KÜRT ULUSAL GENÇLİK
KONFERANSI ÜZERİNE
RAMAZAN MORAY
Bilindiği gibi 16–17 Mart 2011 tarihinde
Amed’te (Cigerxwin Kültür Merkezinde) Kürt Ulusal Gençlik
Konferansı düzenlendi. BDPli gençlerin çağrısı
üzerine BDP, HAK-PAR ve DİYARBAKIR ÇIRA gençlerinin
organize ettiği bu konferans özüne uygun olarak tamamlandı.
Kürt Ulusal Gençlik Konferansının
yapılması Ulasal mücadelemizde önemli bir adım
olacağına inanıyorum.
Konferansın organizasyonu 2 aylık
kısa bir zaman dilimi içerisinde yapıldı.
Diğer parçalardaki Kürt Gençleri ile irtibatlar kuruldu.
Konferansın organizasyonu ve teknik işlerin
yapılması için Komisyonlar oluşturuldu.
Toplantılar gerçekleşti. İş bölümü
yapıldı. Yoğun ve özverili çalışmalar
sonucunda konferansımız kimi teknik aksaklıklar
dışında başarılı bir şekilde
sonuçlandırıldı.
Konferansı 2 gün boyunca 5 ana gündem
maddesi ile (tüm katılımcıların onayını
alarak*) gerçekleştirmeyi uygun gördük. Bu gündem
maddeleri sırasıyla;
1-
Kürtlerin karşılaştıkları
toplumsal ve siyasal sorunlar; ulusal kimliğin reddi
ve inkârı üzerinden süren devlet politikaları:
2-
Kürt gençliğinin yaşadığı
sosyal, siyasal, ekonomik ve eğitsel sorunlar
3-
Kürt gençliğinin çözüm
perspektifleri
4-
Kürt gençliğinin uluslaşmadaki
rolü ve demokratik mücadeleyi yükseltme perspektifleri
5-
Gençliğin ulusal dayanışmayı
sağlama yöntemleri idi.
Kürtlerin ulusal anlamda uğradıkları
baskı, şiddet ve asimilasyon politikalarına
karşı Kürt gençliği olarak nasıl bir
duruş ve mücadele gerçekleştirebiliriz şiarıyla
konferansı gerçekleştirdik.
İlk öneri bize iletildiği zaman;
“biraz kaygılı, biraz acaba bunun altında
başka bir iş mi var” gibi düşünceler aklımızdan
geçmedi değil. Çünkü BDP li arkadaşlarımız
ve onların temsil ettiği çevre bu tip çalışma
ve etkinliklerde sicilleri fazla iyi değildi. Yıllarca
birbirimizle ortak eylemlilikler yapmamıza rağmen
sadece onlar kendilerini ve doğrularını
dayatmada ısrarcı oldular. Ancak bu kaygı
ve çekincelerimiz konferans hazırlıklarında
birbirimizle çalıştıkça, iş yaptıkça
bana göre anlamsız ve boş çıktı. Ortada
bir samimiyet vardı. En azından bizimle birlikte
organizasyonda görevli olan arkadaşlarda bunu gördüm.
Konferansın havası da bunu destekler nitelikteydi.
Emek, özveri, imkânları seferber etme vb. konularda
gayet samimi idiler. Mesele Kürtlük boyutu olunca bizler
için nasıl akan sular duruyorsa onlar için de aynı
hassasiyet kendini gösteriyordu. Zaman zaman ateşli
tartışmalarımızda bile herkes büyük
bir olgunluk göstererek sorunu nasıl kotarabiliriz
üzerinden aklı selim hareket etmeye özen gösteriyordu.
Konferansla ilgili Hak-Par’lı gençler
ile Çıra’daki dostlarımızla sürekli istişare
ederek, birbirimizle diyalog kurarak hareket etmeye özen
gösterdik. Türkiye ve Kürdistan’ın değişik
illerinden gelen genç arkadaşlarımızla
birçok toplantı yaptık. Bilgi alışverişinde
bulunduk. Konferansın mantığını
ve önemini ifade ettik. Hassas bir süreçte bu konferansın
yapılmasından dolayı ayrıca titiz
davranmamız gerektiğini her arkadaş, dost
ve yoldaşımıza anlattık. Farklı
düşünen arkadaşlarımızın hassasiyetlerini
de bilerek öncelikle ulusal çıkarlarımız,
sonrasında parti çıkarlarımız daha
önemlidir şiarıyla bazen bir iki genç arkadaşımızı
üzdükte. Bunlar bizim cephemizde yaşanırken
aynısı BDP li arkadaşların cephesinde
de yaşandığını düşünüyorum.
