Hollanda’da
KOMJIN’lı kadınlar, iki gün boyunca sorunlarını
tartışıp ve geleceğe yönelik
planlarını konuştu
KOMJIN-Wuppertal
“Şu an kadife duygular içindeyim, KOMJIN’ı
tanımaktan sevinç ve onur duydum”
KOMJIN Kürt siyasetine, kendi sorunlarına
ve kurumuna sahip çıkan duyarlı kadınları
hafta sonu iki günlük toplantıda bir araya
getirdi. Seminerin, serbest kürsü halinde olması,
katılan kadınların kendilerini rahatlıkla
ifade etmesi, katılanların çoğunun
genç olması herkesi memnun etti. Söz konusu
seminere Almanya´dan; Münih, Köln, Leer, Bottrop,
Dortmund, Wuppertal, Bielefeld ve Genel Merkez yöneticilerinin
yanı sıra, Hollanda’dan da temsilciler
katıldı.
KOMJIN’nın, 9. Olağan Kongre’sinde alınan
kararlardan biri de böylesi bir seminerin düzenlenilmesiydi.
‘Delegeler Kurulu’ adı altında toplanan
KOMJIN’lı kadınlara gönderilen çağrı
mektubunda şunlara yer verildi.
“9. Kongre’mizin üzerinden iki yıl geçti.
Gerek ülke gerekse dünya kamuoyundaki gelişmeler,
elbetteki bizi de çok yakından etkiledi. Bizler,
yaşadığımız süreci 9. Olağan
Kongre’mizde tüm ayrıntılarıyla tartışmış
ve çok önemli kararlar da almıştık.
Bu kararları burada hatırlatmak sanırız
tekrar olur. Bizler bu kararları gerek çıkardığımız
yayınlarda gerekse de, yazışmalarla
tüm birim ve sorumlu arkadaşlara bildirdik.
Bu kararların en önemlilerinden birisi de,
bundan sonraki çalışmalarımızı
Kürt Kadın Bürosu olarak sürdürmüş
olma kararıydı.
Aradan çok uzun bir zaman geçmesine rağmen,
kendi cephemizde istediğimiz düzeyde olduğumuzu
söylemek ne yazık ki mümkün değildir.
Bize yakın çok kadın potansiyeli olmasına
rağmen, çalışmalar konusunda yeterli
desteği siz kadınlardan alamadık.
Geçen bu süre içerisinde çok önemli çalışmalar
yaptık. Bunlardan biride 20-21-22 Haziran 2003
tarihinde yaptığımız „1. Kürt
Kadın Festivali“ idi bu çalışmada
gerek Kürt cephesinde gerekse de Avrupa’da yapılan
çok önemli bir etkinlikti. Ne yazık ki, buna
da kadın üyelerimiz gereken desteği göstermedi.
İletişimsizlik ve buna benzer birçok
problemler elbetteki önde gelen sorunlarımızdan,
bizlerde bu gerçek hareketle, merkezi yönetim olarak,
uzun zamandır tasarladığımız,
hafta sonunda bir araya gelip tüm sorunlarımızı
tartışabileceğimiz ve geleceğe
yönelik projeler üretebileceğimiz, delegeler
kuruluna katılım göstereceğinizi
umut ederiz.” şeklindeydi.
Delegeler Kurulu toplantısı ilk olarak
saygı duruşu ile başladı. Açılış
konuşmasının ardıdan gündemde
ki diğer maddelere geçildi.
Gündem şöyle oluşturuldu.
1- Tanışma
2- Bilgilendirme, Bölgelerdeki durum, Genel Merkez
çalışmaları 3- 10. Kongreye yönelik
hazırlıklar, Delegelerin seçimi, Yönetime
girecek adayların seçimi, Kongre tarihinin
belirlenmesi 4- Yayın organımız JÎYAN´ın
durumu: Yayının dağıtımı
ve her bölgeden bir temsilcinin seçilmesi, Yayın
borçları, Derginin yazılarla desteklenmesi
5- Üyelik fişleri ve aidatlar 6- Görüş
ve öneriler.
