DERSİM 37–38 SÖZLÜ
TARİH PROJESİ HAKKINDA KAMUOYUNA ZORUNLU BİR
AÇIKLAMA
Taner Akçam
Sözlü tarih gelișen ve güçlenen bir bilim dalıdır.
Bu alanda yapılan çalışmalar, özellikle,
hakkında yazılı belge bulmakta zorlandığımız
kitlesel kıyımlar için çok önemli bir bilgi
ve belge kaynağıdır. Dersim 1937-8 Tertelesi,
hakkında yazılı kaynağın bulunmadığı
ve/veya var olanların Devlet tarafından saklı
tutulduğu bir kitlesel kıyımdır. Bugüne
kadar, konu üzerine doyurucu bilimsel çalışmaların
yapılamamış olmasının bir nedeni
de, konu hakkında yeterli bilgi ve belgenin bulunamamasıydı.
Bu nedenle, 1937–8 katliamını yașamıș
ve sağ kalmış insanlarla yapılacak
görüșmelerle olușturulacak sözlü tarih arșivi,
konu hakkında son derece önemli bir bilgi kaynağı
olmaya adaydır.
Bu durumun bilincinde olarak, Clark Üniversitesi, Holocaust
ve Soykırım Çalışmaları Merkezi
adına 1937-8 Dersim Tertelesi konusunda bir sözlü
tarih projesi bașlatmak için girișimde bulunduk.
Önerimiz, 2009 Ağustos ayında Avrupa Dersim
Dernekleri Federasyonuna iletildi ve varılan ortak
mutabakata uygun olarak Merkez olarak çalıșmaya
başladık.
Sözlü tarih çalıșmasının akademik ölçülere
göre yapılabilmesi için gerekli alt yapının
oluşturulması, çalışmaların merkezini
teşkil etti; ve alt yapı ciddi bir titizlikle
olușturuldu. Sözlü tarih çalıșmasının
kapsam ve içeriği, uyulacak akademik kriterlerin
neler olması gerektiği, görüșmeleri yapacak
insanların eğitilmeleri gibi bir dizi konuda,
sözlü tarih alanında uzman sosyal bilimcilerin katılımı
ile bilimsel atölye çalıșmaları organize
edildi. Merkezi Berlin’de bulunan Stiftung Denkmal für
the Ermordeten Juden (Katledilen Yahudileri Anma Vakfı)
uzmanlarının, atölye çalışmalarına
katılmaları ve ders vermeleri sağlandı.
Görüșmelerin yapılabilmesi için gerekli bilgi ve
belgeler hazırlandı. Konu hakkında dünya
çapında otorite olan, Merkezi Kaliforniya’da bulunan
SHOAH FOUNDATION (Holocaust üzerinde uzmanlașmıș
ve 50.000 üzerinde hayatta kalan insanla yapılmıș
bir arșive sahip Shoah Enstitüsü) ile ișbirliğine
girildi ve uzun dönemde ortak çalıșma konusunda
ilkesel anlașmaya varıldı. Yine konunun
uzmanlarından olușan bir akademik danıșma
kurulu kuruldu.
İçine girilen faaliyet, aslında akademi dünyası
ile tarihinde katliam yașamıș topluluğun
insanlarını bulușturan ender girișimlerden
birisiydi ve bu anlamda alanındaki çalıșmalara
örnek teșkil edecek karaktere sahipti. Dersim cemaatinin
konuya sahip çıkması ile hızla yol kat
eden proje, ilk yılında 100’ü așkın
görüșmeyi tamamlayarak önemli bir bașarı
gösterdi.
Çalıșmaların düzgün ve koordineli bir biçimde
organize edilebilmesi için, Taner Akçam’ın yönetimi
altında bir Proje Komitesi olușturuldu ve tüm
proje çalışmaları esas olarak bu Komite
tarafından yürütüldü ve organize edildi. 2010 Sonbaharı
ile birlikte Komite içinde bazı sorunlar gündeme
geldi. Sorun, Projeye bağıșlanan paraların
nasıl harcanacağı ve hesapların nasıl
verileceği ile ilgili idi.
