Kürdistan Sosyalist Partisi'nin son gelişmelere
ilişkin kamuoyuna yaptığı açıklama:
Kamuoyuna
AB ile Türkiye arasındaki üyelik görüşmelerinin
başlayacağı 3 ekim tarihinin giderek yaklaşması
ve TC başbakanı Erdoğan’ın Kürt sorununu
adıyla adlandırıp daha fazla demokratikleşmeyle
çözüleceğini ifade etmesiyle başlayan tartışmaların
derinleşerek artması, Ortadoğu’nun yeniden
şekillenmesine önemli ölçüde etki edecek olan Irak anayasasının
bu ülkenin parlamentosu tarafından kabul edilmesi, Türkiye’de
derin devletin yönetimindeki demokrasi ve değişim
karşıtlarını, çabalarını arttırmaya
sevketti.
Son dönemlerde Trabzon, Seferihisar başta olmak üzere
birçok yerleşim biriminde Kürtlere yönelik linç girişimleri,
Başbakan’ın başlattığı tartışma,
Kıbrıs nedeniyle Türk şovenizminin kışkırtıldığı
gün gibi ortada iken, derin devletin denetimindeki Öcalan’ın
emriyle hareketlenen PKK’nin “Tecride son verme” Öcalanla
buluşma”, “Öcalana Akma” gibi hamasi söylemlerle tabanını
Gemlik’e taşıması, demokrasi ve değişim
karşıtlarının ekmeğine yağ sürmenin
dışında bir faydası olmamıştır.
Gemlik’e giden yol güzergahını ve bu güzergahta
faşistlerin etkin olduğunu bile bile, halkı
davul zurna eşliğinde yola çıkartmak, derin
devlet tarafından sahnelenen oyunun bir figüranı
olunduğunun bir başka biçimde ifadesidir.
At izinin it izine karıştığı bir
ortamın oluşturulması konusunda bir hayli deney
sahibi olan Türk derin devleti, ne yazık ki bu kez de
başarıya ulaştı. MHP ve BBP başta
olmak üzere ülkücü-faşistler, Kızılelmacılar
Kürtlere yönelik linç girişimlerini “vatanına, toprağına
ve devletine bağlı kitlelerin doğal tepkisi”
olarak lanse ediyorlar, tüm güçleriyle halkı Kürtlere
karşı kışkırtıyorlar.
Irkçı, şoven ve faşistler Batı’da yaşayan,
önemli bir bölümü son yirmi yılda köy ve kentleri yıkıldığı,
can güvenlikleri olmadığı için bu yörelere
sığınan Kürtleri, buradan da korkutup kaçırtmak
için her yola başvuruyorlar. Kürtlerle Türklerin yan
yana yaşadığı Güney ve Batı metropollerinde
“kentin düzenini ve güzelliğini bozan esmerlerin hakkından
gelmek” için yapılan hazırlıklardan bahsediliyor.
Oluşturulan ortamla aynı zamanda TC başbakanı
Erdoğan’ın son söylemleriyle başlayan tartışmalarda,
Kürt sorunu konusunda PKK’den ayrı düşünen Kürtlerin
sesini kesmek, onların kitlelerle buluşması
engellenmek isteniyor. Kürtler PKK’nin denetiminde kalsın
isteniyor.
Görüldüğü gibi Kürt halkı bir kez daha derin devletin,
figuranlarının tehditi ve saldırılarıyla
karşı karşıyadır.
Partimiz tüm yurtsever güçleri, kurum ve kişileri bu
saldırıları boşa çıkartmak için el
ele vermeye çağırır.
At iziyle it izinin bir birine karıştığı
ortamın hedeflerinden birisi de AB süreci ve bu sürecin
yürütücüsü AKP hükümetidir.
Bu nedenle AKP hükümetini olayları yasak savma kabilinden
“provokasyonlara gelmeyeceğiz” söylemlerini bir kenara
bırakmaya, olayın, provakasyonun gerçek aktörlerini
açığa çıkarmaya, Başbakan’ın itiraf
ettiği Kürt sorununun demokratik çözümü doğrultusunda
adım atmaya çağırıyoruz.
Kürdistan Sosyalist Partisi
08 Eylül 2005
|