Kuzey Kürdistan konferansının değerli
katılımcıları ;
Sizleri en sıcak, kalbi duygularla selamlıyorum.
Hoş geldiniz.
Kuzey Kürdistan siyasal tarihinde ilk olan, Kürtlerin
aralarındaki sorunların görüşüleceği
ve tartışılacağı bu konferansı
bizlere yaşatan kurumlarımıza, siyasi partilerimize,
şahsiyetlere ve emeği geçenlere teşekkür
ediyorum.
İnsanlık tarihi tahminlerimizin çok üstünde
kabile-kavim ve ulusların yok olduğuna tanıktır.
Eğer Kürt ulusu bugünlere kadar gelebildiyse bu Kürtlerin
direngenliğinden – şansından ve politik-sosyolojik
şartların denk düşmesinin sonucudur. Gelinen
bu modern çağda bu ulusu tarihten silmek artık
imkansızdır.
Bu bilinçle ezilen, ızdırap - cefa çeken ulusumuzunda
artık çağdaş ve hak ettiği siyasal
statüye kavuşmasının zamanının
geldiğine hemfikiriz. Bu statünün elde edilmesi için
savaşan, mücadele veren bütün siyasi parti, grup
ve şahsiyetlere minnettarız.
Değerli katılımcılar ;
Şu bir gerçek ki kürt halkı kuzeyde verilen
son 30 yıllık savaşta 30 bin civarında
şehit ve tahminlerin üstünde maddi manevi bedel
verdi ve vermeye devam ediyor. Bu savaşı yürüten
siyasi partilerimiz de artık kürt halkını
selamete ulaştırmasının yol ve yordamını
bulmalıdırlar. Ulusal mücadelede savaşma
ne kadar gerekliyse bu fedakar ulusu hak ettiği selamete
ve statüye kavuşturmakta bu mücadeleyi yürüten siyasi
hareketlerimizin boyunlarının borcudur.
Değerli dostlar ;
Açık söylemek gerekirse kuzey kürdistanın
en büyük siyasi gücü olan PKK bugüne kadar kendisinden
beklenen mütevazilik ve olgunluğu göstermedi. Kürdistanın
diğer siyasal hareketleriyle aralarındaki diyalog
ve iletişimde kendi üzerine düşeni son 1 yıla
kadar yerine getirmedi. PKK kendisine yapılan eleştirilere
ve yol göstermelere tahammülsüz davrandı. Zaman zaman
şiddet kullandı. Bu olumsuzluklarla beraber
yine PKK ile kuruluşundan beri provakatif ve kışkırtıcı
amaçlarla ilişki kuran - Doğu perinçek, Yalçın
küçük gibi Ergenekoncu devlet görevlileriyle yeterince
mücadele etmedi. Bu unsurların PKK’nin ve kürt halkının
ceplerini karıştırmalarına göz yumdu.
PKK artık bu elleri görmeli ve dur demelidir.
Değerli katılımcılar ;
Ayrıca kuzey kürdistanda, son 30 yılda, PKK
silahlı mücadelenin bütün argümanlarını
kullandı. Bu saatten sonra ulusal mücadelenin silahlı
yöntemle devam ettirilmesinin faydadan çok zarar getireceği
bilinmelidir. Silahlı şiddet yönteminin devlet
tarafından dayatıldığını
görmemiz, devletin kirli yüzünü örtmek için kürt hareketinin
silahlı şiddetinin arkasına gizlenmesine
izin vermememiz lazım. Şu bir gerçek ki düşmanın
istediği sahada savaşmak kürt halkına yarardan
çok zarar getirir.
Diyeceğim şudur ki artık silahlı
mücadele dışında çağdaş yol-yöntemleri
ve argümanları kullanmak artık kaçınılmazdır.
Ve bunu PKK den istemek te kürt halkının hakkıdır.
Değerli dostlar ;
Ayrıca Kürtlerin ve özellikle PKK’nin Ulusal mücadeledeki
istemleri somut ve mücadele seviyesine denk düşen
istemler olmalıdır. Uluslar arası camiada
kabul gören haklı davamızı dostlarımıza
anlatabileceğimiz bir dil kullanmalıdır.
