psk@kurdistan.nu
PSK PSK Bulten Komkar Komjin Roja Nû Weşan / Yayın Arşiv Link Webmaster
Dengê Kurdistan
 PSK
PSK Bulten
 KOMKAR
Komjin
 Roja Nû
 Weşan/Yayın
 Arşiv
 Link
Webmaster
 

Olmuyor Böyle Sayın Liderler Olmuyor...

Veli Yarar

Bir önceki yazımda zihniyet değişmedikçe vaadlerin hepsinin beyhude olduğunu yazmışdım. Parti liderlerinin seçim mitinglerinde yaptıkları konuşmaları dinlediğimizde ne kadar haklı olduğumu düşündüm. 600 yıllık Osmanlı zihniyetinin halen devam ettiğini görmemek mümkün değil.  Bunu birkaç örnekle okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

Osmanlı döneminde başarılı bir diplomat olan Kürt devlet adamı İdris Bidlisi, Kürt mirlikleri adına Osmanlı sultanı ile görüşür ve karşılıklı çıkarlar temelinde belli bir anlaşmaya varılır. Buna göre Kürt mirlikleri Osmanlı padişahına bağımlılığı kabul ediliyor, fakat tüm hükümranlık haklarını da korudular. Kürt emirlikleri Osmanlıların bütün savaşlarına katılacaklar, buna karşılık Osmanlı sultanı da onları dış saldırılara karşı koruyacaktı. ( Daha geniş bilgi için; Kemal Burkay, Geçmişten Bugüne Kürtler ve Kürdistan).

Dönemin koşullarına göre bu işbirliği karşılıklı çıkarlara dayanan ve zorunlu bir işbirliği olarak algılamak mümkün. Dışardan bu işbirliğine bakıldığında, Osmalı sultanı Yavuz’un Kürtlerle iyi ve samimi ilişkiler kurduğu sanılır ve herşeyden önce bir güven ortamı sağlanmış gibi görünse de işin gerçek yüzünün böyle olmadığını, Osmanlı sultanı Yavuz’un dile getirdiği şu dizelerinde anlaşılır.

‘Kürde fırsat verme Yarab, dehre sultan olmasın
Ayağını çarık sıksın, asla iflah olmasın
Vur sopayı, al ekmeği, karnı bile doymasın
Ol çeşmeden gavur içsin, Kürd’e nasip olmasın’

(Daha geniş bilgi için; Mehmet Bayrak, Alevilik ve Kürtler).

Bu dizeler kimin dost, kimin düşman olduğunu, kimlerin kin ve nefret beslediğini açık biçimde ortaya koymaktadır.

Şimdi günümüzün seçim meydanlarına döndüğümüzde aynı iki yüzlülüğü görmek hiç de zor değil.

CHP lideri sayın Kemal Kılıçdaroğlu hemen hemen  her mitinginde şunları söylüyor; ‘bu

ülkeye barışı biz getireceğiz. Kardeş kavgasını biz bitireceğiz. İnsan hak ve özgürlükleri ve fırsat eşitliğini  biz sağlayacağız. Dini, dili ve etnik kökeni ne olursa olsun herkes kendisini rahat bir şekilde ifade etmenin garantisini ancak biz veririz’. Kelime kelimesine böyle olmayabilir, ama söylediği cümleler bunlar. Bir taraftan hiçbir farklılık gözetmeden herkese fırsat eşitliği ve vicdan özgürlüğünden dem vuracaksın, diğer yandan memleketi Dersim’e gittiğinde Zazaca (Kırmancki) yazılan pankartları toplatacaksın. Olmadı sayın Kılıçdaroğlu olmadı...

Yine AKP lideri ve Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan; 2005 yılında Diyarbakır’da yaptığı kunuşmada ‘Kürt sorunu benim de sorunumdur’dedi. Bu sorunu çözeceğine dair sözler verildi. Hatta 2007’de ‘Kürt Açılımı’ başlattıldı. Ama somut hiçbir adım atılmadığı gibi çark etmeye başladı AKP hükümeti. Militarist ve Kemalist kesimden gelen tepkilere boyun eğdi. Bundan dolayı açılım projesinin adını ‘Milli birlik ve Kardeşlik’ projesi diye değiştirdi. Bunları da es geçtik. Fakat Hakkarı ve Urfa mitinglerinde yaptığı konuşmalara ne demeli. ‘Kürt sorunu yoktur. Kürt kardeşlerimin problemleri var’. Ve devamla; Kürt sorunu nedir? Red var mı? İnkar var mı? Asimilasyon var mı?’ Yine kendisi cevap veriyor ‘yok’ diyor. ‘Bu topraklar üzerinde ameliyat yaptırtmayacağız’ diye ekliyor. Nereden nereye...

Halen ‘tek’lik zihniyeti hakim. Asimilasyon yok diyeceksin, ama anadil eğitimine karşı olacaksın, bir yandan ‘ileri’ demokrasi iddiasında bulunacaksın, diğer taraftan kendinize yönelik eleştiri ve protestoları ‘terör’le ilişkilendireceksiniz. Olmadı sayın Erdoğan olmadı...

Kürtlerin eniştesi olmak yetmiyor sayın Erdoğan. Kürtler sizden samimiyet bekliyor. Samimi ve gerçekçi olduğunuz zaman sorunların üzerine gidebilirsiniz.

Kürtlerin varlığını kabullenmek Kürt sorununu çözmez sayın Erdoğan. Kürt sorunu, ulusal bir sorundur. Sadece ekonomik nedenlerle soruna yaklaşırsanız bunun adı çözümsüzlüktür. Kürt sorunu ancak siyasi, kültürel ve iktisadi olarak bir bütünlük içinde ele alınırsa çözülür.

22 Mayıs 2011

 
   
Dengê Kurdistan © 2011