Alman
Öğretmenler Sendikasıyla (GEW) Bir Toplantı
Macide Senem Çamlibel
Geçen cumartesi günü, 15.10.2011´de, Köln´de Kürt asıllı
Türkçe dersi öğretmenleri GEW (Alman Öğretmenler
Sendikası) ile bir toplantı yaptı.
Toplantıya katılanlar arasında Psikolog
Dr. Fikret Zengin, Sosyolog Dr. Kemal Bozay´da konușmacı
olarak, NRW´nin bir çok șehirlerinde GEW sorumlusu
olarak çalıșan bir çok Alman öğretmen davet
edilmișlerdi.
Toplantı konusu Kürt asıllı Türkçe dersi
öğretmenleri üzerindeki baskı ve tehditlerdi.
Manfred Etscheid bașkanlığında yapılan
bu toplantıyı Köln´de çalıșan GEW
üyesi arkadașların çabasına borçluyuz.
Bu toplantıda Kürt asıllı öğretmenlerin
sorunları detaylıca dile getirildi.
Toplantıyı anlamlı konușmasıyla
bașlatan Manfred Etscheid „ Yabancı bir insanla,
bir sorunla, bir ülkeyle karșılașınca
insan ya merak duyar ya da korkar. „ dedi. Zamanında
kendisine yabancı olan Kürt sorununu merakla izlediğini
ve Kürt asıllı öğretmenlerin sorunlarının
olduğunu duyunca hem endișe duyduğunu hemde
merak ettiğini belirtti.
Bu konușmadan sonra Kürt asıllı öğretmenler
sırasıyla karșılaștıkları
sorunları anlatmaya bașladılar. Kürt öğretmenler
hem Türk velilerinin baskı ve tehdidi altında
hem de Alman meslekdașlarının anlayıșsızlıkları,
umursamaz tutum ve davranıșları ile karșı
karșıya olduklarını durumlarını
anlatarak ortaya koydular. Yıllarca GEW üyesi olduklarını
ve desteksiz kaldıklarını anlattılar.
Türkçe dersi öğretmenleri, Kürt olduklarını
söylediklerinde, Türk velilerinin tepkisiyle karșılașıyorlar.
Öğretmen Kürt olduğunu söylemese bile, doğum
yerinden Kürt olduğunu tespit ediyorlar. Google girip
öğretmenler hakkında bilgi topluyor, dosya hazırlayıp
Milli Eğitim Müdürlüğüne (Schulamt´ta) götürüp,
„Bu öğretmen teröristtir. Kürttür. Bunu istemiyoruz.“
diyebilecek kadar pervasızlașabiliyorlar. Çocuklarının
kaydını dersten sildirip, öğretmen hakkında
çeșitli yalan bilgiler dağıtarak onu sindirmeye,
tehdit ve baskı altına almaya bașlıyorlar.
Hemen hemen toplantıya katılan tüm öğretmenler
bu sorunları yașamak dıșında,
velilerin imza toplayarak öğretmenleri görevden attırma
girișimleri ile karșı karșıya
kalmıșlar.
Bazıları Alman meslekdașlarının
desteğiyle bu sorunu halletmiș, bazıları
ise sahipsiz ve desteksiz bu sorunla yanlız bırakılmıșlar.
Kimliklerinden ötürü Türkiye´de takibat altında kalmıș,
ișkence görmüș, baskı, tehdit ve tahribat
görmüș, cezalandırılmıș ya da
mahkum edilmiș bir çok öğretmen, demokratik
Almanya´da da baskı ve tehdit altında görev
yapmak zorunda kaldıklarını ve Alman meslekdașlarının
buna duyarsız davrandığını dile
getirdiler.
Alman öğretmenleri velilere „Çocuğunuzun kaydını
sildirin, nasıl olsa Türkçe dersi zorunlu bir ders
değil“ gibi önerilerde bulunarak, Türkçe dersine
katılımı önlüyor ve Türkçe ders öğretmenini
dolaylı bir șekilde așağılıyorlar.