Daha önce benzeri çalıșmalardan edinilen deneyler
ıșığında, proje Komitesi için
üç önemli ilke benimsenmiș idi. Birincisi, nereye,
ne kadar harcama yapılacağı önce Komitede
ele alınacak, karara bağlanacak ve harcamalar
buna göre yapılacaktı. İkincisi, Komite
adına ortak bir banka hesabı açılmıș
ve bu hesaptan para çekme yetkisi İKİ İMZA
ile mümkün kılınmıș ve bu yetki iki
kișiye verilmiș idi. Yani, Komitede harcama
konusunda karar alındıktan sonra, gerekli para
ancak bu iki kișinin ortak imzası ile çekilebilecek
idi. Üçüncüsü, gelen ve harcanan paranın hesabının,
her an her isteyen kișiye verilmesi, yani ŞEFFAFLIK
ilkesi idi.
2010 Sonbaharında maalesef bu ilkelerin hiç birisine
uyulmadığı ve Komitenin adeta yok sayıldığı
tespit edilmiştir. Üniversite olarak konu hakkında
ısrarlı olmamız üzerine öğrendiğimiz
acı gerçek șu idi. Para çekme yetkisi olan iki
kişiden birisi, projenin paralarını, Komiteye
haber vermeden çekmiști; üstelik bu paraları,
tamamıyla kişisel tercihleri doğrultusunda,
hiç kimseye danışmadan, proje ile ilgili olmayan
işlere de harcamıș idi ve yaptığı
harcamaların hesabını vermiyordu. Kasım
2010 tarihinde ilgili kișiden, derhal hesapları
vermesi istendi. Ve bunu yapmaması üzerine Clark
Üniversitesi olarak, Ocak 2011 tarihinde, açık bir
yolsuzluk ve suiistimal anlamına gelen bu tutumla
bir arada bulunamayacağımızı söyleyerek
çalıșmamızı dondurduk.
Mayıs 2011 tarihine kadar, ilgili kișinin hesap
vermesi için beklendi. Yapılan tüm girișimlerin
bașarısızlıkla sonuçlandığı
şu an itibarıyla, konuyu üzülerek kamuoyu ile
paylașmak zorundayız. Mayıs 2011 itibarıyla
durum şudur: Projeye ait paralar, Komiteden bir kiși
tarafından Komitenin onayı olmadan ve Komiteye
haber verilmeden çekilmiștir. Çekilen paraların
bir kısmının, proje ile ilgili olmayan
işlere harcandığı tespit edilmiștir.
Daha da üzücü olanı, projenin paralarının
çok önemli bir kısmının nereye harcandığı,
bu açıklamanın yapıldığı
tarih itibarıyla hala belli değildir. Konu hakkında
her hangi bir kayıt ve belge yoktur.
Yapılan tüm girișimlerin bașarısızlıkla
sonuçlanması üzerine, konuyu kamuoyuna açıklamayı
ve kamuoyunu bilgilendirmeyi bir görev biliyoruz. Alman
resmi makamlarının konu hakkında girişimde
bulunmasını ve ilgili kişi ve kişilerden
hesap sormalarını bekliyoruz. Fakat sorun, sadece
hukuk ihlali ile sınırlı değildir,
ahlaki boyutu daha da önemlidir. Dersim insanına
karşı yapılmış büyük bir saygısızlık
söz konusudur.
