Öcalan'ı
kim serbest bıraktırdı?
Mustafa Ünal
1972 yılında hakkında ağır iddialarla gözaltına
alınan Abdullah Öcalan'ın salıverilmesi
bir muammadır. Yıllar önce usta gazeteci Uğur
Mumcu olayın peşine düştü.
Dosyanın savcısı Baki Tuğ'la görüştü. O sırada
Tuğ, DYP'den milletvekiliydi. Mumcu, Öcalan'ın
içeriden gelen yazı üzerine salıverildiğini
öğrendi. Yazının kimden geldiğini
ve içeriğini bilmek istiyordu.
Tuğ, Mumcu'ya "Arşive bakayım, o notu bulursam seninle
paylaşırım." dedi. Bir hafta sonrası
için randevulaştılar. Meclis'teki odasında
görüşeceklerdi. Ancak o buluşma gerçekleşmedi.
Daha doğrusu gerçekleşemedi. Çünkü Uğur
Mumcu suikasta kurban gitti. Puslu bir Ankara sabahında
aracı bombayla havaya uçuruldu. Mumcu'nun üzerinde
çalıştığı 'Abdullah Öcalan'ın
Milli İstihbarat Teşkilatı ile ilişkileri'
dosyası kayıp...
12 Mart, yargıda askerî etkinin en kesif olduğu olağanüstü
bir dönemdi. Savcı Tuğ gözaltındaki boykotçu
öğrenciler arasında en ağır cezayı
Abdullah Öcalan ve iki arkadaşı için isterken
serbest bırakılmaları, cevabını
bulamamış soru işaretidir.
AK Parti'den milletvekili seçilen meslektaşımız Şamil
Tayyar 'Kürt Ergenekonu' diye bir kitap yazdı. Abdullah
Öcalan'ın istihbarat örgütüyle ilişkisini irdeledi.
TV8'de Erkan Tan'ın programında açıkladığı
bir bilgi yıllar öncesinin soru işaretine cevap
mahiyetindeydi. Söylediği, iddia da olsa çok önemli...
Nedense pek yankı uyandırmadı.
Tayyar, Savcı Baki Tuğ'un Öcalan hakkında önce çok ağır
ifadeler kullandığı iddianamedeki görüşlerini
bir anda değiştirmesini sorgularken şunları
söyledi: "Dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı
Orgeneral Turgut Sunalp arıyor ve 'Öcalan adamımızdır,
serbest bırakın' diyor. Ve iddianame değiştiriliyor."
Tayyar'ın kitabında bu bilgi yok. Daha sonra öğrendi. İddia
görmezden gelinecek gibi değil. Çok çarpıcı,
'Kürt Ergenekonu' tespitini doğrulayacak türden...
Üzerine gidilmesi gerekir.
Turgut Sunalp Paşa gerçekten Öcalan'ın bırakılması
için devreye girmiş olabilir mi? Hayatta olmadığı
için doğrulama veya tekzip etme imkânı yok.
Ancak iddiaya açıklık getirecek başkaları
var. En başta da Baki Tuğ... Tuğ'u milletvekilliğinden
tanıyorum. Bu konularda konuşmayı sevmeyen
bir isimdi. Bugün bu iddia karşısında sessiz
kalması doğru değil. Gerçeğin bilinmesi
için konuşmalı.
Turgut Sunalp, benim için sıradan bir isim değil. Mesleğe
yeni başladığım yıllarda, 1990'ların
başında sık görüştüğüm biriydi.
İstanbul Moda'daki evinde TSK ve politikada yaşadıklarını
çok kez dinledim. Sağ ve milliyetçi duruşu olan
biriydi. Sunalp, renkli bir kişilikti. Bir dönem
büyükelçilik de yaptı.
12 Eylülcülerin teklifi üzerine MDP diye bir parti kurdu. Geçiş döneminin
başbakanı olması planlandı. Ancak
sandık hesabı bozdu. Sunalp, 12 Mart döneminin
en etkili generallerinden... Adına sıkça rastlanır.
Hemen her olayın içinde vardır. Sadece kışlada
değil, hayatın diğer alanlarında da
aktif.
1973'te Faruk Gürler'in cumhurbaşkanı seçilmesi için milletvekillerini
Genelkurmay'a çağırarak konuşan ve sonrasında
imzalarını alan da o... 12 Mart döneminin öne
çıkan siyasetçilerinden Hasan Korkmazcan o günleri
anlatırken Turgut Sunalp'ten de söz eder. Nasıl
mı? Şöyle: "12 Mart muhtırasını
verenlerin cumhurbaşkanı adayı Faruk Gürler'di.
Destek için partilerle toplantı yapıyorlardı.
Bizi de çağırdılar. O toplantılarda
Turgut Sunalp'le tartışmıştık.
Sunalp Paşa 'Eğer bizim dediğimizi yapmazsanız
sizleri toplatırım' dedi."
Şamil Tayyar'ın, Öcalan'ın serbest bırakılmasını
sağlayan kişi olarak Turgut Sunalp ismini ortaya
attığını duyunca ilgisiz kalamadım.
Doğrusu bu iddia bana 'inandırıcı'
geldi. Çünkü 12 Mart döneminin kudretli olduğu kadar,
etkin de olan isimlerinin başında... Eğer
bu iddia doğruysa yakın tarihin birçok sayfasını
yeniden yazmak gerekebilir.
----------------------------------------
20 Kasım2011-Zaman
|