28
Mart Yerel seçimlerini geride bıraktık.
Bu seçimlerde, Mevcut bütün partiler yerel birimlerin
yönetimine talip oldular.
Siyasi
partilerin Kuruluş felsefesi İktidara
talip olmak. Yönetmek. Halk yığınlarının
çıkarlarına hizmet etmek. Bu nedenle siyasi
partilerin halkla bütünleşmesi, Halkla bütünleşmenin
ön koşulu onun İstek ve talepleri ile
bütünleşmek.
Geniş
halk yığınları için, İçinde
bulunulan her dönemin kendine özgü bir takın
ekonomik, Politik, Sosyal ve siyasal istekleri güncelleşerek
gündeme oturur.
Politik
partilerin görevi ve kuruluş felsefesi halkın
gündemindeki sorun ve istemlere çözüm getiren programlarla
halkın istemlerine cevap olmak üzere halkın
önüne çıkarlar. Yapacaklarını ve
yapmak istediklerini halka anlatarak onayını
isterler.
Bu
seçim içinde bu söylediklerim aşağı
yukarı uygulandı. Seçimlerde Dehap bir
güç birliği oluşturdu. Seçimlere SHP Çatısı
altında ve adaylarını SHP adına
gösterdi.
Seçimler
Bitti. Partilerin oy dağılımı
kesinleşti. Bu seçimlerde Güçbirligi’ ni oluşturan
partiler in oy oranı % 4,8
-29
Mart sabahından itibaren bu güç birliğinin
sorumlu mensupları akla yatkın açıklamalar
yerine sudan bahanelerle bir savunma hattı
oluşturmaya çalıştılar.
-Bu
Seçimde Bütün partiler Bir konsep çerçevesinde SHP
Güç birliğine karşı birleştiler.!!
-Oylar
ve Oy sandıkları Çalındı. Oylar
Çöplüklerde bulundu.!!
-Ordu
Korucularla birlikte seçime Müdahale etti.!!
-AKP Kısmen oyları satın almış!!
-AKP İktidar olmanın bütün olanaklarını kullandı!!
Vs.
-Güç birliği çalışmalarına geç başlandı.
-Eğri oturup Doğru konuşalım. Burada ters olan nedir. Bu
yukarıda saydıklarınıza hangi
seçim ve hangi iktidar döneminde baş vurulmadı’ki
?
Sizler
bunların tümünün olabileceğini önceden
bilmiyormuydunuz. Elbette bu yukarıda sayılan
ve yapıldığı var sayılan
şeylerin Yapılmamış olması
halinde bir tersliğin mevcut olabileceğini
söylemek mümkün. Bu nedenle bunları geçiniz.
Bunlar Kale alınacak mazeretler niteliği
taşımaz.
Daha
da önemlisi 29 Mart sabahı Güç birliği
Partilerinin Oylarını arttırdığını
gözlerimizin içine baka baka söylediler. Halada
söylüyorlar.
3
Kasım 2002 Genel milletvekili seçimlerinde
Dehap’ın almış olduğu oy oranı
% 6,23
Güç
birliğinin yani SHP nin oyları artmış.
Fakat bu seçimde güme gitti. Seçim kaybedilmiş.
Bazı Köşe yazarları olan dostlarımız
bir takım gerçekçi değerlendirme yazıları
yazdılar.
Ne
Var ki bu konuda sorumlu ve yetkili yöneticilerimiz
olayı gerçekçi bir biçimde analiz etmek yerine
olayı geçiştirmeye ve son yapılan
Dehap merkezinin yaptığı degerlendirme
sonucunda alınan karar açıklandı
: güç birliğine devam edileceği açıklandı.
Seçim
Neden kaybedildi ? sorusu tüm çıplaklığı
ile masaya yatırılmadı. Hiç kimsede
bu soruyu duymak istemiyor.
Oysa Bölgemizin partisi olan
Dehap bu seçimde Murat Kara yalçın’ın
Şu İdeolojik belirlemesini
Halkımıza dayatı.
‘’Bu ittifakta yalnızca sol partilerin
değil Atatürk İlke ve devrimlerine inanan,Cumhuriyetin
temel değerlerine sahip çıkan herkesin
olmasını istiyorum. Cumhuriyetçilerin
kutsal üçlemesi olan Devletin tekliği ,Ulusun
tümlüğü, Yurdun bölünmez bütünlüğünü içine
sindiren her keşle yan yana gelirim’’ Diyor.
29 Aralık 2003 Tarihli Hürriyet gazetesindeki
Röportajında. ( 9 Ocak 2004 tarihli Seçimde
ittifak arayışları, Dehap ve Karayalçın
Başlıklı makalemden.)
