psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 

Sosyal Anlaşmazlıklar

Macide Senem Çamlıbel                

Sosyal anlaşmazlıklar kişiler, guruplar, organizasyonlar v.s. arasında geçen bir iç çatışmadır. Çatışmalar en az iki kişi arasında olur. Aralarında bir sözleşme olmazsa, düşünce, tasavvur etme, algılama, hissetme ve istemlerde farklılıklar olunca anlaşmazlıklar yaşanır. Kişiler bir işin gerçekleşmesine ket vurunca, istemler gerçekleşmeyince anlaşmazlık olarak ortaya çıkar.

Seçim dönemi yaklaşıyor, anlaşmazlıklar ortaya çıkar. Kendi arkadaşlarımızla olabileceği gibi, yabancı kişilerlede anlaşmazlıklar içine düşebiliriz.

Yani, iç çatışma karşılıklı ilişkilerde ve hareketlerde meydana gelir. Kuvvet kullanımına dönüşebildiği gibi, sözlerlede anlaşmazlıklar ortaya dökülür. Hareket serbestliği bulamayan kişiler karşı bir tavır sergilerler, yapılanları geçersiz kılmaya çalışırlar.

Bir konuda belli bir birliğe varmamak bir anlaşmazlığın başlangıcı olabilir. Anlaşmazlıkların dinamiğinde görülebilir durumlar üzerinde yoğunlaşmak, hissetmek ve halletmeyi istemek gerekir.

Bir örnek verelim:

A örgütünde yönetim kurulunda çalışan Osman ve Ali bir gün bir konuda anlaşamazlar.

Osman X şehrinde siyasi işleri yürütüyor, Ali ise Y şehrinde oturuyor. Hem  X şehrine gidip yardım ediyor hemde Y şehrinde örgütün gazetesini birinci derecede idare ediyor.

Günün birinde Osman, Ali´den bir başka örgüte ait olan bir kongre ilanını gazetede yayınlamasını istiyor. Ayrıca da kongrelerine mesaj yollamak için fikrini soruyor. Ali bu örgütün ergenekon bağlantılı olabileceğini düşündüğünü söylüyor. Mesaj için diğer arkadaşlara da danışmasını, onları haberdar etmesini istiyor. Ilanı yayınlamayacağını belirtiyor.

Derken tartışmaya başlıyorlar ve olay yönetim kuruluna yansıyor. A örgütü toplantıya Ali´yi çağırmıyor. Ali bir kaç hafta sonra, e-mail adresine gelmis bir karar metnini okuyor. Kendisinden örgütün gazetesini  kapatması isteniyor ve bu karar altına alınmış. Ali bu maili çeken arkadaşına telefon ediyor. Arkadaşı ona neden olarak Osman arkadaşının X şehri motor gücü olduğu söylüyor ve onun tarafını tuttuklarını  Ali böylelikle öğrenmiş oluyor.

Ali gazeteyi kapatıyor. Bütün görevlerinden istifa ediyor.

Bir yıl sonra kararları aldıran ve toplantıları yürüten Mustafa, Ali´ye „A örgütünü nasıl  bozdunsa gel öyle düzelt lütfen“ diyor.

Ardından yeni bir tartışma ve anlaşmazlıkta böylece ilerlemiş oluyor.

Siz Osman ve Ali olsanız, Mustafa ya da Ali olsanız ne yapardınız? Gerçi her örgütte denetleme kurulları var ama bu gibi durumlarda çoğunlukla ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Bilimsel bir kitabın yardımıyla neler yapılabileceğini özetlemeye çalışacağım. Anlaşmazlıklarda yardımcı olabilir umuduyla.

Sosyal Anlaşmazlıklarda Ruhi Faktörler

Anlaşmazlıklarda durgun suyun birden bire fışkırması  gibi, duygularımız birden bire coşar. Bizi sakin halimizden koparıp tehdit edici bir duruma getirebilir. Birden bire çok düşünceli, bütün duyu organlarımız uyanık hale gelebilir. Durum bizim gücümüzü aşıp bizi tehdit eder bir hale gelebilir.

Duygusal yaşantımız kötü etkilenir ve kendimizi bir o tarafa bir bu tarafa gitmiş halde görebiliriz. Etrafımızda gelişen olayları, ruhumuzda ve düşüncelerimizde neler olup bittiğini farkedemez hale gelir, sadece karşı tarafın yaptıklarından, söylediklerinden başka bir şey göremez duruma geliriz. Sempati ve empati, anlama ve reddetme arasında gider geliriz.

Eğer kendimize hakim olamazsak kısır bir döngü etrafında gider geliriz. Kendimizi her an kaybetmeye hazırız, duygularımızın esiri olabiliriz demektir bu.   Giderek kinci olur, kendi adetimiz olmayan, niyet ve aklımızdan geçirmediğimiz garip duyguların esiri oluruz. Aklımızdan geçirmediğimiz ve daha önce yapmayı aklımızdan geçirmediğimiz şeyleri yaparız. Kendi üzerimizdeki kontrolü kaybetmeye, agresifleşmeye, vurucu ve kırıcı olmaya yönelebiliriz. Artık karşımızdaki insanın haklarını gözden kaçırmaya ve aldırmamaya başlarız.

