Haydi Kürtler Brüksel’e
Yılmaz Çamlıbel
Diyarbakır’dan hareket edecek olan HAK-PAR
kafilesi, Türkiye -AB ilişkisi ve Kürt sorununun
çözümüyle ilgili olarak hazırladığı
niyet mektubunu AB yetkililerine vermek üzere Brüksel’e
geliyor. 3 Ekim Pazar günü, Schumann Platz Meydanı’nda
saat 12.00 de bir miting ve basın toplantısı
yapılacak; 4 ve 5 Ekim tarihlerinde ise, çeşitli
siyasi kişi ve kurumlar ziyaret edilecektir.
Türkiye’nin AB üyeliğinin belirleneceği
günlerde yapılacak bu ziyaretin tarihi bir
anlamının olduğu ortadadır.
Şüphesiz Avrupa’da yaşayan yurtsever Kürdlerin,
bu eyleme destek vermek üzere, Brüksel’e gelmesinin
de, tarihi bir anlamı olacaktır.
Dünya genelinde yaşanan küreselleşme
ile köklü değişim ve dönüşüm süreci
nedeniyle, Türkiye’deki yasakçı, baskıcı
ve üniter Kemalist rejim, artık işlemez
bir duruma gelmiş bulunuyor. Bu tarihi gidişe
direnme gücü kalmamış olan bu kokuşmuş
çağdışı rejim, çeşitli
değişikliklerle varlığını
sürdürmeye çalışıyor. Diğer
taraftan sistematik propagandalarla, kitlelerin
siyasi bilincini sulandırarak onları yanlış
hedeflere yönlendirmeye çalışıyor.
Bir taraftan düşünce üzerindeki yasakları
devam ettirerek, düzen karşıtı toplumsal
gurupların örgütlü mücadelesini önlemeye çalışırken,
diğer taraftan da içine soktuğu ajanlar
aracılığıyla mevcut muhalefeti,
sistemin içine çekerek yok etmek istiyor.
Egemenlerin bu tuzağını gören, değişik
çevre ve düşünceye sahip Kürt aydın ve
politikacıları, uzun süren bir tartışma
sonucunda, 13 Şubat 2001 yılında
HAK-PAR’ı kurdular. Dindarından sosyalistine
kadar tüm yurtsever Kürtlerin el ele vererek kurduğu
HAK-PAR, Kürt sorununun çözümünü merkezine alan,
Kürt ulusal çıkarını her türlü çıkarın
önüne koyan bir partidir. HAK-PAR’a göre, Kürt sorunu,
demokrasi ve ekonomik gelişme, Türkiye’nin
acil çözüm bekleyen üç temel sorunudur.
HAK-PAR, Kopenhag Siyasi Kriterlerinin yerine getirilmesi
sürecinde, Türk yöneticilerinin gözden uzak tutmaya
çalıştığı Kürt sorunun,
gündeme sokmaya çalışan tek siyasi partidir.
Türkiye’ye tarih verilecek süreçte, Brüksel’le ilgili
hazırladığı bu proje, onun Kürt
sorununun çözümüyle ilgili kararlı ve ilkeli
politikasının önemli bir adımıdır.
HAK-PAR, adı geçen projeyi hazırlamak
için, bu yılın başından itibaren
Kürdistan’ın değişik şehirlerinde
“Türkiye- AB ilişkileri ve Kürt Sorunu”
isimli konferanslar düzenledi. Partili olmayan
Kürt aydın ve politikacılar da, bu toplantılara
davet edildi. Toplantılara katılan herkes,
bu konudaki görüşlerini dile getirerek, projenin
olgunlaşmasına değerli katkılarda
bulundular. Sonuçta, Türk yöneticileri ve medyası
tarafından göklere çıkarılan değişikliklerin
bir aldatmaca olduğunu somut bir şekilde
dile getiren bir rapor hazırlanmış
oldu. Raporun içeriğini şu şekilde
özetliye biliriz.
1-Biz Kürtler de, çağdaş insanlık
ailesinin onurlu bir üyesi olmak istiyoruz. Bu nedenle,
Türkiye’nin AB’ye üye olmasından yanayız.
2-Ancak Türkiye, önüne konan Kopenhag Siyasi
Kriterlerinin tümünü eksiksiz olarak yerine getirmeden,
AB içine alınmamalıdır.
3-Örneğin bu güne kadar yapılan değişikliklere
rağmen, Kürtler, fikir özgürlüğü, çoğulcu,
katılımcı demokrasi ve temel insani
haklar üzerindeki yasaklar hala kalkmış
değildir.
4-Kürt halkı, Türkiye toplumunun asli bir
unsurudur. Bu açıdan Kürt halkının
temel insani ve ulusal hakları yasaların
güvencesi altına alınmalıdır.
Türklerin sahip olduğu tüm haklar, Kürtlere
de tanınmalıdır.
5-Kürt dili ikinci resmi dil olmalıdır.
Kürt kimlikli parti kurulması serbest olmalıdır.
İlk okuldan üniversiteye kadar Kürt diliyle
eğitim serbest olmalıdır.
HAK-PAR’la Dayanışma Derneği olarak,
bu anlamlı projeye destek olmak amacıyla
hazırladığımız çağrı
mektubunu, adresini bildiğimiz Kürt aydın,
sanatçı, yazar ve örgütlerine yolladık.
Konuya duyarlı olan tüm Kürt yurtseverlerini
dayanışmaya çağırdık. Unuttuğumuz
veya adresini bilmediğimiz kimselerin bizi
anlayışla karşılıyacağını
umut ediyoruz. Bu eksikliğimizi telafi amacıyla
tüm yurtsever Kürtleri, bu anlamlı etkinliğe
destek vermeye çağırıyorum.
Eğer, Kürtlerin de Türkiye ve AB süreciyle
ilgili konuşması ve yazmasının,
Kürt halkının isteğinin AB yetkililerine
iletilmesinin gereğine inanıyorsanız,
o zaman 3 Ekim Pazar gününüzü, Kürt halkına
ayırınız. Halkımızın
mutlu geleceği için, o gün Brüksel’de buluşalım.
Haydi Kürtler Brüksel’e !
|