkmamış BDP'liler, sırf düşüncelerinden
dolayı yargılanıyorlar. Üstelik yargılamaların
sürdüğü mahkeme, tutuklu BDP'lilerin anadilde savunma
talebini, Kürtçe'nin bilinmeyen bir dil olduğunu
söyleyerek reddediyor.
Sonra, yine, Kürt halkından sabır göstermesi
bekleniyor. Anadil, bir sabır konusu değildir!
Ana dil, ana haktır!
Anadil ve anadilde eğitim talebi başta olmak
üzere, barış ve demokratik çözüm için ortaya
koyulan talepler bizim de taleplerimizdir. Demokratik
çözüm çadırlarında bizler de nöbet tutmaya devam
edeceğiz.
Bizleri öğrenci değil 'müşteri'
yerine koyan okullar var olduğu sürece, yürürlükte
olan cinsiyetçi eğitim sistemi değişmediği
sürece mücadelemiz devam edecek.
Mücadelemiz, eylemlerimiz, şenliklerimiz, Kürt halkı
haklarını kazanıncaya kadar sürecek.
Başörtüsü takan kadınlar özgürlüğünü kazanıncaya
kadar,
Zorunlu din dersleri kaldırılıncaya kadar,
Okullarda polis terörü son buluncaya kadar,
Parasız eğitim bir hak, doğal bir hak olarak
tanınıncaya kadar, Kürt halkının hakları,
Kürt halkına teslim edilinceye kadar, Anadilde eğitim
hakkı kazanılıncaya kadar sürecek.."
FOTOĞRAF: Gökçe Değirmen (Foto Sentez)
|