Anlaşmazlıkların Çözümü

Genelde rahatsız ve tehdit edici, ağrılı ve sancılı yaşanan anlaşmazlıklardan kaçınırız. Kaçınamazsak  eğer, engellemek ya da önüne geçebilmek için analizler yapmamız gerekir. Bir uzlaşma yani çözüm yolu bulabilmek için;

-          Kimler anlaşmazlığa katılmışlarsa,

-          Hangi konuda ya da varlık üzerine anlaşmazlığa girilmişse,

-          Anlaşmazlık hangi aşamadaysa, ne derece ilerlemişse,

-          Nereden dönülebilinirlik derecesi, dönüş noktası,

-          Anlaşmazlığın türünü tespit etmekle işe başlayabiliriz.

Bütün bunlari tespit edip, çözüm için harekete geçmek gerekir. Zaten analiz etmeye başlamak bile çözüm için atılan ilk adımdır. Böylece ne tür bir anlaşmazlık olduğu ortaya çıkar. Uzlaşmayı isteyenlerden bir gurup oluşturulur.

Somut adımlarla işe başlamak gerekir. Adım adım işin içine girmek, tamamıyla tarafsız olmak, kimseyi ihmal etmemek ve devre dışı bırakmamaya özen göstermeliyiz. Konuşurken dikkatli konuşmak ve taraf tutuculuğa meyil verecek sözcükleri kullanmamaya  çalışmalıyız.

Anlaşmazlığa birebir yani direk katılanlarla, birebir katılmayanları ya da sonradan katılanları ayırmakta fayda vardır.

Yani bir şema çizmek durumundayız. Örümcek ağı gibi. Örümcek ağının üzerindeki bölüme birebir katılanları, aşağıdaki ağada indirek katılanları almak mümkündür. Arada bir indirek ya da birebir katılmayanları almak mümkündür.

Tek tek insanlara yani katılımcılara gidince onlardan „Ben cümleleri“ kurmaları istenir. Aynı zamanda uzlaşma gurubuna götürülen ifadelerden gurubun görevini yapması istenir. Gurup üyeleri anlaşmazlığa katılılanların hangi motif ve istemle çalıştığını resimleyecek cümleler formüle ederler. Sonuçlar her zaman gurupta sergilenmeli ve yeni sorular hazırlanmalıdır. Yeni bir durumun olup olmadığı, Katılanların neden tartışıldığını bilip bilmedikleri, neyi ne derece bildikleri, katılımın objektif ve subjektif taraftarlarının olup olmadığı, hangi noktalara neden ağırlıklı değinildiği, amaçlanan hedefin reel olup olmadığı üzerinde sürekli düşünmek ve katılımcılara da yansıtmak gerekir. Uzlaşmak için ne düşündükleri de ya da düşünüp düşünmedikleri, ne derece vurdum duymaz olduklarıda ortaya konulmalıdır.

Anlaşmazlık Çeşitleri (Türleri)

A-     Durum ve nitelik anlaşmazlıkları: Genellikle bilgi eksikliğinden, yanlış bilgilendirmelerden, önemli konularda farklı tahminlerden, bilgileri yorumlama ve değerlendirmelerden, istenilenin dışında hareket etmekten kaynaklanır.

Uzlaşma ve araya girme olanağı: Bilgiler toplanır, üzerinde düşünülür ve tartışılır. Bilgiler değerlendirilirken aynı kriterlerin geliştirilmesi için çaba harcanır. Konuyla ilgisi olmayan tarafsız kişilere danışılır ki bu konuda varolan saplantılardan kurtulunsun.

B-     Çıkar anlaşmazlıkları: Daha çok kabuledilebilir ve gerçekten varolan rekabetten kaynaklanır. Çıkarlar, reel ilgi, yürütme çıkarı ve psikolojik ilgilerden ortaya çıkar.

Uzlaşma ve araya girme olanağı:Bu durumda  ilgiyi pozisyonlara yöneltmemek, yakıcı olan çıkar ve ihtiyaçlara yöneltmek gerekir. Objektif kriterler arayıp, iki tarafında ihtiyaçlarını karşılayabilecek çözüm yolları geliştirmek gerekir. Bu gibi durumlarda tarafların değiş tokuş yapacak durumda olup olmadıklarıda araştırılır.

C-     Ilişki anlaşmazlıkları: Bu tip anlaşmazlıklarda kuvvetli hisler, yanlış anlamalar ve algılamalar, eksik ya da yanlış bilgi alış verişi ya da negatif davranışların tekrarından ileri gelir.

