PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

Irak ve Irak Kürdistanı’nın geleceği Londra’da Tartışıldı

İ. Arslan / Londra

‘'Irak devletinin geçmiş, bugün ve geleceğinde Kürtlerin Rolü’'nün tartışıldığı bir günlük konferans, İngilterenin  Savunma Araştırmaları  için Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü’nde (RUSI) Kürdistan Democrat Partisi (KDP) ile ortaklaşa 27 Ocak tarihinde yapıldı. Konferansın düzenlendiği Enstitü, İngiltere Kraliyet Deniz, Kara ve Hava Kuvvetlerinin harekat stratejilerinin geliştirilmesine yaptığı katkılarıyla tanınıyor. KDP’nin katkıda bulunduğu böyle bir toplantının RUSI tarafından Londra’da düzenlenmiş olmasının Kürtler ve Kürt  sorununu yakından izleyen bağımsız gözlemciler tarafından çok anlamlı bulundu.

Konferansa çok geniş bir katılım vardı. 150’ den fazla delegenin katıldığı bu toplantıda Irak devletinin  kuruluşundan bu yana Kürtlerin rolü tartışıldı.

Toplantıya, 32 ülkeden büyükelçi ve elçilik mensubu katıldı. ABD, Rusya Federasyonu, Fransa, Bulgaristan, Avusturya, Türkiye, Suudi Arabistan, Malezya, Katar, Yunanistan, Kuveyt, Avustralya, Romanya, Belçika, İtalya, Ukrayna, Canada, Bileşik Arap Emirlikleri, Polonya, Slovak Cumhuriyeti, Norveç, Japonya, İspanya, Ürdün, Şili, Endonezya, Küba, İsveç, İsrail, Estonya, ve Hollanda elçilik mensupları toplantıya katılanlar arsındaydılar. Ayrıca İngiltere hükümetinin değişik bakanlıklarına bağlı yetkililer, basın mensupları, savunma amaçlı ‘think-tank’ başkanları ve birçok parlamenter de toplantıya katıldı. KOMKAR’ın Direktörü ve İngiltere parlementosunda kurulan ‘Irak Kürdistanı için Tüm Parti Parlementerler Gurubu’nun danışmanı olan İhsan Qadır da davetliler arasındaydı. 

Sabah saat 9:15’de başlayan konferansın açılışını, Savunma Araştırmaları  için Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsünün Direktörü olan Tuğ Amiral Richard Cobbold yaptı. Bay Cobbold başkanlığında yapılan ilk outururumda ana konuşmayı İngiltere eski Dışisleri bakanı Lord Douglas Hurd of Westwell yaptı. Lord Hurd konuşmasında Irak Kürdistanı’nındakı gelişmelere değindi. İngiltere hükümetinin eski başbakanı John Major’un,  dağlara sığınmak zorunda kalan Kürtleri Saddam Hüseyin’in güçlerinden korumak için nasıl canla başla çalıştığını anlattı. ABD başkanı George Bush ile ortaklaşa hareket ederek Iraklı Kürtleri korumaya yönelik ‘safe haven’ı kurma kararını nasıl aldıklarını anlattı.

Lord Hurd, 1991 Körfez savaşında Irak kuvvetlerinin teslim olduktan sonra ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun neden Bağdatı ele geçirmediğinin gerekçelerini şöyle anlattı. O zamanki savaşın asıl hedefinin Kuveyti kurtarmak ve Irak güçlerinin Kuveyt topraklarını terk etmesini sağlamak olduğunu ve Irak güçleri çekilip teslim olduktan sonra saldırıyı durdurmaya kararını ABD Başkanı George Bush’un aldığında kendisinin onun yanında olduğunu belirtti.

Sabahın ikinci oturumunu İngilterenin eski Irak büyükelçisi Sir Harold Walker açtı. Oturumda Amerikalı emekli Albay Richard Naab ile KDP’nin Uluslararası İlişkiler Bürosu Direktörü Hışyar Zebari platform konuşmacısıydılar.