Acıliışkonusmasını
KOMJIN adına yapan Necla arkadas, konuşmasına,
Cegerxwin’in ‘keçê rabe’ şiirinden bir bölüm
okuyarak başladı. Kendisine ve ülkesindeki
sorunlara özelde de kadın sorununa karşı
duyarlı olan katılımcı kadınları
selamladı ve sorunlarına karşı
duyarlı olmak, güvenin ve başarı
elde etmenin ilk adımıdır dedi. “Sırf
kendine ait bir dünya kurmak hiçbir insana bugüne
kadar mutluluk getirmemiştir. Bu yüzdendir
ki, dünya tarihi aynı zamanda mücadeleler tarihidir
de. Kadınlarda sürekli bu mücadelenin içinde
yer almıştır. Elbetteki burada size
ayrıntılı ve uzun olarak insanlık
tarihini anlatacak değilim. Bunu dillendirmemdeki
amaç; biz Kürt kadınlarının bugüne
gelişinin çokta kolay olmadığına
dikkatinizi çekmektir. Örgütlü mücadele hele bu
bir de kadın çalışması olunca
daha zorlaşıyor. KOMJIN’nın dünden
bugüne geliş tarihini size arkadaşlar
anlatacaktır. Arkadaşları dinleyince
bu yürüyüşün sanıldığı
kadar kolay olmadığını daha
iyi kavrayacaksınız. Bu nedenle sizden
ricam, dünden ziyade geleceğe yönelik çalışmalar
üzerinde yoğunlaşmanız. Bu iki günlük
seminerde umut ediyorum ki kafanızdaki bir
takım sorulara cevap bulunur ve büyük bir keyifle
buradan ayrılırsınız“ diyerek
konusmasını bitirdi.
Geçmiş çalışmalar
hakkında ayrıntılı bilgiyi 20
yıldır, bu çalışmalar içinde
yer alan Rewşen arkadaş verdi ve konuşmasında
şunlara değindi:
“Öncelikle emeklerimizin
boşa gitmediğini, gençlerin burada çoğunlukta
olduğunu görmekten memlunluk duydum. Bu çalışmalardan
kimler geldi kimler geçti ancak
20 yıllık
mücadele içinde yorulup bırakanlar oldu, kadın
çalışmasının gereksiz olduğunu,
ayrı örgütlenmeye ihtiyaç olmadığını,
ayrımcılık yapıldığını
vs. söyleyenler oldu ve hâlâ da söyleniyor. Çünkü
kadın çalışması zor ve nankör
bir çalışmadır. Herkese kendini kabullendirmek,
haklılığını söylemek kolay
olmuyor. Ne yazik ki, kadın sorunu bütün ülkelerde
sadece, kadınların sorunuymuş şeklinde
algılanıyor ve görülüyor. Bizim çalışmalarımız
1983 yıllarına dayanan bir çalışmadır.
Hemen şunu belirtmek isterim. Kadın çalışmasında
yer almak diğer çalışmalarda yer
almaya engel değildir. Bu derneği kuran
kadınlar olarak bizler de başka derneklere,
partilere, sendikalara üye olduk. Ulusal sorunumuzu,
sınıfsal sorunumuzu her zaman yeri geldiğinde
savunduk. Ancak bizim bir de kadın olmaktan
kaynaklanan sorunlarımız vardı. Onu
da savunmak, sıkıntılarımızı
dillendirmek ve ona uygun çözüm önerilerine gitme
hakkımız vardı. Yıllarca hep
kadın kolları, kadın komisyonları,
kadın komiteleri vs. isimler altında çalıştık.
Uzun çalışma, gözlem, tartışmalar
sonucu bizlerin de bağımsız bir kadın
örgütlülüğüne ihtiyaç oluduğu sonucuna
vardık. Bu sonuca varmak elbetteki hemen olmadı.
Uzun uğraş ve çabalar sonucu oldu. `Bağımsız
bir Kürt kadın örgütlenmesi kurmak istiyoruz´
dediğimizde, elbette büyük tartışmalar
yaşandı.