Uzlaşma ve araya girme olanağı:Uzlaşma girişimlerinde, temel kurallarda, özellikle yanlız konuşurken hisler kontrol altına alınmalıdır. Duygular dile getirilirken tam olarak ne olduğuna emin olunduktan sonra söylenmelidir. Özellikle herhangi bir işlem yapılacağı sezilirse. Algıların ne olduğu açıklanmalı ve pozitif algılar oluşturulmalıdır. Konuşmanın, iletişimin kalite ve derecesi iyileştirilmeli, negatif ve tekrar eden yanlış davranışlar engellenmelidir. Problemin çözümünde pozitif tasavvurların olabilmesi için kendi kendimizi cesaretlendirmeliyiz.

D-     Değerler ve düşünce (inanç)  anlaşmazlıkları: Düşünce ve davranışların değerlendirilmesinde çeşitli kriterlerin olması, kendine özgü değerlere bağlı amaçlardan, farklı yaşam biçimi, ideoloji ve dinlerden kaynaklanır.

Uzlaşma ve araya girme olanağı: Kavramların değerlendirilmesinden, problemlerin belirlenmesinden kaçınılmalıdır. Katılanların kabul ve reddetmesine olanak verilmelidir. Her iki tarafın ya da tarafların paylaşabileceği amaçlar aranmalıdır.

E-      Hiyerarşik yapılanmalardan kaynaklanan anlaşmazlıklar: Yıkıcı uzlaşmazlık ve davranış örneklerinden, kontrolün eşitsizliğinden, kaynaklara sahiplenme ve yardım kaynaklarının dağılımında ki eşitsizlikler, eşit olmayan disiplin ve hakimiyetten, birlikte çalışmayı engelleyen coğrafi, fiziki ve çevreye bağlı faktörlerden ve zaman darlığından kaynaklanır.

Uzlaşma ve araya girme olanağı: Roller belirlenir ve değiştirilirse, yıkıcı davranışların yerine yeni olumlu davranışlar konulursa, yardım kaynaklarının  kontrolü ve dağılımında ya da sahiplenmelerde eşitsizlikler ortadan kaldırılırsa, kararların tespit edilmesinde katılımcıların kabul edebilecekleri eşit söz hakkı verilirse, pozisyonların yürütme biçimi ihtiyaçlara göre değiştirilirse, daha az zorlama ve daha çok ikna etmeye yönelik tedbirler alınırsa, anlaşamayanların yakınlık mesafeleri değiştirilirse, dışardan gelen baskılar zayıflatılırsa, zaman darlığından kaynaklanan problem  giderilirse uzlaşma sağlanır.

Yukardaki örneğimizde Osman ve Ali  biraraya getirilseydi üç çözüm yolu ve olanağı vardı.

1.      Çıkar ilişkilerine dayanılarak, ikisininde saygı duyduğu ve tarafsız olduğuna inandığı üçüncü bir kişi araya girebilir ve ikisini yanyana getirebilirdi. Gurubun yararına çalışabilmeleri için tüzük hükümleri hatırlatılabilinir, gurupsal çıkarlar öne konulabilinir ve bir uzlaşma yoluna gidilebilinirdi.

2.      Haklar açısından, tüzük hükümleri ortaya konur, anlaşmazlığa neden olan durum araştırılır, söylenenler ve yapılanlar üzerinde tartışılır, haklılık dereceleri ortaya konur ve gurubun oylamasına sunulabilinirdi.

3.      Hüküm yani hakimiyet açısından gurup her ikisinin de görevine , gurupla ilişkilerine  son verebilirdi. Gurubun içinden aynı görevleri üstlenebilecek kişiler seçilebilinirdi.

Bu çözüm yollarının hangisinin uygun olup olmadığı araya girenler tespit edebilir.  Uzlaşmayı üstlenen kişiler meselenin çözümünde kararlı durmalıdırlar. Çözerken acımasız ve sert tedbirler alınabilir ama anlaşmazlığa girenlere karşı son derece yumuşak davranmalıdırlar.

Ali ve Osman örneğinde ve bu na benzer anlaşmazlıklarda bakarsınız  bazen daha öncelere dayanan çözülmemiş yanlış anlaşılmalar, kırgınlıklar, farklı değer yargıları ve hükümler vardır. Bu yüzden anlaşmazlıklarda aşamaları çeşitli yönlerden irdelemek, incelemekle işe başlamak gerekir. Anlaşmazlıklar ne kadar erken çözürülürse o kadar yararlıdır. Olayın önüne erken geçilir ve büyümemesi sağlanmış olunur.  Her iki tarafa eşit davranmak ve taraf tutmamak en ilkesel ve iyi tavırdır.

Bu yukardaki örnekte verilen öneri ve tespitler yaşamımızda önümüze çıkan sorunların çözümünde uygulamak tam tamına olmasa da büyük bir oranda yardımları olacağı kuşkusuzdur.

 
   
Dengê Kurdistan © 2011