Ecevit, yeni Afgan Başbakanı Hamit Karzai'yi Türkiye'ye davet etmiş ve biz onların ordu ve polisinin örgütlenmesine yardım edebiliriz, bu konuda iyi bir birikimimiz var, demiş.

Doğrusu buna söylenecek söz yok.

Ekonomi desen mayna! Sultanahmet'te dilenip Eyüp'te sadaka dağıtacak halleri yok ya.

Bilim desen o biçim! Rektörleri bile kısa yoldan İngilizin, Amerikalının eserini Türkçeye çevirip altına imzasını atıyor! (İstanbul üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun böyle bir marifetini daha kısa süre önce Murat Belge yazdı.)

Yani üretmeden tüketmek, beleşçilik, ya da düpedüz hırsızlık bu memleketin üniversitesinde bile geçerli.

Kültür desen, kemalist dogmalar her derde derman ve bundan başkası beyne, "vatana ve millete" zararlı! Bu alanda Afganistan'dan zaten farkı yok. Hatta bazı konularda, örneğin dil ve kültür yasağında, Taliban'ı bile aratır..

Kürdistan'a gönderdikleri gibi manken, hanende, sazende gönderseler, Afganistan ortamı buna henüz uygun değil, böylesine bir yüksek ”medeniyet” geri teper!

Ha, İbo ve Mahzun Kırmızıgül'e birşey diyemem, arabesk gider!. Ve bu tür yanık türküler şarap gibidir, karın doyurmasa bile dertleri hafifletir.

Geriye ne kalıyor: Ordu ve polis!

Yani adam öldürme, vurup kırma sanatı.. Peki yıllardır savaşın içinde olan Afganlar bunu bilmez mi?

Bilir bilir de, yine de Türk devletinin bu konudaki "birikimi" daha fazladır. Uzmanlığa saygı göstermeli..

Türk ordusu ve polisi işkencenin en alasını öğretebilir!

Adama cop sokmanın, ırza geçmenin, bok yedirmenin ustasıdır bu ordu ve polis!

Aşireti aşirete düşürmenin, "terörist" kılığına girip onun adına eylem yapmanın, çocuk kadın demeden acımasızca kıymanın piridir...

Kendi halkını susta durdurmada, sivil politikacılara talim yaptırmada; siyasete, dine, kültüre, akla gelen gelmeyen herşeye askeri bir düzen vermede üstüne yoktur. Bu işte, "Hareket Ordusu"ndan beri, yüz yıllık deneyimi ve "birikimi" vardır!

Ecevit doğru söylüyor! Dünyayı görmüş tanımış, ingilizceyi anadili gibi güzel konuşan Karzai, beyin ve bacak melekelerini artık yitirmiş olan Ecevit'in bu önerisini ciddiye almalı, bu altın fırsatı kaçırmamalı!..