ANİMARKA SEÇİMLERİ
VE AVRUPA’DA IRKÇILĞIN YÜKSELİŞİ
Hüseyin Kızılocak
20 ksımda Danimarka’da yapılan parlamento ve yerel seçimler, Avusturya
ile başlayan ırkçılığın tırmanışının
devam ettigini gösteriyor. Genel olarak sol-sostaldemokrat
hükümetler yerlerini sağ hükümetlere bırakırken,
sağın aşırı ıkçı kesimleri
oylarını büyük oranda arttırıyorlar. Kimi
politik çevreler bunu, 1930’larda Hitlerin yükselişine
benzetiyor.
Danimarka seçimlerinde bir yanda sağ ve ırkçılık yükselirken,
diger yanda ilk kez iki yabancı parlamentoya seçilmeyi
başardı.
Bu seçimlerde ilk kez Kürtlerde Danimarkalı 5 partiden milletvekili ve
adayı davet ederek bir seçim toplantısı düzenledi.
Danimarka Kürt İnsiyatifi’nin düzenledigi toplantıda,
konu genel olarak seçim gündemi ve Danimarka partilerinin
Kürt sorununun Kürdistan’da çözümü konusundaki görüşleriydi.
Böylece Danimarka’da ve belkide Avrupa’da ilk kez Kürtler
oylarıyla Kürtlere destek bulmaya başladılar.
Panele katılan parti temsilcileri bundan etkilendiler
ve bundan sonra Kürtlerin düzenleyecegi toplantılara
katılmak istdiklerini belirttiler.
Danimarka’da oturan Kürtler yeni bir yol açtılar ve bu yolun diger Avrupa
ülkelrinde de yaygınlaşması halinde, Kürtler
oyları ile Avrupalı politikacıları etkiliyebilirler.
Seçimlerde, Danimarka’ya bağlı olan Gröndland ve Faro Adalarında
ise, ülkelerinin bağımsızlığını
savunan parti ve adaylar kazançlı çıktı.
Avusturya’da olduğu gibi, Danimarka’da da seçimlerin ana konusu yabancılardı.
Bu secimlerde yabancı düşmanlığı
yapan hemen hemen tüm partiler oylarını artırdılar
ve 1920’lerden beri ilk kez Sosyaldemokratlar ülkenin en büyük
partisi olma özelligini yitirdiler ve Liberal Parti ülkenin
en büyük partisi oldu. Yine Sosyal Demokratlar, başkent
Köpenhag’da belediye başkanlığını
zar zor kazanırken, yıllardır Sosyal demokratların
olan, ülkenin ikinci büyük şehrinin belediye başkanlığınıda
Liberallere kaptırdıler.
Yabancıların ülkeye gelişinin durdurulması, aile birleşimlerinin
engellenmesi, Danimarka’da yabancı sayısının
40-60 yıl sonra Danimarkalılardan daha fazla olacağı,
fakir ülkelere yapılan dış yardımın
azaltılması sloganları ile seçimlere giren
sağ ve ırkçılar, seçimleri kazandılar.
11 eylül terör saldırısı, bu saldırılar sırasında
bir kaç Filistinlinin sokaklarda sevinç gösterileri yapması,
1000 kadar Hızb ut Tahrir üyesi, aşırı
dincinin Taleban yanlısı toplantı yapması
ve Afganistan savaşının da verdigi korku ile
yabancı gençlerin yaptığı şiddet
ve tecavüz olaylarının basında fazla bir şekilde
yer almasıda büyük oranda etkili oldu.
Bu arada Sosyal Demokrat İçişleri Bakanı’nın ve bazı
Sosyal Demokrat Belediye Başkanlarının
da bu koroya katılması, oyların ırkçı
ve sağ partilere kaymasına neden olduç
Seçimlerde, Sosyal Demokratlarda dahil olmak üzere, tüm sol partiler oy kaybına
uğradılar. Buna karşılık aşırı
ırkçı parti, Danimarka Halk Partisi oylarını
artırarak, Lıberal ve Sosyal demokratlardan sonra,
ülkenin üçüncü büyük partisi oldu.
