psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 
Özgürlüğü, demokrasiyi ve barışı bize çok görenlere dur diyelim

Kemal Burkay

Dün (13 temmuz) Silvan yöresinde 13 askerin ve 7 PKK gerillasının ölümüne 7 askerin de yaralanmasına yol açan olaydan derin acı ve üzüntü duydum.

Daha aylar öncesi, seçimlerin ardından ortamı gerginleştirecek olay ve gelişmelerden ciddi kaygı duyuyordum. Bunu 20 gün kadar önce medyaya yansıyan, BDP ve CHP’nin boykotu nedeniyle kaleme aldığım “Kaos Ortamını Kim İster?” başlıklı açıklamamda da dile getirmiştim.

Kanımca son elem verici olay dahil, şu anda yaşadıklarımız bu niteliktedir. Geçmişte olduğu gibi, demokratikleşme ve barış yönünde her ciddi adımı engellemek için şiddet pompalayan, porovokasyonlara başvuran odaklar şu anda da iş başındadır. Özal’ın silahları susturmak ve çözüm yönünde adım atmak için 1993’te başlattığı süreç de aynen böyle sabote edilmişti.

Ben kendi payıma ötedenberi, çözüm ve barış yönünde ilerlemek için silahların karşılıklı susturulmasını; bundan da öte, PKK’ya tek yanlı ve bütünüyle silah bırakmasını önerdim. Silahlı mücadele bugüne kadar ne işe yaradı ya da yaramadı, ayrı bir konu; ama gelinen aşamada onun Kürt halkının özgürlük mücadelesine bir yararı yoktur. Zaman zaman yer alan çatışmalar, şiddet eylemleri, yalnızca gergin bir ortama gerek duyan, savaştan yararlanıp rant ve güç sağlayan, demokrasi, barış ve çözüm karşıtı güçlerin işine yaramaktadır.

Çoktan beridir ki Kürt ya da Türk, yitirdiğimiz her can yüreğimizi yakıyor. Bu canlar yitmeden uzlaşabilir, uygar insanlar gibi çözüm bulabilirdik.

Biz elbet, kısa ya da uzun bir gelecekte özgür ve demokratik bir ülke kurmayı ve orada uygar insanlar gibi yan yana, elbet eşit koşullarda yaşamayı başaracağız. Ama toprağa düşen bu canlar artık yaşamayacaklar. Onların hayatı gençliklerinin baharında soldu.

Onların ana babalarının, sevdiklerinin acısını hiç bir şey dindiremeyecek.

Seçimlerden sonra yer alan bir dizi şiddet eylemi, özellikle toplumda geniş tepkilere yol açabilecek son eylem,  yeni ve demokratik bir anayasa yapılması ve Kürt sorununun çözümü yönünde adım atılmasını engellemeye yönelik bir tuzaktır. Zaten böylesi bahaneler arayan çevreler daha şimdiden açılım sürecini ve demokratikleşme adımlarını suçlamaya, hükümeti kuşatmaya almaya başladılar.

Bu tuzağı boşa çıkarmak için sorumluluk duyan herkese, en başta da hükümete görev düşüyor.

Başbakan, son eylemin ardındaki elden söz etti, Bu eli, ya da söz konusu acımasız odakları uzakta aramaya gerek yok. Onların bu ülkede, devletin derinliklerinde olduğunu ve ellerinin bizzat PKK’nın içine uzandığını biliyoruz. Hükümet bu tuzağı deşifre etmek, kamuoyunu aydınlatmak için daha cesur olmalı.

Silvan’daki olay her bakımdan aydınlatılmalı. Neden tam da yeni bir anayasa, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü yönünde ciddi gelişmelerin beklendiği bir aşamada bu kanlı operasyonlarda ısrar?

BDP bu tuzağın boşa çıkarılması için kendi payına düşeni yapmalı; gerilim ve kaos yanlılarına yarayacak tutumlardan uzak durmalı, boykota son vermeli, değişim ve demokratikleşme yönünde çaba göstermeli.

Kürt ya da Türk, Sünni ya da Alevi, emekçi ya da iş adamı, bu tuzağa karşı çıkalım; özgürlüğü,  demokrasiyi ve barışı bize çok görenlere dur diyelim.

Örgütler arasında, takım tutar gibi bir tavır sorunları çözmeye, bu tuzakları deşifre edip boşa çıkarmaya yetmez. Eğer ortada bir şike varsa onun üstüne hep birlikte gidelim.

Çocuklarımızın hayatını koruyalım ve geleceğimizin karartılmasına izin vermeyelim.

14 Temmuz 2011

 
   
Dengê Kurdistan © 2011