psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 

Kemal Burkay Ankara’da Dostlarıyla Buluştu

Politikacı, şair ve yazar Kemal Burkay, Ankara’da dostlarıyla buluştu.
İstanbul’dan Ankara’ya karayoluyla giden Burkay, Ankara girişinde aralarında Hak-Par Genel Başkanı Bayram Bozyel ve parti yöneticilerinin de bulunduğu kalabalık grup tarafından karşılandı.
Burkay; 6 Ağustos 2011 (cumartesi) akşamı, Ankara Neva Palas’ta düzenlenen yemekte, dostları, arkadaşları, gazete ve televizyon temsilcileri, STK temsilcileri, politikacı ve akademisyenlerle buluştu.
‘Özgürlük ve Barışın Sembolü Hoş geldiniz' pankartı altında yemeğe katılanlara seslenen Burkay, Kütçe başladığı konuşmasını Türkçe olarak sürdürdü.
31 yıldan beri yurtdışında olduğunu, ancak ülke ile ilişkisinin hiç kopmadığını belirten Burkay; “Yurtdışında, hemen hemen tüm ülkelerde, bizim ülkemizden çok insan vardır. Türkler, Kürtler, bunun yanı sıra başka ülkelerden gelmiş insanlar vardı, yalnızlık çekmedik. Dernekler vardı. Yani bizim kurmuş olduklarımız veya bizden öncekiler tarafından kurulmuş olanlar. Bu insanlarla birlikte ülkemizin tekrar demokratik bir ortama dönmesi için aralıksız mücadele ettik. Öyle ki cunta zaman zaman bizden çok rahatsız oldu. Onun eli içerdeki işkence ve infazlarla sınırlı kalmadı, yurtdışına da uzandı ama buna rağmen mücadelemizi aralıksız sürdürdük. Eğer bugünlere gelebildiysek, eğer ben dönebildiysem, bugün aranızdaysam ve böylesine rahatça konuşabiliyorsak elbette bu işte en büyük pay, yurtiçinde bütün güç koşullara rağmen aralıksız olarak mücadele eden insanlarımızındır. Bunu çeşitli vesilelerle dile getirdim. Kitlelerdir, cezaevlerinde direnen insanlarımızdır, aydınlardır, namuslu aydınlar, sanat adamlarıdır, siyaset adamlarıdır. Hepsinin bu işte büyük payı var. Medyanın desteğini de elbette unutmamak gerekir. Medya, özellikle bu son iki-üç yıl içerisinde görüşlerimi kamuoyuna yansıtmak için bana büyük destek verdi.”
İyi karşılandığı için buna zemin hazırlayanlara teşekkür eden Burkay; “Öte yandan bunu başka türlü yorumlamak isteyenler oldu. Ama beni tanıyorsunuz, ben elli yıla yakın bir süredir mücadelenin içinde bir insanım. Ben ülkemde hayatın daha iyi olması için, insanlarımızın daha özgür olması için, baskıdan, sömürüden kurtulmaları için elimden geleni yaptım. Bu konuda başım dik. Bu tür suçlamaları hiç önemsemiyorum. Kendime güvenim var, kompleksim yok. Şunu da söyleyeyim ki en zor olan şey önyargılardan kurtulmaktır. Einsten'ın dediği gibi, “Önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur” dedi.
Değişimden yana olması gereken, toplumun daha ilerici kesimleri olarak bilinenlerin de önyargıları olduğunu, bu nedenle de birbirimize karşı hala yeteri kadar hoşgörülü davranamadığımızı söyleyen Burkay; “Ülkemiz bir değişim içinde, hem ekonomik, hem siyasal hem de kültürel bakımdan değişiyor. Ama ne yazık ki hala güçlü önyargılarımız var. Oysa bunu aşmamız gerektiğini düşünüyorum. Yani ezberlerimizi bozmamız gerektiğini düşünüyorum. İster sol gelenekten gelelim, ister İslami gelenekten gelelim. İster Kürt olalım, ister Türk olalım, Alevi veya Sünni olalım. Sorunlarımızı çözebilmek için karşılıklı hoşgörünün çok önemli olduğunu düşünüyorum.”
Dönüşüne gösterilen ilginin, yıllar boyu savunduğu düşünceler, izlediği politik çizginin payının da olduğunu belirten Burkay; “Ülke büyük bir barış ihtiyacı duyuyor. Belki çözüm ihtiyacı duyuyor. Başta Kürt sorunun olmak üzere, sorunlarını çözme ihtiyacı duyuyor. Bunun eşiğine geldik diye düşünüyorum. Hala yürek burkan, bize acı veren olaylara rağmen, ben ülkemizin özellikle Kürt sorunu bakımından bir çözümün eşiğine geldiğini, bunu dayattığını düşünüyorum. Buna karşı direnen güçler var elbette ama buna karşılık ister Kürt ister Türk olsun, ister diğer etnik kökenlerden insanlar olsun ülkede ağır basan eğilimin barış olduğunu görüyorum.”
Böylesine uzun bir çatışmalı dönemden sonra barışı kazanmanın kolay olmadığını söyleyen Burkay: “Yüzyıldan daha uzun sürmüş, böylesine ağırlaşmış bir problemi çözmenin kolay olmadığını hepimiz biliyoruz. Ama hayat bizi buna zorluyor, iç ve dış koşullar bizi buna zorluyor. Eğer bana bu ilgi gösteriliyorsa, bunun bu ihtiyaçtan doğduğunu ve bir bakıma da sembolik olduğunu düşünüyorum. Çünkü benim elimde sihirli bir değnek yok. Benim bütün gücüm düşüncelerimdir, sözlerimdir. Bugüne kadar kararlılıkla savunduğum görüşler ve sözlerdir. Bu aynı zamanda, özgürlük, barış ve demokrasi isteyen kitlelerin istemidir. Bu kadar acılı, sancılı bir dönemden sonra şimdi hep birlikte barışı arıyoruz, ama aynı zamanda hak ve özgürlüklerimizi arıyoruz. Çünkü barış ancak eşitlik üzerinden, özgürlük temelinde korunur.”
Kemal Burkay’ın konuşmasından sonra Sosyolog İsmail Beşikçi’de bir konuşma yaptı. Beşikçi konuşmasında söyle dedi; “Kemal Ağabey uzun bir ayrılıktan sonra ülkesine döndü. Hoş geldin Kemal Ağabey. Kemal Ağabeyi 1960’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisinde, 1967’de Doğu Mitinglerinde, 1970’de Dersim’de Pir Sultan Abdal adlı tiyatro oyununu sahneye koyma olayında, 1972’de Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesindeki tutuklamalardan hatırlıyorum.” 
Bugünlerde Kürt sorunu konusunda çözümün konuşulduğunu, oysaki sorunun kendisini konuşmak gerektiğini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü; “ Kürtler bugün Ortadoğu’nun ortasında kırk milyonu aşkın bir nüfus, bölünmüş, parçalanmış, paylaşılmış bir ülke. Ama hiçbir siyasal statüye sahip değildirler. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nde temsil edilmiyorlar. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerden daha büyük nüfusa sahiptirler…”
Kürt sorunun çözümü sürecinde de Bask modeli, İRA modelinin konuşulduğunu ve çözümün buna göre şekillenmesinin istendiğini belirten Beşikçi; “Hâlbuki Türkiye’nin politikalarına bakmak gerekir. Türkiye’nin Kıbrıs politikası nedir? Türkiye Kıbrıs’ta ne istiyor? Kıbrıs için istediğini Kürtler için neden istemiyor? Bütün bunların bilimsel olarak incelenmesi ve kavranması gerekir” dedi. 