179 üyeli Danimarka Parlamentosunun 175’ üyesi Danimarka’dan, 2 üyesi Gröndland’dan
ve 2 üyeside Faro Adalarından seçiliyor. Seçimlerde sağ
blok toplam milletvekili sayısını 87’den 98’e
çıkarırken, sol blok, ortada yer alan ve hükümet
ortağı olan Sosyal Liberallerle birlikte 77 milletvekilligi
kazandı.
Bu seçimlerde, Liberal Parti 42 olan milletvekili sayısını 56’ye
çıkarırken, ırkçı Danimarka Halk Partisi
13 olan milletvekili ayısını 22’ye çıkardı.
Yine sağ blokta yer alan Konservatifler 16 olan milletvekili
sayısını korurken, yabancı düşmanlığı
yapmayan Hristiyan Halk Partisi bir kayıpla 4 milletvekili
çıkardı.
Sol blokta ise en büyük kaybı Sosyal Demokratlar yaşadı. Bunlar
11 milletvekilligi kaybederek ancak 52 milletvekili çıkarabildiler.
Sol blokta yer alan ve hükümeti dışardan destekleyen
partilerden, Sosyalist Halk Partisi bir kayıpla 12 milletvekilligi,
komünistlerin oluşturduğu Birlik Listesi yine bir
kayıpla 4 milletvekillıgı kazandı. Sosyal
Demokratlarla birlikte hükümette olan Sosyal Liberal Parti
ise 2 milletvekilligi daha kazanarak, saysını 9’a
çıkardı.
Gröndland’da yine Sosyal demokratlar bir milletvekiliklerini korurken, sağ
bir milletvekilligini sol ve komünistlerin oluşturduğu
birlige kaptırdı. Burda seçilen iki adayda bağımsızlık
için çalışacaklarını belirtiyorlar.
Faro Adalarında ise, Danimarka ile birlikte kalmaktan yana olan Liberaller
bir milletvekili çıkarırken, Sosyal demokrat aday
milletvekilligini kesin bağımsızlıktan
yana olan Cumhuriyetçilere kaptırdı. Danimarka ile
bağımsızlık için görüşmeler yapan
Faro adalarında petrol bulunması, bağımsızlık
isteklerini hızlandırdı.
Avrupa ülkelerinin tümü ve özelliklede kuzey ülkeleri, İsveç, Norveç ve
Fillandiya’da sağ partilerde dahil olmak üzere, Danimarka
seçimlerinde yabancı düşmanlığının
körüklenmesini ve yabancılara yönelik olarak kullanılan
dili ağır bir şekilde eleştirdiler ve
bunu tehlikeli Hitler metodları olarak degerlendirdiler.
Seçim sonuçlarına göre, Liberallerin Konservatiflerle birlikte, Irkçı
parti ve Hristiyan halk Partisinin dışardan destegiyle
bir hükümet kurması bekleniyor. Her ne kadar ırkçı
parti, Avusturya’da olduğu gibi koalisyonda yer almasada,
hükümetin ırkçıların destegine ihtiyaç duyması
nedeniyle, Irkçı partinin hükümet politikalarında
bir hayli etkili olması bekleniyor. Buda ülkedeki yabancılari
büyük oranda endişelendiriyor. Bunu gören Danimarkalı
aydınlar ve sol kesim, şimdiden ırkçılığa
karşı mücadele için örgütlenmeye başladı.
Irkçıların bu kadar etkili olması, ülkenin bir kısım
işverenini ve ekonomi uzmanını da kaygılandırıyor.
İşverenler, dünyada Danimarka hakkında böylesine
bir kötü bir önyargının oluşmasının,
Danimarka’nın ihracatını düşürecegiden
kaygılanıyorlar.
Seçim uzmanları ve kimi politikacılar, özellikle 11 eylül sonrası
oluşan bu ırkçı dalganın, eger önlem alınmazsa,
bütün Avrupa’ı etkisi altına almasından kaygılanıyorlar.
|