Albay Naab, konuşmasında 1991 Nisanında Irakın saldırılarından kaçıp Türkiye sınırında toplanan yüzbinlerce Kürdü koruma altına alma ve Irak sınırları içinde güvenceli bir alanın yaratılamsı görevinin kendisine verildiğini anlattı. İlk olarak Zaxo kenti yakınlarında 30 km karelik bir bölgenin bu iş için tesis edildiğini belirten Albay Naab, daha sonra bölge sayısının 4’e çıkarıldığını anlattı. Iraklı askerleri ve yerel yöneticileri bölgeden çekilmeleri için nasıl çaba sarf ettiklerini anlattı. Daha sonra, yerlerini terk eden Kürtlerin çoğunun Duhoktan geldiğini tespit ettiklerini ve bunun üzerine Duhok şehrini Iraklı askerlerden temizlemeye başladıklarını anlattı. Irak Kürdistanı’nda güvenlikli bölge kurma çalışmalarının başarılı olmasında, az zayiatla gerçekleştirilmesinde Irak Kürdistan cephesinin aktif olarak bu projede yer almış olması olduğunu belirtti. Irak Kürdistanı’nı kurtarma harekatına ABD, İngiltere, Türkiye ve Fransanın yanı sıra, İspanya, Hollanda, Avustralya’dan da kuvvetlerin katıldığı toplam 24 bin askerin yer aldığına değindi.

Kısa sürede Zaxo kentinde bir irtibat bürosu ve merkez kurduklarını ve Kürdistan cephesi ile ortaklaşa bölgede yeniden bir otorite kurmayı başardıklarını anlattı.

KDP temsilcisi Hışyar Zebari konuşmasına Albay Naab’a teşekkür ederek başladı.
Saddam Hüseyin yönetiminin Irak Kürdistanı’ndan 1992 tamamen çekildiğini ve Kürt yönetimini ciddi bir krizle başbaşa bıraktığını belirtti. Kürdistanı bölgesinde hizmet veren devlet memurlarının, öğretmenlerin, güvenlik kuruluşan bağlı çalışanların, sağlık ve adliye memurlarının tüm maaşlarını ve emeklilik hesaplarını Irakın dondurduğunu, banka ve mali desteklerin de tamamen durdurulduğunu anlattı. Irakın asıl amacının Kürtleri hazırlıksız yakalamak ve onları bağımsızlıklarını ilan etmeye zorlamak olduğunu anlatan Zebari, Iraktaki bütün örgütlerin 1992’de bölgede herkes tarafından demokratik ve serbest geçtiği kabul edilen genel seçimler düzenleyerek, 105 vekilli Kürdistan ulusal parlementosunu seçerek yönetim boşluğunu ortadan kaldırdığını anlattı. Bölge devletlerinin Irak Kürdistanına karşı politikalarını tespit etmek için üçlü toplantılar başlattıklarını hatırlattı.

Kürdistanda 4500’ü aşkın köy ve yerleşim alanının Irak tarafından  yıkıldığını, 180.000’den fazla insanın Al-Anfal operasyonları sonucu halen kayıp olduğunu; 8.000den fazla Barzani aşireti mensubunun yok edildiğini; onbinlerce Feyli Kürdün yerlerinden sürülüp Irakın güneyine ve batısına, sürüldüğünü ve birçoğunun katledilğini belirten Zebari, Iraktan tamamen harap olmuş bir Kürdistan devr aldıklarını anlattı.

1994’teki KDP-YNK arasındaki kardeş kavgasının hem uluslararası alanda hem de Kürdistan’da büyük zararlara yolaçtığına değinen Hışyar Zebari, özellikle 1995-96’daki Irak ile Birleşmiş Milletler arasındaki yiyecek için petrol satışı antlaşmasından elde edilen destek ile Kürdistanın yaralarının ancak sarılmaya başlandığını belirtti.

