Kürdistan Sosyalist Partisi: “Tam Üyelik
Görüşmeleri Olumlu Bir Gelişmedir”
Kürdistan Sosyalist Partisi-PSK, 3 Ekimde başlayan
AB-Türkiye tam üyelik görüşmeleriyle ilgili bir bildiri
yayanılayarak, görüşmelerin başlamasını
olumlu bir adım olarak değenlendirdi, hukumetten
başbakan Erdoğan’ın Kürt sorunuyla ilgili olarak
söylediklerinin altını doldurmasını talep
etti. PSK bildirisinde şu görüşlere yer verildi:
Kamuoyuna
Beklenen gerçekleşti, zorlu pazarlıklar sonucunda
AB ile Türkiye arasında tam üyelik görüşmeleri başladı.
Partimiz, Türkiye’nin üyelik için yaptığı
kısmı reformların kağıt üzerinde
kalmasına, AB’nin Türkiye ile görüşmelerinde Kürtleri
bir taraf olarak kabul etmemesine, Kürtlerin temel ve ulusal
taleplerini görmezden gelmesine rağmen, tam üyelik için
başlatılan görüşmeleri olumlu bir gelişme
olarak görmektedir.
Türkiye tam üyelik için diğer şeylerin yanısıra
Kopenhag Siyasi Kriterleri’nin gereğini yerine getirmek
zorunda. Hukukun üstünlüğünü sağlamak; insan haklarının
eksiksiz tanındığı, etnik ve dini azınlıkların
haklarına saygılı demokratik bir yapıyı,
kağıt üzerinde değil gerçekten oluşturmak,
üyelik için olmazsa olmaz şartlardandır.
Tam üyelik müzakerelerinin başlamasını “tarihi
ve önemli bir dönemeç” olarak gören ve AB’nin, verdiği
sözleri tutmasını isteyen Türk hükümeti yetkilileri
de kendi verdikleri sözü tutmalıdırlar. Örneğin,
Başbakan’ın Kürt sorunu konusunda söylediklerinin
altını doldurmalı, açtıkları yeni
sayfaya neler yazacaklarını açıklamalıdırlar.
Partimiz, Kürtler arasında genel kabul gören aşağıdaki
taleplerin yerine getirilmesinin, görüşmelerde Türkiye’nin
elini güçlendireceği, Kürt sorununun çözümüne yardımcı
olacağı, Türkiye’yi değişimin ve gelişmenin
yoluna sokacağı inancındadır:
- 12 Eylül faşist döneminin ürünü olan 1982 Anayasası
ve getirdiği antidemokratik kurumlar kaldırılmalı,
yerine Kürtlerin ve diğer ulusal, dinsel grupların
hak ve özgürlüklerini de tanıyıp koruyan demokratik
bir anayasa yapılmalıdır;
- Toplumsal gerginliklerin sona erdirilmesine yardımcı
olacak koşulsuz bir genel af çıkartılmalıdır;
- Kürt dili, kültürü ve basını üzerindeki baskılara
son verilmeli, Kürtçe’nin, ilkokuldan üniversiteye kadar eğitimin
tüm aşamalarında kullanılması için gerekli
yasal değişiklikler gereçekleştirilmeli, devlet
radyo ve televizyonlarında hiçbir koşula ve süreye
bağlı olmaksızın Kürtçe yayınlar
yapılmalı, özel yayınlar serbest bırakılmalıdır;
- Kürt partilerinin serbestçe çalışmalarını
engelleyen yasalar ortadan kaldırılmalı, Kürtlerin
ve sosyalist solun parlamentoda temsil edilmelerini engellemek
amacıyla konulan seçim barajı kaldırılmalıdır;
-Güvenlik güçleri tarafından yerlerinden yurtlarından
edilip sürgüne gönderilenlerin ata topraklarına dönebilmeleri
için gerekli ortam oluşturulmalı, evleri, tarla,
bağ ve bahçeleri yakılıp yıkılanların
zararları devlet tarafından tazmin edilmelidir.
-Yıllarca süren baskı politikası, bölge kaynaklarının
aşırı sömürülmesi ve süregelen çatışma
ortamı nedeniyle bölge ekonomisinin uğradığı
yıkımı onarmak ve bölge halkını yoksulluktan
kurtarmak için, AB’nin desteğinden de yararlanarak bölgenin
kalkınmasına ilişkin ciddi plan ve projeler
hayata geçirilmelidir.
Hükümetin yukarıdaki taleplerin karşılanması
doğrultusunda atacağı kararlı adımlar,
başta Kürt muhalefeti olmak üzere Türkiye’nin demokrasi
ve değişimden yana olan kesimlerinden destek görecektir.
AKP hükümeti’nin, 3 Ekimden sonra hızlanması beklenen
AB karşıtlarının saldırılarına
karşı durması için bu desteğe ihtiyacı
çok olacaktır.
Partimiz AKP hükümetinin, Kürt sorununun çözümü yönünde atacağı
adımları ve ülkeyi demokrasi ve değişim
yoluna sokacak diğer her türden çabalarını
destekleyeceğini bir kez daha belirtir.
Kürdistan Sosyalist Partisi
4 Ekim 2005
|