Amaç konferansın özüne uygun yapılması
ve Ulasal çıkarları ön plana atan bir sonuç
bildirgesi yayınlaması ise bazen kırıcı
da olunabiliniyor. Her şey bizim gönlümüzden geçtiği
gibi olacak diye bir şey yoktur. Farklı görüş
ve düşüncelerdeki insanların-kurumların
bir araya gelip bu tip konferansları organize etmesi
çok zor ve sıkıntılı bir pratiktir.
(Hele birde dört parçadan Kürt Gençlerinin bir araya gelerek
yapacakları bir konferans ise!) Orada benim doğrum
budur bu olmazsa ben yokum, sizin düşünceleriniz
yanlıştır demek, ulusal birlik ruhuna ters
bir mantıktır. Yerine göre en sert eleştirdiğimiz
kişi ve kurumlar ile ulusal çıkarlarımız
için yan yana gelebileceğimiz biran bile akıldan
çıkarılmaması gereken durumdur. Bu da siyasetin
cilvesidir diye düşünüyorum.
Elbette amacım konferansla ilgili
kendimizi övecek, ön plana atacak bir yazı yazmak
değil. Ancak bunları da ifade etmeden konferans
gününe gelmek doğru olmaz.
16 Mart’ta Konferans başlarken Halebçe
katliamının yıldönümü olması vesilesiyle
tüm katılımcılarda burukluk ve hüzün vardı.
Herkesin yüzünde günün anlamına uygun bir matem havası
vardı. Biz Kürtler için Mart ayı dert ayıdır
tabiri sanırım bu tip sebeplerden dolayı
dillendirilmektedir. 8 Mart, 16 Mart, 21 Mart, 31 Mart
bu tarihlerin biz Kürtlerin hafızasında farklı
yerleri vardır.
Açılış öncesi Türkiye’den
iki legal siyasi partinin genel başkanları Sayın
Bayram BOZYEL ve Sayın Selahattin DEMİRTAŞ
birer konuşma yaptılar. Konferansın önemine
vurgu yaptılar. Birlik ruhuna ilişkin partilerinin
duruşunu anlattılar. Konferans geç kalan misafirlerimizin
gelmesiyle saat 10 da Ulusal Marşımız EY
RAQİB’in okunmasıyla başladı.
Herkeste direngenlik, heyecan, onur ve
birlik ruhu oluşmuştu. Kürtlük en doruk noktasına
erişti. Tek yumruk olundu. Kürdistan şehitleri
anısına Saygı duruşu yapıldı.
Çeşitli dönemlerde Kürtlerin soykırıma
maruz kaldığı; Halepçe, Enfal, Barzan,
Amude ve Şırnak olaylarını konu alan
bir slâyt gösterisi yapıldı. Geçmişte Kürtlere
yapılan baskılar tekrar hafızalarda tazelendi.
Divan oluşturuldu.
Irak Cumhurbaşkanı Celal TALABANİ,
Kürdistan Federe Bölgesi Başkanı Mesud BARZANİ,
PKK Lideri Abdullah ÖCALAN, PSK Genel Sekreteri Mesut
TEK’ten gelen mesajlar okundu. Gündem maddeleri katılımcıların
onayına sunuldu. Gündem maddeleri ile ilgili davetli
siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, dernek temsilcileri
konuşmalar yaptılar. Her gündem maddesi ile
ilgili kendi yaşadıkları bölgelerin sorunlarını
ve çözüm önerilerini ifade ettiler. Kürt sorunu ile ilgili
örgütlerinin bakış açılarını
ifade ettiler. Baskıcı ve egemen güçlerin Kürtleri
maruz bıraktıkları sorunları anlattılar.
Kürtlerin Özerklik, Federasyon, Bağımsızlık
istemlerini kendi politikalarına göre ortaya koyarak,
çözüm önerilerini sıraladılar. Bizler de tüm
bu görüş ve önerileri sonuç bildirgesi hazırlamasına
katkı sunacağı düşüncesiyle not aldık.
