Orman Yakan TC
Cemali
Ovacık’taki orman yangını Türk devletinin
cibilliyetini bir kez daha ortaya döktü.
Türk askeri birlikleri, içinde gerilla barınıyor
diyerek Ovacık yöresindeki asırlık meşe
ormanlarını ateşe verdi. Bunu kendi eliyle
yaptığı için de yangını söndürmeye
gelen araçları ve halkı yaklaştırmadı.
Binlerce dönümlük güzelim orman yandı kül oldu. Bunun
resimleri bizim sayfamızda da yer alıyor.
Tunceli Doğal Yaşamı Koruma Derneği,
bununla ilgili olarak suç duyurusunda bulundu. Tunceli milletvekili
Hasan Göyüldar da aynı konuda bir demeç verdi;
ancak derin devlet politikalarına angaje kendi partisi
CHP, her zaman olduğu gibi susuyor.
Bu dünyada görülmüş şey mi, bir ordu kendi ülkesinin
ormanını yaksın…
Türkiye’nin batı yörelerinde, Ege’de, Marmara ve Akdeniz
yöresinde bu olur mu? Besbelli olmaz. Aksine ormanın
korunması, yangınların engellenmesi, bir yangın
durumunda kısa sürede söndürülmesi, ağaçsız
alanların yeşillendirilmesi için Türkiye’de de küçümsenmeyecek
çabalar var. Medya bu konuda destek oluyor. Silahlı kuvvetler
zaman zaman, şirin görünme programları çerçevesinde,
halkla birlikte ağaç dikimi şovları yapıyor…
Orman yakmanın cezası ise ağır.
Ama Kürdistan farklıdır. Orası zaten baylarımızın
kendi ülkeleri değil ki.. Orada orman da yakılır,
insanlar da.. Nitekim Türk ordusu kirli savaş döneminde
binlerce köyü, onlarca kasabayı yerle bir etti, pek çok
kez ormanları ateşe verdi. Bu nedenle olan biten
hiç sürpriz değil.
Bunu yapanlardan kimse hesap da soramaz. Ne parlamento, ne
savcılar… Zaten Türk devleti bu konuda, yasama, yürütme
ve yargısıyla tam bir iş ve anlayış
birliği içinde; ulusal mutabakat var!
“Dördüncü kuvvet” Türk medyasının tutumu da farklı
değil. O da, dün Kürdistan’da insana ve doğaya karşı
işlenen bu tür akıl almaz cinayetler karşısında
susmuştu, bugün de susuyor.
Sözde kirli savaş durmuştu. Türkiye AB’ye giriyor
ve reformlar yapıyordu. Sözde bölgenin ekonomik ve sosyal
gelişimi için de pek “şefkatli” Türk devleti çaba
gösteriyordu. Bütün bunların boş laf olduğu
bir kez daha göz önünde. Bu rejimin, onun güvenlik güçlerinin
Kürt halkına düşmanlığının sınırı
yok. Hala Kürdistan’da köy yıkmayı, orman yakmayı,
kelle kulak kesmeyi sürdürüyorlar.
Kürt halkına yönelik vahşet durmuş değil.
Bunun son zamanlardaki gerekçesi ise Kongra Gel’in ateşkesi
sona erdirmesi. Bir çatışma varmış havası
veriliyor.
Oysa artık sağır sultan da biliyor ki, bu
bizzat Türk devletinin militarist güçlerinin bir oyunu. İç
ve dış kamuoyunu yanıltmak, ortalığı
kızıştırmak, AB’ye yönelimi ve en basit
demokratikleşme çabalarını bile engellemek
için, hizmetlerindeki Öcalan ve Kongra Gel yönetimi eliyle
sahnelenen bir danışıklı dövüş.
Diyarbakır’da karakola ateş açanların da,
şurda burda yollara mayın döşeyenlerin de doğrudan
Türk derin devletinin özel timleri olması hiç şaşırtıcı
olmaz.
Ovacık’taki orman yangını bu rejimin kirli
ve vahşi yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Bunu ve rejmin
benzer marifetlerini dünya kamuoyuna duyurmak, bu rejimi teşhir
etmek ise Kürt örgütlerinin, aydınlarının görevi.
Bunun için elden geleni yapmak, her olanağı değerlendirmek,
hiç değilse bu rezillere yaptıklarını
pahalıya ödetmek gerekir.
|