Daha sonra gazete ve televizyon temsilcileri ile bir araya gelen Kemal Burkay, gazetecilerle sohbet etti ve bazı sorularını yanıtladı.

Federasyon, özerkliğin ötesinde daha geniş eşitlikçi bir çözümdür
BDP’nin demokratik özerklik taleplerinin gündeme getirilmesi üzerine kendilerinin Kürt sorununun çözümünde federasyondan yana olduğunu ifade eden Kemal Burkay, şöyle konuştu: “Özerklik otonomidir. Otonominin dünyada birçok örneği vardır. Otonomi ile ülke bölünmez. Otonomi genel olarak bölgesel özerkliktir. Bir bölge varsa sınırları da vardır. Özerklik, korkulduğu gibi ülkeyi bölecek bir şey değil. Bizim ülkemizde otonomi sanki ayrı bir devlet kuruluyor gibi algılanıyor.
Üniter devletin geçmişten beri tek dil, tek ulus gibi kavramlarına alıştığımız için şimdi bunları tartışmak zor geliyor. Sorunlarda bundan kaynaklanıyor.
Federasyon, özerkliğin ötesinde daha geniş eşitlikçi bir çözüm adresi. Biz federasyonu eşitlikçi bir çözüm olarak görüyoruz. Federasyon özerklikten daha geniş, eşitlikçi bir yapı, ille ayrı devlet şartı yok. Irak şimdi federal bir yapı haline geldi. Ortadoğu’da Arap Baharı ile birlikte artık federasyon modeli benimsenebilir. Otonomi bölgesel özerkliktir. Bizde otonomi denince ayrı bir devlet kuruluyor diye düşünülüyor, bu sistem ülkeyi bölüp, parçalamaz. Federasyon özerklikten daha geniş, eşitlikçi bir yapı, ille ayrı devlet şartı yok. Irak şimdi federal bir yapı haline geldi. Ortadoğu’da Arap Baharı ile birlikte artık federasyon modeli benimsenebilir.”
 
Diyaloga fırsat verilmeli
Şiddetin sona ermesinde silahların susmasının önemine vurgu yapan Burkay şunları söyledi: PKK’nın tek yanlı ateşkesi faydalı olur. Ama gerçekçi olanı devlet ve PKK’nın silahları bırakmasıdır. Böylece diyaloğa fırsat verilir. Bu, devletin, silahlı gruplara karşı silahı bırakması gerektiği anlamına gelmiyor. Ama karşılıklı olarak silahların susması sivil siyasetin önünü açar. Diyaloğu Öcalan’ın durumuna endekslememek gerekiyor. Tabi ki Öcalan’ın durumunu da göz önüne almak lazım. Silahlar bırakılırken devlet bunun yolunu açmalı. Buna da genel af diyorlar. ‘PKK bitirilinceye kadar savaş sürecek’ demek savaşın sürmesini istemek demektir. Her iki taraftan da savaşın sürmesini isteyenler var. Bütün mesele silahların susmasını istemeyenlerin dirençlerini kıramamak. Niyet, silahları susturmaksa siyasetin yolunu açmalıyız.”
 
Düzdekiler neden tutuklanıyor?
KCK operasyonları kapsamındaki tutuklamaları da eleştiren Burkay, “Dağdakileri düze indirmek isterken düzdekiler neden tutuklanıyor?” diye konuştu. Kürt sanatçı Şivan Perwer’in de Türkiye’ye dönmek istediğini söyleyen Burkay, “Ama geldiğinde konser vermesi engellenmemeli dedi.
Dema Nû / İstanbul

 
   
Dengê Kurdistan © 2011