Gelinen nokta itibarıyla, Üniversite olarak böyle bir skandala, yolsuzluğa
ortak olmamız düșünülemez ve bizim açımızdan,
Federasyon çevresi ile yaptığımız
bu çalıșmaya son vermekten bașka bir çare
kalmamıștır. Ortada, yolsuzluk gibi ciddi
bir hukuki skandalın da ötesinde, Dersim insanına,
kendisine sözler verilerek bağıșları
alınan insanlara karșı yapılmıș
büyük bir saygısızlık söz konusudur. Clark
Üniversitesi Holocaust ve Soykırım Çalışmaları
Merkezi olarak, Dersim insanına, alın teri ve
göz nuru dökerek bizlere bağıșladıkları
gelirleri koruyamadığımız ve bir kișinin
hiç kimseye hesap vermek istemeyen, başına buyruk
tutumunu denetim altına alamadığımız
için özür borçluyuz. Dersim insanına, onların
sağ duyusuna güvenimiz sonsuzdur. Son derece anlamlı
ve önemli bir dava için toplanmıș paraları,
kendi kişisel mülkü zannederek harcayan bu kiși
ve zihniyetten hesap soracaklarından en ufak bir
kușkumuz yoktur.
Yapılanlar maalesef bununla da sınırlı kalmamıștır.
Proje bașlamadan önce, Komite adına bir protokol
hazırlanmıș ve bu protokole göre, yapılan
görüșmelerin Clark Üniversitesi ve Dersim Federasyonuna
ait olduğu karara bağlanmıș idi. Proje
adına Komite tarafından yayınlanan bir
broșür ile de durum kamuoyuna duyurulmuș idi.
Projeyi dondurma ve çekilme kararımız üzerine,
yapılan anlaşmaya bağlı olarak görüşmelerin
bir kopyası önce Taner Akçam tarafından istenmiştir.
Bu isteğimizin cevapsız kalması üzerine,
merkezimiz direktörü Prof. Deborah Dwork ikinci bir istekte
daha bulunmuştur. Maalesef, bu girişimimizden
de bir sonuç alamamış durumdayız.
Söz konusu olan, en hafif deyimle bir anlaşmanın
çiğnenmesi ve emeğin açıktan gasp edilmesidir.
Sorun sadece yapılan anlașmalara ve verilen
sözlere aykırı davranarak en temel hukuk ve
ahlak kurallarını çiğnemekle sınırlı
değildir. Bu davranıșla, bu görüșmelerin
bilim dünyasının hizmetine sunulması da
engellenmiș olmaktadır. Shoah Vakfı ile
yaptığımız anlașmaya göre, bu
görüșmeler, İngilizceye de çevirerek, Vakfın
olușturduğu internet ağı üzerinden
tüm dünyanın hizmetine sunulacak idi. Görüșmelerin
bizden çalınması ve bize verilmemesi nedeniyle,
bu imkan engellenmiș ve büyük bir fırsat açıkça
gasp edilmiștir. Sadece Dersim insanına değil,
tüm insanlığa yapılabilecek bundan daha
büyük bir kötülük düșünülemez.
Üniversite olarak, bu görüșmelerin bize verilmesi için
gerekli hukuki girișimleri bașlatmıș
bulunuyoruz. Fakat bilinmesini isteriz ki, en temel ahlak
kurallarına aykırı davranarak, emeği
açıkça gasp etmekte hiç bir mahzur görmeyen bu kișilere
karşı mahkemelerin alacağı kararlardan
yana herhangi bir kuşkumuz olmamakla beraber bu konuda
en büyük güvencemiz, Dersim insanının vicdanıdır.
Onların, böylesi korsanca bir
girișimde bulunan bu kiși ve kișilere karșı
gerekli tavrı alacaklarından hiç bir kușkumuz
yoktur.
Dersim insanının bilmesini isteriz ki, Clark Üniversitesi,
Holocaust ve Soykırım Çalışmaları
Merkezi olarak bundan sonra da Dersim 37-38 Tertelesini
akademik dünyada ve dünya kamuoyunda bilinir hale getirmek
için elimizden gelen çalıșmaları yapmaya
devam edeceğiz. Konu üzerinde çalıșmak
isteyen kiși ve kurulușlara yardım etmeye
hazırız. Durum kamuoyuna saygılarımızla
duyurulur.
Prof. Taner Akçam
Kaloosdian and Mugar Chair
The Strassler Family Center for Holocaust and Genocide Studies
Clark University
950 Main Street
Worcester, MA 01610
|