Bizler bağımsız kadın derneğini
kuruncaya kadar yani, bu çalışma ve çabalarımız
daha da olgunlaşıncaya kadar. 1984 yılında
bir ‘hazırlık komitesi’ seçtik. Bu arada
tüzük hazırlık çalışmalarına
başlandı. Tabi o güne kadar tüzük çalışması
nedir nasıl yapılır. Bu konuda hepimiz
çok bilgi sahibi değildik. Ancak inceleme ve
araştırmalarımız sürdü ve kendimize
bir tüzük hazırladık. Bu çalışmalarımızın
yaygınlaşması içinde tüm bize yakın
dernek, kurum ve şahıslarla seminerler
yaptık. Bir yıl boyunca tek tek birimleri
gezerek, `kadın çalışması nedir,
kadın çalışmasından ne anlıyoruz´
başlığı altında seminerler
verdik. Bilgi alış verişlerinde bulunduk.
Tabi bu çalışmaları
sürdürürken, bu soruyu sırf kadınlara
değil erkek arkadaşlarada soruyor ve seminerlerde
kadınları ikna ederken erkekleride ikna
etmeye çalışıyorduk. Bu uğraşlarımız
sonucu 1986 kurulmaya karar verdik ve nihayet 1987
yılında resmi olarak derneğimizi
KOMJIN-Kürdistanlı Kadınlar Birliği-
adı altında kurduk.
Amacımız,
Federal Almanya’yada yaşayan Kürt kadınları
başta olmak üzere göç eden kadınların
ulusal, sınfsal, cins olarak yasadıgı
sorunlarıni unutmaması, ulusal kimliğimizin
yaşatılması, yeni nesillere aktarılması
için çaba sarfetmekti. Bu konuda birçok çalışma
yaptık. Birçok seminer, konferas, kültür gecesi,
okuma günleri, söyleşiler yaptık. Bu etkinliklerimiz
sadece Kuzey Kürdistan’a yönelik değildi, dört
parçayı kapsayan çalışmalarda yaptı.
Dışarıya Almanlara yönelik konferans,
seminerler yaptık. O zaman çok iyi Almanca
bilmememize rağmen diplomatik ilişkiler kurma
ve kendimizi onlara anlatma noktasında büyük
çabalar sarfettik onlardan da büyük destekler aldık.
İlk kuruluş aşamasında personel,
bu işi bilenler ve yürütenler çok az olması
nedeniyle bir de içine dil yetersizliği girince
oldukça zorlanıyorduk. Ancak azmi elimizden
bırakmamaya da kararlıydık. Ve bugünlere
kadar geldik. Halepçe katliamında büyük kampanya
yürüttük. Güney’den Kürt kadın parlamenterleri
davet ettik, konferanslar düzenledik. Yani bunun
gibi birçok çalışmalara imza attı
KOMJIN.
Kadın çalışması
küçümseniyor, yapılanlar görülmeyebiliniyor.
Ancak bizler bugün bu salonda bunca genci görüce,
`artık kadınlar ve gençler örgütlü çalışmanın
gereğine inaniyor´ dedim bu çok umut verici
bir tablo benim için” dedi ve konuşmasını
bitirdi.
Daha sonra KOMJIN’ın
kadın bürosu olduktan sonra yürtüğü ve
neden kadın bürosu olduğu noktasında
Belgin arkadaş ayrıntılı bilgi
verdi ve yapılan çalışmaları
raporlar halinde sundu.
Konuşmasında
bu tür seminerleri hazırlamakta bile bir sürü
emek ve çaba sarf edildiğini ancak gereken
duyarlılığın gösterilmediğinin
altını çizdi. Konuşmasını
şöyle sürdürdü.
Feminist hareket nedir, Kürt kadın hareketi
ve Kürt ulusal gerçekliğiyle ne kadar bağdaşıp
bağdaşmadığı üzerinde tartışmalara
yol açan konu hakkında ayrıntılı
ve açıklayıcı bilgiler sundu “ ´80
sonrasi sürecte feminist hareketin ivme kazanmasiyla
beraber , o dönemdeki mevcut örgütlenmeler ellerindeki
kadın yoldaslarını feminizme kaptırmamak
adına onların ayrı örgütlenmesine
göz yumdular hatta destek oldular. Aslında
feminist hareket olmasaydı da kadınlar
yine kendi özgün örgütlenmesini yaratacaklardı,
ama feminizm bu süreci hızlandırdı.