1994-97 arası dönemde KDP-YNK arasında barış sağlamak için Ankara, Paris, Irlanda dan sonra 1998’de Washington’da varılan antlaşma ile her iki parti arasındaki ilişkilerin sağlam bir zemine oturtulduğunu vurgulayan Hışyar Zebari, şu anda Irak Kürdistanı’nda YNK ile tam bir birlik içinde çalıştıklarını; ortak bir parlemento çatısı altında askeri ve güvenlik konularında YNK ile tam bir bütünlük içinde çalıştıklarını anlatan bay Zebari, Irak Kürdistanı’nda hükümet otoritesinin yerine oturduğunu ve bunun dahada geliştiğine değindi.

Aralık 2002 tarihinde Londra’da toplanan Irak muhalefet konferansında, her iki Kürt partisinin aktif olarak yer aldığını anlatan Hışyar Zebari, muhalefet konferansının kararlarının 1992 ekiminde Kürdistan Ulusal Meclisi’nde alınan Federalizm kararı, Salahaddin kentinde toplanan Irak Ulusal Muhalefet konferansı ve 2002 Ağustosunda ABD’de toplanan Irak muhalefet konferansı kararlarına sadık olarak alındığını belirtti.

Konuşmasına bölge devletlerinin Irakın topraklarına yapacakları tek taraflı askeri bir müdahaleye Kürtlerin direeceğini belirterek devam eden Hışyar Zebari, böylesi bir harekatın orta doğudaki başka devletlerinde harekete geçmesine yolaçacağını ve dolayısıyla bölgenin hızla bir kaosa sürükleneceğini ifade etti. Türk ordusunun Kürdistan’a tek taraflı girmeye kalkışmasına ne Kürtlerin ne de komşu devletlerden İran ve Suriye'nin sessiz kalmayacağını söyledi.

Iraka yönelik askeri bir harekatın, Irak Kürdistanı’nı çok yakından ilgilendirdiğini anlatan Hışyar Zebari, Kürdistan’da kendilerinin gereken tüm hazırlık ve tedbirleri aldıklarını belirtti. Olası bir Irak saldırısından doğabilecek göçe karşı her iki Kürt partisinin tam bir hazırlık yaptığını, bunun için gerekli yiyecek, çadır ve araç kaynağının ayrıldığını anlattı. Kürdistan hükümeti olarak kendilerinin Türkiye sınırına doğru bir göç hareketi beklemediklerini ve bunun olmayacağını söyledi.

Toplantının ikinci bölümde, sadece 1991’den bu yana Irak Kürdistanında meydana gelen gelişmeler tartışıldı. Ekonomik, sosyal, siyasal, eğitim ve idari alanlarda Kürt halkının, bütün aksaklık ve eksikliklere rağmen katettiği mesafeler rakkamlarla verildi. Kürdistan hükümetinin Yeniden İnşa ve Kalkınma Bakanı Bayan Nasrin Sıddıki katıldığı oturumda olası bir savaşta, her iki partinin, KDP ve YNK’nin ortaklaşa aldıkları tedbirleri detayları ile anlattı. Bakan, Kürdistan Bölge hükümetinin tek başına, Irakın içlerinden Kürdistana başlayabicek olası bir insan akınına ne kadar hazırlıklı olduklarını ve komşu devletlerin Kürdistan sınırına askeri yığınak yapmalarına gerek olmadığını belirtti.