Her gün değişen ve uygulanamaz istemlerden vazgeçilmelidir.
Kürdistan ulusunun ortak paydasını bulup dünya
ile paylaşmalıdır. Kürdistan toprakları
üzerinde kürt ulusunun kendi kendini yönetmesinin kaçınılmaz
olduğu gerçeğini sömürgeci güçlere dayatmalıdır.
Aynı şekilde bunca bedele, emeğe ve şehitlere
her Kürt siyasal partileri, organları ve şahıslarıda
saygılı olmalıdır. Partilerimizin
hassasiyetlerine dokunulmamalıdır. Saygıya
dayalı ortak bir dil kullanmak geleceğimiz açısından
çok önemlidir. Ve en önemlisi bugünden itibaren kardeş
kanının dökülmemesi için her şeyimizi ortaya
koymalı, iş işten geçmeden bunu yüksek
sesle dillendirmeliyiz. Bu istem 4 parçadaki ulusumuzun
ortak istemidir. Bildiğimiz gibi bugün Kürtlerin
en yakıcı gündemi Türkiye ve İran’ın
güney Kürdistana büyük bir askeri harekat planlamasıdır.
Güney kürdistandaki kurtuluş hareketinin kazanımlarını
hepimiz biliyor ve takdir ediyoruz. Bütün Kürt siyasi
parti ve grupları bu kazanımları korumaları
ve güneydeki hükümranlığa saygı duymalıdırlar.
Bu hükümranlıkla gurur duyuyoruz. Ve hatta Kürdistan
federal devletini ulusumuzun güvencesi olarak kabul ediyoruz.
Bu çerçevede güney Kürdistan dağlarında olan
kuzeyli güçler-gerillalar Kürdistan federal devletinin
öz evlatlarıdır. Onların korunması
her kürdün boynunun borcudur. Bu vesileyle büyük insan
Qazi Mihemet’in 1947 de idama giderken söylediği
sözü şiar edinmeliyiz : ‘’ Kürdistan her kürdün evidir.
Bir parçadan diğer parçaya geçerken sadece evinin
bir odasından diğer odasına geçmiş
olur. Hiçbir kürdün bunu engellemeye hakkı yoktur.’’
Bu söz bize büyük bir derstir.
Değerli katılımcılar ;
Bütün sıkıntı ve dayatmalara rağmen
Kürdistan federal devletinin ve güneyli partilerin bu
planın bir parçası olacağına inanmak
istemiyoruz. Bu planın kıyısından
köşesinden bir parçası olmak Kürdistanın
felaketidir. Böyle bir planda dökülecek her kürt gencinin
ve gerillasının kanından Kürdistan federal
devleti ve güneydeki siyasi partilerimizin siyasi ve ahlaki
anlamda sorumluluğu olacaktır. Hepimizin güven
duyduğu başkan Mesut Barzaninin kardeş
kavgasının son bulduğu söylemine ve yeminine
sadık kalacağına güveniyoruz ve inanıyoruz.
Sonuç olarak ulusumuzun bugünlere gelmesinde emeği
geçen bütün şehitlerimize, gazilerimize, siyasal
partilere, gruplara ve şahsiyetlere minnettarız.
Bu kongre ortak aklı yakalamalı ve kürt siyasi
hareketleri arasındaki ilişkileri düzenlemelidir.
Ve ayrıca dışarıya karşı
kürt siyasal birliğini inşa etmek için, adına
meclis-konferans-kongre-rusipiler meclisi, ne derseniz
deyin bütün kürt siyasal organlarından ve sahşiyetlerinden
oluşan bir mekanızmanın kurulması,
bu kongrenin esas görevidir. Bu mekanızmayı
aynı şekilde kongreyi düzenleyen siyasi parti
ve hareketlerimizin bugünden itibaren kendi aralarında
geliştereceği diyalog ve ilişkiyle kuracağını
temenni ediyoruz
Değerli dostlar ;
Bu Kürdistan kongresinin ulusumuzun yolunu açacağı
önemli kararlar alacağına inanıyorum. Bu
duygu ve düşüncelerle kongreye başarılar
diliyorum. Sabrınız için teşekkür ediyorum.
HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Vural
|