Dehap Yöneticileri Karayalçını tanımıyor
olabilirler. Amma Kürt halkı Karayalçını
çok iyi tanıyor. ve hiç unutmayacaklar.
Diğer bir neden Adaylar ön seçimle belirlenecek
dendi ön yoklama yapıldı ama kimi yerlerde
buna uyulmadı.
Bu
nedenlerle oyların % 30 sandığa
yansımadı. Sandığa yansımayan
oyların ezici çoğunluğu; kendilerine
dayatılan İdeolojik Cumhuriyet üçlemesine
onay vermeyen yurtsever halkımızın
oylarıdır. İşte seçimin yenilgisini
getiren bu nedenlerdir. Gel görkü, seçimin mağluplarından
kimileri:
Kendileri dışında bir suçlular aramaya
başlayarak; dışlarda iki suçlu buldular.
Bu seçimi Talabani ve Barzani kaybettirmiş.
Bunu söylemekle Dehap yandaşları ile Talabani
ve Barzani yandaşlarının acaba karşı
karsıya getirilmesi mümkün olmazmı mantığı
yeniden depreşme dönemine girdi.
Bu seçim hakkında daha çok tartışılacak
taki taşlar yerli yerine oturuncaya kadar.
4.4.2004 Akşamı saat 20. de Roj Tv.nin
Gündem programında gene bu konu tartışılıyordu.
Tartışmaya
katılanlar arasında Sayın Fuat Kav
Bu güç birliğini eleştirenleri ilkel milliyetçilikle
Suçlayarak işin içinden sıyrılmaya
çalıştı.
1970 li yıllarda Türk yoldaşlarımızın
bizleri milliyetçilikle suçlamalarından ödümüz
patlardı. Bu suçlamaya muhatap olmamak içinde
oldukça dikkatli davranırdık.
Amma o dönemden bu güne gelinceye kadar, köprülerin
altından çok sular aktı.
Ben
Kürdistanda bir referandum niteliği taşıması
kaçınılmaz olan bu seçimde Dehap’ın
kendi tabanına dayanarak en az 20 ilde yerel
seçimleri almasının mutlak olduğunu
söylüyor ve bu güç birliğinin yanlış
bir zaman ve kişilerle yapıldığını
dün söyledim. Bu gün ve yarında söyleyeceğim.
Bunları söylediğim için İlkel milliyetçi
oluyorsam !!
Ben
Halkımın Kendi geleceğini kimsenin
ipoteğine vermeden , Hiçbir güce ve Kuruma
havale etmeden kendi kendini yönetmesinden yana
tavır takındığım için ilkel
milliyetçi oluyorsam. Bu ilkel Milliyetçilik suçlamasını
bir onur madalyası kabul ederek boynumda taşıyacağım.
Ben halkımım evladı ve milliyetçisiyim.
Ya siz Sayın Fuat Kav ?
Tartışmalarda dikkat çeken Diğer bir
konu Son dönemde bir takım yeni terimler Kürtlerin
literatürüne girdi. Mesela Dün geceki tartışmada
Hep Güneydoğu Anadolu dendi. Sahi bu belirleme
kimlere ait. Ve ne için kullanılır.
Seçim
öncesi şöyle bir belirleme yapmıştım’’
var sayalım ki Dehap’ın Seçmeni ‘gözlerimi
Kaparım görevimi Yaparım dedi.’ ‘Ben şahsen
Dehap seçmenin inin bunu diyeceğine kuşku
ile bakıyorum.’’( 9.Ocak. 2004 Tarihli Seçimde
İttifak arayışları Dehap ve
Karayalçın başlıklı makalemden)
Evet
Uzun sözün kısası : ulusal bilinci Torbada
keklik görmek, bir seçimi daha güme götürdü. Seçimleri
Güme götürmenin bir bedeli olmalıdır.
Bu Demokrasilerin gereğidir.
Türkiye’yi Demokratikleştireceğiz idasında olanlar önce kendileri
demokrasinin Kurum ve kurallarını çalıştırarak
örnek olmalıdırlar. Bu seçim ciddi bir
şekilde kaybedilmiştir. Seçimi kaybetmenin
sebepleri açıktır. Sebepleri açık
olan bu yenilginin birde sonucu olmalıdır.
Yenilgiye
sebebiyet verenler Demokrasinin gereklerine uymalıdırlar.Halkımızın
çıkarları bunu gerektirir.
Genede hepimize başarılar.
5.04.2004
G.Doxan
|