Waşington’daki Amerikan  Üniversitesinin  Küresel Barış Merkezi’nde Profesör olan Carole O’Leary toplantının konuşmacıları arasındaydı. Prof. O’leary Irak Kürdistanı’nda kaldığını ve bölgeyi çok yakından tanıdığını anlattı. Kürdistan’nın on iki yılı aşkın bir süreden beri Kürt yöneticiler tarafından başarı ile idare edildiğini gözlemlediğini ve artık bölgede ‘Kürdistani’ bir ruhun oluştuğunu vurguladı. Bunun çok önemli olduğunu anlatan Prof. O’Leary, Irak Kürdistanında ‘Kürdistani’ bir kimliğin varolduğunu ve bunun toplumun her kesimince paylaşıldığına değindi.  Kürdistan bölgesinde yaşayan Asurilerin, Türkmenlerin, Kaldelilerin, kendi milliyet kimliklerinin yanısıra Kürdistani kimliklerinin olduğunu yaygın olarak kabul ettiğini gördüğünü söyledi.

Prof. O’Leary federal bir Kürdistan devletinin gerçekçi ve mümkün olduğunu ve Kürdistannın son on yılda yaptığı muazzam gelişmenin bunun ispatı olduğunu anlattı. Feresyon tartışmalarının Kürdistan’ı yakından ilgilendirdiğini belirten Prof. O’Leary, Irakta federasyonun bölge ya da etnik kökene gore düşünüldüğünü, iki yada beş bölgeye ayrılmasının önerildiğini ama Kürtlerin her ne olursa olsun Kürdistan bölgesinin bir bütün olarak Irakın federal bir parçası olarak ele alınmasını istediğini belirtti. Onların bu isteğinin yerinde ve makul olduğunu söyledi bayan O’Leary.

Irak Kürdistanı bölge hükümetinin İnsani Yardımlaşma bakanlığının danışmanı olan Haitili Stafford Clarry de toplantıda konuştu. Konuşmasına Irak Kürdistanı’nın yüzölçümü olarak 83.000 km kare ile Avusturya ya da Ürdün kadar olduğunu, 4 milyondan fazla nufüsü ile İrlanda, Yeni Zelanda, Lübnan, yada Norveçten daha büyük olduğunu belirtti. Şu anda Kürtlerin idaresinde olan Kürdistan bölgesinde 3.7 milyon insanın yaşadığını, 40.000 kilometre karelik alanı olduğunu belırten by Clarry, Irak Kürdistanının büyüklük olarak Danimarka yada İsviçre kadar olduğunu söyledi.

BM’lerin Irak ile yaptığı Yiyecek için Petrol satış antlaşmasına bağlı olarak, Irak’ın yaptığı petrol satışının %13’ü Kürdistan bölgesine ayrılmış olduğunu vurgulayan bay Clarry, 1995’ten bu yana Irak Kürdistan bölgesinin ekonomik gelirinin esas kaynağını bu olduğuna değindi. BM’e bağlı kuruluşların ve Kürt yöneticilerin ortak çabaları ile bölgenin ihtiyaçlarının karşılandığını söyledi.  

Öğleden sonraki bölümde Kürdistan ve Irak ile ilgili American, Türk, İran ve Arap perspektiflerini aktaran konuşmacılar yer aldı. American perspektifini Dış İlişkiler Konseyi Yüksek Kıdemli üyesi David L. Phillips anlattı. Bay Phillips konuşmasında Irak hükümetinin BM Güvenlik Konseyinin Irak ile ilgili aldığı kararların hangilerini ne zamandan beri ihlal ettiğini sıraladı. ABD hükümetinin sabrının artık kalmadığını ve eğer Irak hükümeti BM kararlarına uymamaya devam ederse ABD hükümetinin müttefikleri ile beraber Irak devletini ya BM (tercih edilir) Güvenlik Konseyi onayı ile ya da onsuz silahsızlandıracağını ileri sürdü. Fransız ve Alman hükümet yetkililerinin ABD ve İngiltere hükümetini destekleyeceklerini umduklarını, fakat bu iki devletin dar ulusal çıkarları temsil eden ‘yaşlı Avrupa’lı gibi davrandıklarını iddia etti. Irakın kuzeyini kontrollerinde tutan Kürtlerin diğer azınlıklarla birlikte demokratik, çoğulcu ve özgür bir bölge kurmayı başardıklarını, Kürdistanlı yöneticilerin Iraklı diğer muhaliflerle birlikte geçtiğimiz aralık ayında Londra’da düzenlenen konferansta Irakta federal demokratik ve çoğulcu bir devlet kurma hedeflerini takdirle karşıladığını belirtti.

