Şıvan Kürdistan’ın
Şıvan’ı, Şivan Kürdistan’dır
Rıza Çolpan
Avustralya’dan Dengê Kurdistan, Dema Nû okuyucularına
ve tüm Kürt yurtseverlerine “Merhaba” demekle yazıma
başlamak istiyorum.
Değerli okuyucular, ülkemden on sekiz bin (18 000)
Avrupa’dan da yirmi bin (20 000) kilometre uzakta olmama
rağmen, ülkemde, Avrupa’da ve tüm dünyada olup-bitenleri
aynı gün, aynı saat ve dakikada, küçük dünya
meydanına yerleştirilmiş ekrandan canlı
görüyor, görmediklerimizi de haber olarak okuyoruz.
Bu son haftalarda, Ortadoğu ülkeleri, örneğin
Mısır, Cezayir, Tunus, Libya ve İran’da
cehennem kazarları kaynıyor. Dilerim bu kazanlarda
diktatörler kaynasın, emekçi, yoksul halk bunlardan
kurtulsun ve o ülkelere demokratik rejimler iş başına
gelsin. Çünkü bu ülkelerde yaşayan insanlar da, demokratik
ülkelerde yaşayan insanlar gibi insandırlar.
Kısacası insan soyunun insanlığa,
demokratik rejimlere ihtiyacı var. Herkesin sonu
aynı olduğuna göre, neden biri tok, bini aç?
Neden insan insanı öldürsün? Öldürenler ölmiyecekler
mi?.
Diğer yandan kazanın biri de umudumuz olan
Güney Kürdistan’da kaynatılmaya çalışılıyo,
ki orada da beş ölü, bir haylı yaralılar
var deniliyor. Parlamento’da yirmi beş (25) sandalyesi
olan Goran kardeşimiz ne yapıyor? Yirmi yıllık
bir devletin elbette eksiklikleri olacaktır ve bir
çok eksiklikler de vardır. Bu eksikliklere şimdiden
başkaldırmak o yirmi yıllık oluşuma
ve bir bütün Kürd halkına faydadan ziyade zarar verecektir.
Halkı Mesud’a ve onun ailesine karşı tepki
temelinde örgütlemek ve kışkırtmak, doğru
bir yaklaşım ve doğru bir politika değildir.
Dilerim bütün Kürd Parti ve liderleri dostu, düşmanı
birbirinden ayırdedececek, kendi halkının
çıkarını, kendi çıkarı ve partisinin
çıkarının önünde tutacaktır. Herhalde
Goran da Mesud’un ölüm fermanını çıkarmak
niyetindedir. Acaba neden? Yurtseverliğin kıstasları
var, o kıstasları aşan herkes, yanlış
yapıyor demektir. Dilerim Goran ve benzerleri yurtseverliğin
hududunu aşmaz, o yirmi yıllık oluşuma
ve Kürd halkının umuduna daha fazla zarar vermez
ve kardeş kanının akıtılmasına
vesile olmaz.
Sevgili okuyucular, bu dilek ve temennim PKK’lılar
için de geçerli. Duydum, daha doğrusu çeşitli
yayın ogranlarında Şıvan’a yapılan
saldırı, linç ve karalama kampanyaları
olduğunu okudum, inanın hem insan olduğumdan,
hem de o linç kampanyalarını yürüten PKK’lı
Kürdlerin, Kürdlük sıfatını taşıdığımdan
dolayı utanç duydum. Böyle Kürdlük, böyle yurtseverlik,
böyle insanlık olmaz.