Kulislerde birçok parti ve dernek kuruluşlarının
temsilcileriyle tanışma fırsatımız
oldu. Onları yakından tanıma imkânı
yakaladık. Bütün arkadaşlarımız sıcak
ilişkiler kurdular. Tabi tüm bu görüşmeler anadilimiz
olan Kürtçe yapılıyordu. Konferans baştan
sona Kürdi ve Kürtçe idi. 2 gün boyunca sayısız
görüşme ve sohbet etme imkânı yakaladık.
Herkesi yakından tanımaya çalıştık.
Partimizin fikir ve düşüncelerini onlara aktardık.
Onların fikir ve düşüncelerini dinledik. Gece
geç saatlere kadar birlikte zaman geçirdik. Yemek yedik,
Güldük, eğlendik, sohbet ettik. Onlar bizi tanıdı,
biz onları tanıdık. Konferans bitimine
yakın sonuç bildirgesi hazırlamak için salondan
ayrıldık. Farklı bir toplantı salonuna
geçtik. Her parçadan temsilcilerin yer aldığı
komisyonda konferansta öne çıkan, ulusal çıkarlarımızı
ön plana alan fikir ve düşünceleri sentezleyerek
15 maddelik bir sonuç bildirgesi** Kurmanci ve Soranice
olarak hazırladık. Konferans salonunda onaylandıktan
sonra bunu kamuoyuyla paylaştık. İkinci
ulusal gençlik konferansı ve festivali(Güney Kürdistan’da)
düzenlenmesi için 13 kişilik bir komisyon oluşturduk.(Türkiye’den
3, Avrupa’dan 2, Suriye’den 2, Güney Kürdistan’dan 6 kişi.)
Yukarıda ifade etmeye çalıştığım
Kürt Ulusal Gençlik Konferansı özet bilgilendirmesinden
sonra alınan kararlar ve genel durum ile ilgili görüşlerimi
ifade etmeye çalışacağım.
Gerek bizim çevre, gerekse diğer çevreler
şunu iyi görmeliyiz; Kürt ulusal mücadelesi birlik
yönünde atılacak adımlar üzerinden, somut pratik
eylemlilikler yaparak sağlanabilir. İlla birbirimizle
iç içe geçerek ortak bir çatı kurarak yapılacak
bir süreç değildir. Bunu yapmak için daha zamana
ihtiyacımız var. Bu tip etkinlik ve konferanslar
organize ederek, birlikte pratik işler yaparak birbirimizle
iyi ilişkiler kurabiliriz. Ulusal çıkarlarımızı
koruyabiliriz. Egemen güçler sürekli Kürtlerin dağınıklıklarından
faydalandı. Onları kendi minderine çekti. Biz
Kürtler geçmişten dersler çıkarmalı, doğru
bulmadığımız, yanlış olduğuna
inandığımız kişi ve kurumları
kararlılıkla ama olgunlukla teşhir etmeliyiz.
Bunda herkesin emek sarf etmesi gerekmektedir. Kürt örgütleri
geçmişten gelen yanlış ve eksikliklerini
bilmeli, ulusal kazanımlarımızı ön
plana atacak adımlar atmalıdırlar. Bu konferans
bunun sadece bir kilometre taşı olabilir. Biz
Gençler bunu başardık. Umudum tüm Kürtlerin
ulusal bir konferans organize ederek yakınlaşmasıdır.
Artık parti ya da lider çıkarları değil
Kürt halkının çıkarları esastır
mantığı geliştirilmelidir. Ayrıntılara
takılıp acaba bunda nasıl bir çıkar
elde edebiliriz düşüncelerinden kendimizi arındırmalıyız.
Somut olarak ortaya konulan doğrular var ise ve bu
doğrular Kürt Ulasal çıkarlarına hizmet
ediyorsa, kimden ve nereden gelirse gelsin desteklenmeli
ve sahiplenilmelidir. Biraz gayret, biraz çaba, biraz
ısrar ve tabii ki inanç, bunlar mücadele bayrağımızı
yükseltecek, Kürt halkının baskı ve zulümden
kurtulmasını sağlayacaktır. Gün mücadele
günüdür. Mücadeleyi omuzlama, görev alma günüdür.
Konferansa katılan arkadaş, dost
ve yoldaşlarımız da alınan kararları
bulundukları yerlerde insanlarla, kitlelerle paylaşmalı,
bu alınan kararları pratikte de uygulamalıdırlar.
Bu konferans yapıldı, orada bitti dememeliyiz.
