İşkenceyi
teşhir kampanyasını destekle!
Sevgili okurlar, Bağdat’ta Ebu Gureyb hapishanesinde Amerikalıların
tutuklulara yaptığı işkenceler
dünya kamuoyuna yansıyınca, Türkiye’nin
işkence konusunda sicili herkesten bozuk malum
çevreleri de hiç utanmadan bu olayın üstüne
atıldılar ve işkenceyi sözde kınadılar.
Oysa bu çevreler yıllar yılı Kürt
ve Türk devrimci ve demokratlarına yapılan
akılalmaz işkencelerin sorumlusudurlar.
Devlet ve siyaset adamı, “güvenlik gücü” olarak
ya bizzat bu işkenceler için emir vermiş
ve sistemli biçimde icra etmişlerdir, ya da
basın olarak işkence karşısında
susmuş, hatta işkence çarkını
ve kirli savaşı onaylamış, destek
vermiş, alkışlamışlardır.
Açık ki bu çevrelerin işkence konusunda konuşmaya, başkasının
işkencesini kınamaya yüzleri olmaması
gerekirdi. Ama konuştular ve hem de herkesten
yüksek sesle. Nedeni açık: Bu işe sevindiler.
“Bakın, yalnız değiliz, Amerika’da
işkence ediyor” dediler. Sebebin biri bu. Doğrudur,
onlar işkencecilikte bir numara olsalar bile,
dünyada yalnız değiller. Ama bu, onların
kara yüzünü ak yapmaya yetmez.
İkinci ve belki daha önemli bir sebep de, Irak’ta federal ve demokratik
bir düzeni engelleme çabalarında işkence
olayını da bir bahane olarak kullanmaktır.
İşin garibi, işkenceye öteden beri
alışık ve bunu kendi haltına
reva gören tüm Arap gericiliği de bu olayları
kullanmaya çalışıyor.
Bu nedenle biz, www.kurdistan.nu sitesi olarak
bu ikiyüzlülüğü ve utanmazlığı
ceşitli yazılar ve belgelerle anında
teşhir ettik. Diyarbakır 5. Nolu’daki
işkenceleri bizzat Yaşamış Yılmaz
Çamlıbel arkadaşımız da bu konuda
yazdı. Bizimle birlikte, Ruşen Aslan,
Recep Maraşlı gibi geçmişte Diyarbakır
5. Nolu cezaevinde ve öteki cezaevlerinde işkenceyi
bizzat yaşamış bazı Kürt aydınları
da, sömürgeci Türk rejimini bu alanda teşhir
için kimi sitelerde kampanya açtılar. Biz de
ayrıca bu kampanyayı destekliyor ve tüm
yurtsever, demokrat insanların desteklemesini
istiyoruz.
İşkence bir insanlık suçudur. Kim yaparsa yapsın lanetlenmeli.
Ebu Gureyb’de yapılanları lanetliyoruz.
Ama Amerikalılar hiç değilse, komutanlar
ve devlet başkanı düzeyinde bile, özür
dilediler. Oysa Türkiye’dekiler ödüllendirildiler.
Şimdi de el üstünde tutuluyorlar. Bu daha akıl
almaz bir utanmazlık, bu ülkenin insanına
ve dünyaya karşı pervasızlıktır
Türkiye’nin işkence sorumluları da özür dilemeli. Kirli savaş
döneminin komutanları, polis şefleri,
bundan öte bu sistemli işkence uygulamasının
baş sorumluları olan başbakanlar,
içişleri bakanları, devlet başkanları
özür dilemeli.
Yıllar yılı işkence karşısında susan, hatta
alkışlayan Türk basını özür
dilemeli.
İşkenceciler ve onlara göz yumanlar, teşvik edenler hakkında,
en başta Türk Pinoşesi Evren hakkında
soruşturma açılmalı. Onlar yaptıklarının
hesabını vermeliler.
Bunlar olabilir mi? Bu ülkede zor! Ama biz isteyelim ve lanetleme hakkımızı
kullanalım. Hiç değilse bu ikiyüzlülüğü,
arsızlığı teşhir edelim.
|