Hiç unutmam, yıl 1975’in sonu, Avrupa’ya gidip
gelen bir arkadaş, bana Şıvan’nın
bir kasetini dinlemem için verdi. Ben o güne kadar ne
Şıvan diye birini tanımış, ne
de sesini duymuştum. Kaseti aldım, arkadaştan
ayrılırken arabamdaki teype koydum. Hayatımda
ilk defa böyle bülbül sesli, beni bana anlatan, ruhuma
bir şenlik veren, kanıma da sesiyle Ulusal Ruhu
şırınga eden bir Kürd Ozanıyla bu
ülkede tanıştım. Daha sonra onun bütün
kasetlerini bu ülkeye getirerek, hem dinledim, hem de
dağıtarak dinlettim. Buradaki her Kürt o yıllarda
Kürdistan’ı Şıvan’ın sesiyle tanıdı
ve yurtsever duyguları Şıvan’nın sesiyle
tattı. Ne yazık daha sonra PKK zehiri bu ülkeye
de geldi, onlar gibi düşünmeyenleri düşman ilan
ettiler, ölüm fermanları çıkardılar. Bu
zavallı lumpen kesim Apo gibi düşünmeyen bütün
Kürd liderlerini hain, işbirlikçi, katli vacip ilan
ettiler. Hatta Apo’nın telefonla Med TV de sayın
Mesud Barzani’ye dil uzatarak sarfettiği iğrenç
küfürlü kaseti çoğaltıp ev-ev dağıttılar.
Oysaki bu insanların büyük çoğunluğu Şıvan’nın
sesiyle Kürdlüğü kabul etmişlerdi ve onun sesiyle
Kürd olmuşlardı.
Ben bir Kürd olarak, bugün Şıvan’nın
anti-propagandasını ve linç kampanyasını
yürüten kesime soruyorum, hani Apo’nuzun Birleşik,
Sosyalist, Büyük Kürdistan’ı? Ne oldu dört bin Kürd
köyü ve o köylerde yaşayan insanlar? Şıvan
sesiyle mi bu kadar köyü insansızlaştırdı?
Hani Özgür Kürdistan? Hani Özgür Botan Bölgeniz? Lo-lo
sizin serokunuz hergün kendi deniz köşkünde Mit ile,
faşist devletin subaylarıyla, faşist gazetecilerle
görüşürken hoş da, Şıvan’nın
Bülent Arınç’la görüşmesi, TRT şeş
(6) ile ilişki kurması, neden size acı
geliyor? Neden hazmetmiyorsunuz? Yanılmıyorsam
sayın Bület Arınç’ın ailesi ve ataları
da Kürdistanlı, Şıvan’nın böyle biriyle
görüşmesi, bir görsel yayın organıyla ilişki
kurması gayet doğal karşılanması
gerekirken, çıkardığınız gürültü,
katillere yol göstermeniz doğru mu? Ya Allah
korusun, yarın bir serseriniz bir halt işlerse,
hançeri Kürdistan kalbi yer ve anamız Kürdistan sizi
lanetliyecektir, bunu unutmayın. Bunun içindir ki
diyorum “Şıvan Kürdistan’dır” Ona kötü
laf söylemek, el kaldırmak olmaz, olursa, ana af
etmez.
Şıvan’da bütün zaaflarıyla her kes gibi
bir insandır. Hataları varsa insanca eleştirilir,
hain ilan edilmez, ölüm fermanı çıkarılmaz.
Ben Şıvan’nı yakından tanıyan
biriyim. Şıvan iyi kalplidır ve bazen de
çok saftır. Zaman zaman O’da bilmiyerek kargalarla
arkadaş oluyor, yanlış şeyler yapar
ve söyler, bunu biliyorum. Bunun için de babamın
bir sözünü Şıvan’na iki kere söylemiştim:
“Hevalê qirokê nûkil bi g…ye.” (Karga ile arkadaş
olanın burnu b….lu olur). Ama şimdi Şıvan’nın
bir yanlışı yok, o bir devlet adamıyla
görüşüyor, bir TV kanalıyla ilişki kuruyor,
kargalarla değil. Kargaların Şıvan’dan
uzak durmalarını dilerim. Çünkü Şıvan
Kürdistan’dır, Kürdistan’da kanat geren bir Şahin’dir,
Elo’dır, baz’dır.
Son verirken Şıvan’a da bir tavsiyem var O’da
şu: Ağır ol, ağır taşı
kimse yerinde kaldıramaz; dünya malı ölü ile
mezara gitmez; şöhretini muhafaza et ve öyle öl,
ki hep yaşıyasın.
Şıvan’na ve Şıvanlara selâm.
Rıza Çolpan Sydney. 21-2-2011
|