Bu kararlarımızı yaşamın her
alanına aktarmalıyız. Biz orada Kürt halkının
ortak ulusal çıkarlarını savunduk. İstediğimiz
olgunlukta geçti. Hiçbir gerekçe bizi bu çalışmaların
süreklileştirilmesinde engelleyici olmamalıdır.
Hem kendi örgütsel işlerimizi yapmalı hem de
bu tip çalışmaları yaygınlaştırmalıyız.
Sonuç olarak biz Kürtler halen haklarımızı
almış değiliz. Özgürlük bayrağımızı
dalgalandırmış değiliz. Mücadelede
istediğimiz bir seviyeye nicel olarak ulaşmış
değiliz. Kaygı ve sıkıntılarımızı
bir yana bırakarak, geçmişten dersler çıkararak
geleceğe bakmalıyız. Yarınlarda bu
halkın istemlerine nasıl cevap olabilirizin
hesaplarını yapmalıyız. Eleştirenler
olacak, bizi suçlayanlar olacak, bize başka başka
sıfatlar bulanlar olacak. Bunlar bizleri yıldırmamalıdır.
Biz halkımızın çıkarlarını
savundukça ve yaptıklarımıza inandıkça
başarıyı yakalamamız kaçınılmazdır.
Süreç hızla bizim doğrularımızın
gündemleştiği bir ortama kanalize olmaktadır.
Bunu iyi okumalı, ona göre politikalar yapmalıyız.
Not; Tüm katılımcı arkadaşlara, emeği geçen yoldaşlara
teşekkür ederim. Emeğinize ve yüreğinize
sağlık.
RAMAZAN MORAY
*KATILIMCI KURUMLAR
KONFERANSA CIWANÊN KURD A NETEW
1- PARTÎYA MAF Û
AZADÎYAN (HAK- PAR)
2- ÇIRA KOMELEYA ÇANDÎ Û
HUNERÎ (DİYARBEKİRÇIRA)
3- PARTÎYA AŞITÎ
Û DEMOQRASÎ (BDP)
4- YEKÎTÎYA GIŞTÎYA
XWENDEKARÊN KURDISTAN.
5- RÊXISTINA GEŞEPEDAN
A XWENDEKARÊN KURDISTAN
6- GRUPA AŞTÎYÊ
7- MECLÎSA SERBIXWEYA
GÊNCAN A PÊNCEMÎN
8- CIWATA SÎYASÎ
KURD LI SURYÊ
9- RABÛNA XWENDEKAR
Û LAWANÎ KURDISTAN
10- RÊXIRAVA HOŞIYARÊ
GÊNCAN
11- YEKÎTÎYA LAWÊN
DEMOKRATÊ KURDISTAN
12- CIWANÊN WELATPARÊZ
Û DEMOQRATÎK
13- KOM-CIWAN ( DERVÊ
WELAT)
14- YEKÎTÎYA XWENDEVANÊN
KURDISTAN
15- ÖZGÜRLÜK VE SOSYALİZM
PARTİSİ
16- SAZÎYA CIWANÊN
KURD NAVNETEWÎ
17- PÊŞENGÎYA
XWENDEKAR Û LAWÊN DEMOQRATA KURDISTAN
18- FEDERASYON A
KOMELEYA CIWANÊN SOSYALİST
19- QOMÎSYONA CIWANÊN
YEK- KOM
20- YEKÎTÎYA XWENDEKARÊN
KURDISTAN – DERVÊ WELAT
21- YEKÎTÎYA XWENDEKARÊN
NETEWEYÊ KURDISTAN
22- TEVGERA CIWANÊN
KURD
23- RÊXISTIN A LAWÊN
KURDISTANÊ
24- SENTERÊ PEREPÊDAN
AN LAWÊN KURDISTAN
25- PÊŞVERÛ-
KURDÊ SURYE
26- YEKÎTÎYA GIŞTÎ
YA QUTABÎYAN
27- ÎNSÎYATÎFA PÊŞTGERÎYA
ROJAVA YÊ KURDISTAN
28- RÊXIRAWA AZADÎ
YA LAWÊN KURDISTANÊ
29- RÊXIRAWA GEŞEPÊDAN
A QUTABÎYÊN KURDISTAN
30- RÊXIRAWA GÊNCÊN
KURDAN NAVNETEWÎ
31- AYÎNDE XWENDEKAR
Û LAWÊN KURDISTANÊ
32- TEVGERA WİCDANÎ
RED A KURD
|