|
DOLUDİZGİN
Sevda Kuran
Her şey doludizgin… Savaş doludizgin, barış
doludizgin. Velhasıl sőmürü, zulüm, korku
doludizgin. “Normal”i olmayan, belki de hiç olmamış
bir ülkenin çocuğuyum, kızıyım, kadınıyım.
Uzaklardan bakınca bir toz bulutunun içinde, doludizginin
kucağında bir ülkem var. Hani derler ya at
izi it izine karışmış…Bazen toz bulutunun
yoğunluğu öyle artıyor ki, ne atın
ne itin izi gőrünmüyor. Sadece őlümler…őlümler…gene
őlümler…
Herkes gibi kalkıp savaş dursun, ille de barış
diye yazmayı isterdim. Ama olmuyor. Íşin aslı
bana çok yapmacık ve çok “doludizgin” geliyor.Ben
bütün bu toz bulutunun içinde sanki artık gőrülmeleri,
seçilmeleri çok zor olan onlardan bahsetmek istiyorum.
Hatta “ülke ve őzgürlük” meselesinin bu kadar gündemde
olduğu bir zamanda onlardan bahsetmenin “abes” sayılabileceği
olasılığını da gőze alarak,
hemcinslerimden, “kızkardeşlerimden” bahsetmek
istiyorum…
Yükselen “yoketme, kőkünü getirme” çığlıkları
arasında, savaşın hüküm kestiği bir
coğrafyada, yüz yıllardır kadınlar
sessiz, sakin kőleliğe devam ediyorlar. Halen
daha ikinci cins, ikinci sınıf insan olma acısını
evde, okulda, sokakta ve ne yazık ki kendine en
ilericiyim diyen siyasi yapılanmalarda çekip duruyorlar.
Űstüne üstlük şiddetin faturası evlat acısı,
kardeş acısı, eş acısı ile
gene binlerce kadına iki misli kesiliyor. Sanki en
yakını tarafından, feodal erk saltanatını
sürdürsün diye canının alındığı
“kadın cinayetleri” yetmezmiş gibi. Sanki evlerin
dőrt duvarının arasında gőrülen
şiddet, kolluk kuvvetlerinin uyguladığından
daha mahsummuş gibi…Değil!...Asla değil!..Hatta
daha iğrenç, daha iki yüzlü ve ne yazık ki
karşı konulması daha zor. Ҫünkü çoklukla
faşist, sőmürgeci, zalim dediğin bir güç
tarafından değil, sevdiği, saydığı,
çocuklarının babası tarafından uygulanıyor.
Hem de yağdan kıl çekercesine, hem de doludizgin!
Toz dumanın hakim olduğu ülkem tablosunda bütün
doludizginliklerin ortasında, siz de, ben de biliyoruz
ki; kadın cinayetleri, kadına uygulanan şiddet,
aşağılama, horlama doludizgin. Daha ne
kadar kendimizi kandırabiliriz eğer bir őzgür
ve eşit “yarın” istiyorsak? Daha ne kadar susup
seyredeceğiz? Sizin harekete geçmeniz, kadınlarla
dayanışıp “yeter” demeniz için daha ne
kadar kadının sessiz sedasız infazı
gerekli? Sizin isyanınız kaç genç kız
őlümü eder? Űlkemde yapılan araştırmalar
her gün 5 kadının kadın cınayetlerine
kurban gittiğini gősteriyor, siz bu yazılanları
okuduğunuzda belki bir kadın daha bu yaşamdan
çalındı. Yaşam hakkı kutsaldır…Korumak
insanım diyen herkese düşer. Ya gerekeni yapın
ya da aynaya baktığınızda bir cinayetin
ortağı yüzünüzü unutmayın.
Unutmadan…Kendinizi kandırmak da “doludizgin”…
|