Süleymaniye’de
Durum Normale Dönüyor (mu?)
“Tarafsız, objektif haber, özgür yorum”, “haber
hayattır” prensiplerini yayın politikasının
temeli olarak gören Dengêazad sitesi, bugüne kadar Süleymaniye’de
yaşananları gücü oranında ve yukarıdaki
prensiplere bağlı kalarak okuyucularına
iletmeye çalıştı. Bazılarının
“eleştiri” ve ithamlarına karşın,
bundan böyle de bu yayın politikamızı sürdürmeye
gayret edeceğiz, çünkü doğru olduğuna inanıyoruz.
Dengêazad-Hewlêr
**
Şubat ayının ortalarından itibaren
Güney Kürdistan’da siyasi gündemi işgal eden maddelerin
başında gelen Süleymaniye ve çevresindeki gösterilerin,
20 Nisan 2011 tarihinden itibaren yeni bir sürece girdiğini,
durumun normale döndüğünü söylemek için zaman henüz
erken.
Göstericilerin “Derkê Azadi”, halk arasında ise
“Derkê Sera” dedikleri meydanda yapılan ve uzun bir
dönem devam eden eylemler ve eylemcilerin sosyolojik durumu
ile eylemlerin siyasal ve sosyal sonuçlarının
araştırılması, elbette uzmanların
işi. Bununla birlikte gösterileri takip ederken,
tespit ettiğimiz ve olayların değerlendirilmesinde
yararlı olacağına inandığımız
bazı önemli noktalar var.
Bunlardan ilki, yaralıların önemli bir bölümünün
güvenlik güçlerinden olması ve Halepçe’deki gösterilerde
iki polisin öldürülmesidir. Güvenlik güçlerinin, Türkiye
ve son dönemlerde de bazı Ortadoğu ülkelerindeki
gösterilere yönelik saldırıları ve uyguladıkları
şiddet göz önüne alınırsa, Süleymaniye’deki
durumun bölgede yaşanan bir ilk olduğunu söyleyebiliriz.
Güvenlik güçlerinden de çok sayıda yaralı olmasını,
onların eğitimsizliğine bağlayan yorumların
yanısıra, hükümetin güvenlik güçlerine çok zorunlu
kalınmadıkça şiddete başvurulmaması
talimatının bu duruma yol açtığını
ifade eden yorumlar da var. Gösterilerin başladığı
ilk günlerde, “plakasız” bazı araçların
göstericilerin üstüne sürülmesi, “kimliği belirsiz”
kişilerin göstericilere gaz sıkması üzerine,
güvenlik güçlerinin gösterinin yapıldığı
alanı trafiğe kapatması ve çevrede geniş
önlemler alması, ikinci yorumun daha gerçekçi olduğu
intibahını yaratıyor.
Bir başka önemli nokta ise Bölge Başkanlığı,
Kürdistan Parlamentosu ve Hükümeti’nin göstericilerin
dile getirdiği taleplerin önemli bir bölümünü haklı
bulması, çözüleceği konusunda irade beyan etmesidir.
“Derkê Azadî” sözcüleri Kürdistan Parlamentosu ve hükümeti
tarafından kabul edildiler; taraflar sorunların
çözümünü görüştüler.
Bunun yanı sıra gösterilere destek veren muhalefet
partileri ile hükümeti oluşturan partiler arasında
ilişkiler hiçbir zaman kopmadı. Taraflar ikili,
üçlü ve beşli toplantılar yaparak konuyu görüştüler,
görüşmeye devam ediyorlar. Kısacası taraflar
diyalog ve görüşme kapısını her zaman
açık tuttular.
Bir başka önemli –ki kanımızda en önemlisi-
nokta, gösterilerin giderek Süleymaniye pazarını
olumsuz olarak etkilemesidir. Yeterince güçlü bir temele
sahip olmayan pazar, başlangıçta gösterilere
karşı olumlu bir tavır gösterdi. Ama gösteriler
uzadıkça pazarda baş gösteren endişe, şiddet
eylemleri ile birlikte arttı.
Başta Süleymaniye valiliği olmak üzere, Bölge
Hükümeti, gösterilerin izin alınmadan yapıldığını,
gösterilerin halkın yaşamını olumsuz
yönde etkilediğini, hiçbir iktidarın izinsiz
yapılan ve halkı rahatsız eden eylemlere
karşı eli kolu bağlı kalamayacağını
söylediler; Gösterilerin amacının talepleri
dile getirmek olduğunu ve bu görevini yerine getiren
gösterilere son verilmesini istediler.
Göstericiler ise Parlamento ve hükümeti samimi bulmadıklarını,
verilen sözlerin yerine getirilmediğini ve gösterileri
sürdüreceklerini açıkladılar.
**
Tarafların uzlaşmaması üzerine, 17-18-19
Nisan günlerinde güvenlik güçleri ile göstericiler arasında
şiddetli çatışmalar yaşandı.
Güvenlik güçleri meydana kurulan platform ile asılan
pankart ve flamaları yaktılar. Süleymaniye Acil
Servis yetkililerinin verdiği bilgilere göre 3 günde
yaşanan şiddet olaylarında 206 kişi
yaralandı. Kuşkusuz bu sayıya tutuklanma
korkusu ya da yarasının hafif olması nedeniyle
hastaneye gitmeyenler dahil değildir. Sözkonusu 206
yaralının azımsanmayacak bölümünü ise toplum
polisleri oluşturuyor.