ABD hükümetinin Irakın bütünlüğüne önem verdiğini vurgulayan bay Phillips, bölge devletlerinin Iraka yalnız başlarına askeri bir müdahale yapmasının ABD’nin bölge ile ilgili planlarına karşı olacağını vurguladı. Sadece Irak ile ilgili olarak değil, fakat aynı zamanda güvenlik, işbirliği, sınır ticareti, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi konularda ABD hükümeti ile Türkiye ve Irak Kürdistan hükümetlerinin ortaklaşa çalışmaları gerekeceğini belirten bay Philips, Türk hükümetinin ABD’nin Iraka askeri bir müdahale konusundaki isteklerine en kısa zamanda olumlu yanıt vereceğini umduğunu belirtti. ABD hükümetinin Iraklı Kürtleri korumaya ve kollamaya devam edeceğine inandığını söyleyen bay Phllips, ABD hükümetinin Irak Kürdistan hükümetinin askeri yardım ve teçhizat talebine en kısa zamanda olumlu yanıt vereceğini umduğunu belirtti.

Bir soru üzerine ABD hükümetinin eskiden olduğunun aksine, Iraklı Kürtlerin menfaatlarına zarar verecek herhangi bir müdahalede bulunmayacağını belirtti.

Arap perspektifi konusunda Ürdün Orta Doğu Üniversitesi Başkanı Profesör Kamel Abu Jaber konuştu. Prof. Jaber konuşmasında daha ziyade neden uluslararası dünya kamuoyunun dikkatlerinin Irak üzerinde yoğunlaştığını ve neden İsrail-Filistin çatışmasına sessiz kalındığını sorgulayan bir konuşma yaptı.

Öğleden sonraki ikinci bölümde  Irak demokratik muhalefet yetkilileri birer konuşma yaptı. Irak İslam Yüksek Konseyi adına Dr. Hamid Al Bayati,  Irak Ulusal İttifakı adına Dr. Salah al-Shaikhly, Yekiti Nıştimani Kürdistan adına Dr. Hıdır Massoum ve KDP adına Dılşad Miran konuştu.

Toplantının son konuşmacısı Parlemento Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Donald Anderson MP idi. Bay Anderson Irak Kürdistanı’nda son on yılda meydana gelen güzel gelişmeleri duymaktan sevinç duyduğunu ifade etti. İngiltere hükümetinin Irak’da Kürtleri korumaya devam edeceğini duyuran bay Anderson, Irak hükümetinin defalarca BM’e söz verdiğini ve her defasında verdiği sözleri bozduğunu ifade etti. Irakın 1991’den bu yana  zehirli, kimyasal, biyolojik ve nükleer silahlarını yokedeceğinin sözünü verdiğini, ama BM müffetişlerinin Irak’ın sahip olduğu silahların hepsinin sayımını halen yapamadığını, Saddamın elindeki bu silahların hem komşularını hem bölgeyi hemde dünya barışını tehdit ettiğini ifade etti.

ABD ve İngiltere hükümetlerinin BM kanalıyla Irakı silahsızlandırmaya zorlamaya devam edeceğini ifade eden bay Anderson, eğer Irak BM müffetişleri ve o çalışmaya başkanlık eden Hans Blix ile çalışmaz ise ve Hans Blix Irakın BM Güvenlik Konseyinin 1441 sayılı kararını ihlal etmeye devam ettiğini rapor ederse, savaşın kaçınılmaz hale geleceğini söyledi. Fakat Irak’da bir savaşın olup olmayacağının halen Saddam Hüseyin’in elinde olduğunu vurguladı.

Toplantının sonunda misafirlere bir resepsiyon verildi.

 

  Dengê Kurdistan © 2003