Elbetteki buna bağlı olarak Kürt kadınları
da kendi özgün konumlarına uygun öz örgütlülügünü
yaratacaktı. Bu artık kaçınılmazdı.
Almanya’da 15 yıldır bu işe aday
bir Kürt kadın örgütü var, KOMJIN. KOMJIN örgütlülügünü
üç ayak üzerine oturtuyor; ulusal, sınıfsal
ve cinsel. Bu nedenle bir Kürt kadını
bana göre feminist olamaz, neden? Çünkü tek başına
cins olarak özgür olmayı hedeflemiş bile
olsa karşısına çıkacak ilk engel
ulusal kimliği olacaktir. Açıktır
ki bir ulus özgür olmadan, onun içerisinde yaşayan
kadınların özgür olması beklenemez”
dedi.
Kadınların
politik mücadelenin önemini kavradıklarına,
bu nedenlede genç nesillerin KOMJIN´ı önemsediğine
değindi ve sözlerini söyle sürdürdü. “ 9. Kongremiz
de alınan karar gereği KOMJIN, KOMKAR’a
üye oldu. Dolayısıyla KOMKAR kongresine
5 delege gönderdi. Bu delegelerden ikisi KOMKAR
yönetiminde girdi. Bu, şu anlama geliyor. Demek
ki, KOMJIN artık kadrolar yetiştiriyor
ve elindeki bu kadroları farklı zeminlerde,
politik arenalarda kullanıyor. Bence bu büyük
bir başarı, bu KOMJIN`li kadınların
bir başarısı. Dikkatinizi çekti mi
bilemiyorum? Ama hiçbir sene KOMKAR’ın aldığı
kararlarda bu denli kadınların da politika
yapmasını kolaylastıran, yada tesfik
eden kararlar çıkmamıştı.-bu
şöyle anlaşılmasın KOMKAR bunu
istemiyor- Bu ve benzeri gelişmeleri kadınlar
adına oldukça sevindirici.” diyerek sözlerini
tamamladı.
Katılan kadınların çoğu, KOMJIN’ın
düzenlediği böylesi bir seminerde olmaktan
memnunluk duyduklarını, ayrıca verilen
bilgi ve konuşmaların doyurucu ve demokratik
bir şekilde yapılması her katılımcının
hoşuna gitti.
Çoğu katılımcının, üzerinde
durduğu nokta neden toplantılarımızın
Kürtçe olmadığı ve bu sorunu aşamak
için ayrı bir proje hazırlanması
gerektiğiydi. Dilimizin önemi ve sıkıntıları
gündem maddesi olmadığı halde çokta
tartışılan bir konu oldu. Bu nedenle
de kadınların günlük konuşmalarda
kullanacağı cümleleri kapsayan dil derslerinin
JIYAN dergisinde devam etmesinin gereği vurgulandı.
Bunun yanı sıra, seminer ve konferasların
yapılmasının faydalarına değinildi.
10. Kongre’nin bu yıl
sonbaharda yapılması prensip olarak benimsendi.
Birimlerin gönderilecek mektup ve genelgelerle
bilgilendirileceği, her birimin en az bir delege
göndermesi gerektiği vurgulandı. Bu yıl
KOMJIN’ın 10. Kongresi olması nedeniyle,
Kongre kapsamı içerisnde birde kültür gecesi
yapılması perensip olarak kabul gördü.
Yapılan önerilerden
bazıları şunlardı.
-KOMJIN’ın 15. yılı nedeniyle dünden
bugüne KOMJIN’ı anlatan bir broşürün hazırlanması,
-En az 10 gün sürecek
bir dil projesinin hazırlanması,
-10. Kongre’nin Kürtçe
yapılması,
-7 Şubat 2004 tarihinde
yapılacak Köln yürüyüşüne milli kıyafetlerle
katılınması,
-Kürt kadının
konumunu anlatan seminerlerin yapılması,
-Kürt kadın sanatçılarının
söyledikleri şarkılardan oluşan bir
CD çıkarılması.„
|