PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Pirs û Bersîv
Soru / Cevap
Webmaster
1
 
 
 

Bilim tarihinde bir Mucize:

Türk milliyetçilik Virüsü (TMV) bulundu

Dr. A. Kürdoğlu

Geçen gün Cemil Baran’ın Dengê Kurdistan sitesinde bir yazısını okudum. Sayın Baran bu yazısında Türkiye’deki Kürt düşmanlığının nedenleri konusunda şöyle diyordu: “Ama en önemli hikmeti sebep –sayıları iki elin on parmağını geçmeyen namuslu ve gerçekten demokrat aydını içinden çıkarırsanız- bu ülkedeki, sağcı-solcu, müslüman-laik demeden, -aslında çoğu Türk bile olmayan- Türk kardeşlerimizin genlerine işlemiş ezeli ve ebedi Kürt düşmanlığıdır. Bu yazı uzun zamandan beri bende de  başağrısına neden olan bir gerceği vurguluyordu. İşin bir diğer yanı ise bu milliyetciliğin genlere kadar nasıl işlediği sorusuna cevap aramaktı. Bu cevabı -gerçi mizah olarak yazılmıs ama bana çok mantıklı gelen- küçük bir makalede buldum. Siz okurlarımızın bilgilerine, bu gerçeği biraz daha ayrıntıları ile sunmak istiyorum.

Yıllardan beri bilim dünyasında anlatılmaz başağrılarına neden olan bir hastalığın nedeni en sonunda bulundu. Evet, neredeyse ırkçılığa varan türk milliyetçiliğinin nedeni bir virüs.

Bildiğiniz gibi virüsler gözle görülmeyen, enfeksiyon yoluyla vucuda giren mikroplardır. En tanınmış örnekleri AIDS, Hepatitis A, Hepatitis B, Hepatitis C ve Ebola vb.leridir. Bugünden itibaren bu tanınmış virüs ailesine TMV (Türk Milliyetçilik Virüsü) de katıldı.

Adı geçen virüsün daha önce Almanya’da, İtalya’da ve en sonda Irak’ta başka adlar altında kendisini gösterdiği tahmin ediliyor. Bilim adamları tüm bu ülkelerde ortaya çıkan virüs epidemisinin, aslında aynı mikroptan kaynaklandığını, yalnızca  bazı etkenler sonucu  ayrı isimler altında ortaya çıktığını tahmin ediyorlar. Bu türün oluşturduğu virüs ailesine “Milliyetçilik Virüsü” (MV) deniliyor.

TMV’nin bulaşma yolu diğerlerinden biraz farklı. TMV genellikle damarlarında  sade türk kanı taşıyan bazı kisilere, ya da damarlarında nisbetten türk kanı taşıyan bazı kişilere (örneğin yalniz annesi yada babasi türk olanlar) bulaşıyor. Bunun da genetik bir nedenden kaynaklandığı sanılıyor. Yani bazı Türklerin DNA´sında (Desoxyribonucleinacid, insanın genetik yapısını belirleyen oluşum) bulunan bir moleküler olgunun, bu virüsü kendisine çektiği ve enfeksiyondan sonra da onunla birleştiği sanılıyor.

TMV o kadar azgın ve kendisini heran değiştirebilme yeteneğine sahip ki, bu virüsü taşıyanlarla birlikte yaşamış olan kişilere bulaşma ihtimali çok yüksek. Bu ikinci ekfeksiyonun nedeni henüz bulunmuş değil. Çünkü ikinci gruba girenlerde genetik neden, yani Türk kanı yok. Bu virüsü taşıyanların başında korucu aşiret reisleri ve ağalar ile “aydın” geçinen ve aşağılık kompleksi ile yoğrulmuş Kürtler geliyor.

Özbeöz  türk kökenlilerde bu virüsün doğum esnasında, enfeksiyon yoluyla geçtiği tahmin ediliyor. Yani türk geneleri virüsü kendisine çekiyor ve virüs bir yolunu bulup kan aracılığıyla çocuğa geçiyor. Bu nedenle tümüyle ya da nisbetten türk kanı taşıyanların bu hastalığa yakalanması anlaşılır bir şey. Ama öteki grubun bu hastalığa yakalanmasının nedenini araştırmak, bilim dünyasının gelecekteki uğraşıları arasında yer alacaktır.

Virüsü kapma ile hastalık arasında geçen süre genellikle birkaç yıl.  Bu süre Türkiye devleti sınırları içerisinde yaşandığında daha da kısa olabiliyor. Türkiye’nin dışında yasayanlarda ortaya çıkması için 15-20 yıl gerekiyor. Altının çizilmesi gereken şey, “ben Türküm” diyenlerin çoğunun hafif ya da şiddetli bir biçimde bu hastalığa yakalanmasıdır. Yani bu hastalık etkilerini (az ya da çok) yıllarca kendilerine komünist, sosyalist, enternasyonalist diyen Türklerde dahi gösteriyor.  Türk olup da virüsden  etkilenmeyen kişilerin genetik yapısında bir değişiklik olduğu tahmin ediliyor. Ya da böylesi kişilerin yapısı  o kadar güclü ki TMV’nin bulaşma gücü onu aşmaya yetmiyor.

Avrupa doğup büyümüş ve Türkiye’yi sadece tatil ülkesi olarak tanıyan Türklerin evlerinde, duvarlara asılı türk bayrağı ve Atatürk posterleri gördüğümde hayret ediyordum. Bunu o zaman anlamamış ve çoğu zaman onları suçlamıştım. Ama şimdi onları suçlamıyorum. Çünkü bu kişilerde TMV var ve hastalar. Zira hastalığa yakalanmış kişileri suçlamak doğru olmaz.

Kürt kökenli „ilericiler”de de bu hastalık önce “entenasyonalizm” adına ulusal değerlerin inkarıyla başgösteriyor. Bu virüsü kapanlar her nedense kendilerine Kürt denilmesinden rahatsız oluyorlar. Onlara göre günümüzde sadece enternasyonalist olmak gerekiyormuş, bunun dışındakiler “feodal değer yargılarıymış” falan filan. Hatta bazıları daha ileri gidip Avrupa Birliği’ne özenerek “Ortadoğu Halklarının Birliği”ni oluşturmak istiyorlar. Bu kesimde hastalık artık iflah olmaz bir aşamadadır ve kurtulmaları için bir mucize gereklidir.

Bu virüsün bulunmasına en fazla sevinenler aklı başında Kürt ve Türk aydınları Türkiye‘nin komşularıdır. Artık Türk devletini suçlamak gerekmiyor. Çünkü herşeyi bu virüs yapıyor. Vay seni gidi namussuz virüs vay!...

TMV’nin sebeb olduğu hastalık tedavi edilmedikce azıyor ve ırkçılığa, örneğin “9 Işık” a, fasizme kadar gidiyor. Almanya’da olduğu gibi Hitlerler ya da Irak’ta olduğu gibi Saddamlar yaratabiliyor. Bu aşamada dünyayı ele geçirmek arzusu, komşu ülkeleri işgal edip büyük imparatorluklar oluşturma hayalleri, hastalığın temel belirtilerini oluşturuyor.

Bu nedenle bilim dünyasından bir ricam olacak. Lütfen, bu virüse karşı bir ilac bulun. Bulun ki bu zavallı Türkler, yarı-Türkler ve Türklerden daha fazla Türk olmak isteyen bazı Kürtler kurtulabilsinler. Onlar kurtuldu mu biz de kurtuluruz ve dünyamız biraz daha güvenli olur.

 

  Dengê Kurdistan © 2003