Onlar önemsiz bir ders gözüyle baktıkça, ana dil
dersine katılım giderek azalmaktadır. Zaten
her Türkçe dersi öğretmeni en az üç okulda çalıșmakta
ve bu dersler ya sabah ya öğlenden sonra ya da hem
sabah hemde öğlenden sonraya konulmaktadır.
Bazı öğretmenler en güzel dersanelerde çalıșırken
bazıları zemin katında yani ambarlarda
ders yapmaktalar. Türkçe dersleri öğlenden sonra
olduğunda Alman meslekdașlarını göremeyen
öğretmenler, karșılaștıkları
sorunları onlara aktaramamakta, sabah çalıșan
Alman öğretmeni ile karșılașmak bir
sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Okul müdürleri de Türkçe öğretmenini ciddiye alıp,
sorunlarını dinleme özverisini göstermemektedirler.
Okul müdürlerinin; dersi öğlenden sonraya kaydırmaları,
dersin zemin katından bir yerdeki dersanede yapılmasını
istemeleri de ayrı bir șikayet konusuydu. Bazı
öğretmenler Türkiye´de gözleri bağlı zemin
katına götürülüp ișkence gördükleri için, zemin
katında bir dersanede çalıșmak zorunda
kalmaları, onların her gün „Flesh Back“ ( yani
her negatif olayda geçmiște yașanılanı
hatırlama) geçirmelerine neden olmaktadır. Kürt
öğretmenlerinin bu baskılar ve șartlar
altında çalıșmaları onların giderek
psikolojilerinin bozulmalarına ve yıpranmasına
yol açmaktadır.
Toplantıya katılan Psikolog Dr. Fikret Zengin,
travma nedir, neler insanların travma geçirmesine
neden olur ve ruh sağlığı için ne
yapmak gerekir, konularında bilgi verdi. Kimlik,
kișilik ve karakter arasındaki farklılığı
belirterek, öğretmenlerin kimliklerinin üzerindeki
baskı ve tehditlerin onların kișiliklerine,
kimliklerine birer hakaret, onurlarına vurulmuș
bir darbe ve insani haklarının zedelendiğini
belirterek, psikolojik bir baskının söz konusu
olduğunu ve psikolojilerinin bozulmasına yol
açtığını belirtti.
Sosyolog Dr. Kemal Bozay´da
Türkler arasında milliyetçi örgütlenmeleri ve bunun
uzantılarının okullara kadar yayıldığını
araștırmıștı. Bozkurtların
Almanya´daki örgütlenmesinin olduğunu, yaptıkları
eylemlerde ve çalıșmalarında psikolojik
savașında yer aldığını ve
gençleri etkilemek için de gayret sarfettiklerini anlattı.
Kendilerinden olmayanı mahvetme onların çalıșmalarından
biridir, dedi. Toplantıya katılan bir öğretmen
„Ben asimile olmuș, Türk olmayı tercih etmiș
ve Kürtlüğümden vazgeçmiștim. Kürt olduğum
sadece tesadüfen Kürtçe müzik duyduğum zaman aklıma
geliyor ve ağlıyordum. Türkler beni kabul etmedi,
aralarına almadılar. Ben de Kürt olmayı
kabul etmemiștim. Șimdi kimliği için mücadele
edenlere hayranlık duyuyorum.“ Dedi.
Toplantı uzun sürdü ve
gündem maddelerinin yarım kalması nedeniyle
bir sonuca ulașamadı. Kürt öğretmenler
bu toplantının bir bașka gün devam etmesini,
Alman meslekdașlarının kendi sorunlarından
haberdar edilmesi ve bir duyarlılık sürecinin
bașlaması için bunun gerekliliğini belirttiler.
Ve bu istemler karar altına alındı.
|