Basın bildirisi:
Türk Devleti Güneyli Kürtlerin
İradesine Müdahale Etmemeli!
Irak'da ikinci büyük halk grubunu oluşturan
Kürtlerin, Irak'ın yeniden yapılanmasıyla
ilgili takvimin netlik kazanmasıyla birlikte, ülkenin
geleceğine ilişkin hazırladıkları
projeleri, yerli şoven kesimlerden çok, Türkiye'dekileri
rahatsız ediyor.
Kürt siyasi çevreleri bugüne kadar bıkmadan,
usanmadan parçalanmaya karşı olduklarını,
demokratik, federal bir Irak istediklerini söylediler,
Kürdistan Parlamentosu'nun almış olduğu
federasyon kararından geri adım atmayacaklarını
deklare ettiler. Coğrafi, ulusal ve siyasal temele dayalı,
her bölgesinde Kürtlerin kendi kendilerini idare
ettikleri, Güney Kürdistan'da bulunan Türkmen,
Asuri vb. gibi etnik gruplara ulusal hakların tanındığı,
din ve mezhep özgürlüklerin koşulsuz
sağlandığı bir federasyon biçiminde
ortaya konulan Kürt iradesine karşı ilk
tepki, beklendiği gibi Türkiye'den ve onun bölgedeki
uzantısı bir kısım Türkmen
gruplardan geldi.
Kürtlerin federasyon projelerini sunmaları,
iki başlı yönetime son verip ortak hükümet
oluşturma kararı almaları, Türkiye'deki
yeminli Kürt düşmanlarını
çıldırttı. Türk hükümeti,
ordu, bir avuç namuslu ve dürüst köşe
yazarı, gazeteci dışında kalan
basın, ırkçı, şöven,
faşist güçler, koro halinde tehditler
savuruyorlar. Kürtlere ayağınızı
denk atın, federasyon talebinden, Kerkük'den
uzak durun diyorlar.
Kerkük'ün demografik, demokratik yapısı
buzulmamalı, bu nedenle gerekli uyarıları
yaptık diyen Türk Dışişleri
Bakanı da korodaki yerini almakla kalmıyor,
bu tavır Türk devletinin, Kürt sorunu gündeme
geldiğinde uluslararası diplomatik normlara kulak
asmadığını bir kez daha gösteriyor.
Çünkü Irak'ın asli unsurlarından
olan Kürtlerin, geleceğe yönelik olarak ortaya
koyduğu iradeye müdahale etme, aynı zamanda
bu ülkenin içişlerine müdahale etmektir.
Türk hükümeti, bölgede huzur ve güven
ortamının daha da bozulması, istikrarsızlığın
artmasından başka bir sonuç vermeyecek
olan bu tavrından vazgeçmeli, Güney Kürdistan
halkının kendi geleceğine yönelik
ortaya koyduğu iradesine müdahale için harcadığı
enerjiyi, Türkiye'nin en temel sorunu olan ve öteki
tüm sorunlarını derinden etkileyen kendi
Kürt sorununun çözümü için
harcamalıdır.
Türkiye'de, özgürlük, demokrasi ve
değişimden yana olan güçler, Güney
Kürtlerinin, kendi geleceklerine ilişkin olarak
ortaya koydukları iradeye saygı gösterilmesini
sağlamak amacıyla harekete geçmeli, Türk
devletinin saldırgan ve şoven tutumuna karşı
seslerini yükseltmelidirler.
Başta BM, ABD, ıngiltere olmak üzere,
Irak sorununda taraf olan devletler, uluslararası
kurum ve kuruluşlar, Türk devletinin, diplomatik
kuralları ayaklar altına alan bu pervasız
ve kaba tavrına karşı çıkmalılar,
Türk devletinin Güney Kürdistan'dan uzak
durmasını sağlamalıdırlar.
Yurt içinde ve dışında yaşayan
Kürtler, Güney Kürdistan Parlamentosu'nun
almış olduğu federasyon kararına
yönelik saldırılara karşı
seslerini yükseltmelidirler. Başta PDK ve YNK
olmak üzere, Güney Kürdistan'daki tüm
ulusal demokratik güçler, aralarındaki
birliği daha da güçlendirmeli, geleceğe
ilişkin olarak ortak projelerle ortaya çıkmalıdırlar.
Kürdistan Sosyalist Partisi bu konuda üzerine
düşen her görevi yerine getirecek, her türlü
çalışmayı yapacak, benzer çalışmaları yapanlarla
iş ve güç birliği yapmaya devam edecektir.
Kürdistan Sosyalist Partisi
28 Aralık 2003