Son iki gündür Süleymaniye’den çatışma haberleri
gelmiyor, durumun giderek normale döndüğü dile getiriliyor.
Hiç kuşku yok ki bunda güvenlik güçlerinin “Derkê
Azadî” ve oraya çıkan yollarda geniş önlemler
almasının ve izinsiz gösterileri yasaklamasının
etkisi büyük.
Öte yandan Serayê Azadî Geçici Meclisi Sözcüsü Nazik
Kadir, yaptığı açıklamada, “şiddet
olaylarına yol açmamak için halktan gösteri yapmamalarını
istedik” diyor. “Halkına karşı saygısız
olan bir iktidarın yönetiminde yaşadığımızı
hissediyoruz” diyen Nazik Kadir, gösterilerin yasaklanması
konusunda şunları dile getiriyor: “Gösteri yapmak
bir haktır. Bu hakkın gaspedilmesi son iki günde
yaşanan şiddet olaylarının yeniden
yaşanmasına neden olabilir.”
“İktidar, göstericilerin teleplerini muhalefet partilerinin
taleplerine bağlarsa, yanlış yapar” diyen
Nazik Kadir, sokağın sesinin taraflar arasındaki
çekişmeye kurban edilmemesini istiyor.
İki ayı aşkın bir süredir sokaklarda
olduklarını ve katillerin mahkemeye verilmesini
talep ettiklerini söyleyen ve bu durumun dünyanın
hiçbir yerinde görünmediğine vurgu yapan Nazik Kadir,
diyalog, birbirini anlamak ile taleplerin görüşülmesi
konusunda firsatın bulunduğunu dile getiriyor.
Pazar esnafının göstericilerin dağıtılması
ve izinsiz gösterilerin yasaklanmasına ilişkin
görüşleri ise farklılık arzediyor. Sorunun
şiddete başvurulmadan, diyalog ve görüşmeler
yolu ile çözülmesinin daha doğru olacağını
savunanların yanı sıra, gösterilerin kendilerini
perişan ettiğini, bir gün çalışamamaları
halinde eve ekmek götürmekte zorlandıklarını
dile getirenler de var.
Süleymaniye halkının özelliklerine vurgu yapanlar,
Süleymaniye halkını baskı ve şiddet
yolu ile zapurapt altına almanın mümkün olmadığını,
huzur ve güvenin bu biçimde sağlanamayacağını
belirtiyorlar.
“Süleymaniye halkı, toplumsal ve kültürel alanlarda
diğer kentlerin halkına benzemez, farklıdır”
diyen Sosyolog ve siyasal gözlemci Enver Tahir, “Süleymaniye’nin
sorunları baskı ve şiddetle çözülmez. Sağlanan
huzur ve güvenlik geçicidir” diyor ve diyalog yolunun
tercih edilmesinin daha doğru olacağını
belirtiyor.
“Gösterilerde, göstericilerle güvenlik güçlerinin şiddete
başvurmaları, kötü sonuçlara yol açar” diyen
haftalık Rûdaw gazetesi Başyazarı Ako Muhammed,
şiddete başvurulması, gösterilerin etkisini
sınırlayacağını ve halkın
talepleri konusunda iyi bir imaj oluşturmayacağını
dile getiriyor. Parlamento’nun aldığı 17
kararın hayata geçirilmemesinin göstericileri öfkelendirdiğini
belirten Ako Muhammed, “bu 17 madde hayata geçirilmeliydi
ve halk da basın yoluyla hükümetin attığı
adımlardan haberdar edilmeliydi” diyor. Hükümeti
sorunları çözümü konusunda tek ses olmamakla suçlayan
Ako Muhammed, bu durumun hükümetin ciddiyetinin sorgulanmasına
neden olduğunu dile getiriyor. Muhalefet partilerinin,
şiddete neden olacak hareketlerden uzak durmaları
gerektiğini belirten Ako Muhammed, “çünkü onlar da,
siyasal güçleri oranında bugünkü durumdan sorumludurlar”
diyor.
Diyalog ve görüşmenin, sorunların çözümü için
en iyi yol olduğuna vurgu yapan Selahaddin Üniversitesi
Siyasal Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Yasin
Salih, “muhalefet ve iktidarın sorunların çözümü
için sundukları projeleri okudum ve gördüm ki her
iki projenin üzerinde anlaşmaya varabilecekleri birçok
ortak noktası var. Farklılıklar ise görüşmeler
sonucu aşılacak farklılıklardır”
diyor. Varolan durumu tehlikeli bulan Yasin Salih, krizin
devam etmesi halinde Kürdistan Bölgesi, iktidar ve hükümetin
olumsuz biçimde etkileneceğini, hiçbir kesimin bu
durumdan kazançlı çıkmayacağını
dile getiriyor. Yasin Salih’e göre çare tarafların
Kürdistan Bölge Başkanı’nın çağrısına
olumlu cevap vermesi ve gereklerini yerine getirmesi.
“Muhalefet, iktidarın meşru olduğunu kabul
etmelidir, çünkü muhalefetin meşruiyeti de bu sistemin
sonucudur” diyen öğretim görevlisi Dr. Abdul Hamit
Berzenci, devamla şunları dile getiriyor: “Muhalefet
savaş isterse hükümet te onlara aynı tarzda
cevabı vermek zorundadır.”
Görüşme masasına oturmak için şart ileri
sürmenin görüşme anlayışı ruhuna ters
olduğunu dile getiren Dr. Berzenci, muhalefetin görüşmelere
başlanması için şartlar koşmasını
doğru bulmadığını belirtiyor.
|