PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 
Ecevit hükümeti ve perakende anayasa değişikliği

Son dönemde, gündemdeki konulardan biri, 1982 Anayasası’nın iki maddesinde yapılacak değişikliktir. Bunlardan bir siyasi partilerle ilgili. Hükümet sözde siyasi partilerin kapatılmasını güçleştirmek istiyor. Bunun için izlediği yöntem ise, Anayasa mahkemesinin parti kapatma kararlarında üçte iki koşulunu getirmek.

Ancak, Anayasa Mahkemesi itiraz edince hükümet olduğu yerde durdu. Genelkurmay’ın da bu işe karşı olduğu biliniyor..

Hükümetin derdi ne demokrasi, ne örgütlenme özgürlüğü. Amaç o olsa, uluslararası çağdaş standartlar ne ise onun gereği yapılır. Siyasi partiler, iktidara gelmek için şiddeti yöntem olarak benimsemedikçe, onların varlığına saygı gösteren, parti kapatmaya olanak tanımayan bir sistemi benimser.

Türkiye bir siyasi partiler mezarlığıdır. Son kırk yılda 30 parti kapatılmıştır. Bir dönemin iktidar ve ana muhalefet partileri, Atatürk’ün kurduğu, cumhuriyet döneminin en eski partisi CHP dahil..

Daha üç yıl önce hükümet olan Refah Partisi kapandı, lideri, yılların politikacısı Erbakan şimdi siyasi yasaklı. Fazilet Partisi hakkında ise açılmış kapatma davası 8 aydır devam ediyor. HADEP’e yönelik kapatma davası ise 18 aydır sürmekte.. Bu kapatma davaları sözkonusu siyasi partiler üzerinde demoklesin kılıcı gibi işliyor.

Ama hükümetin derdi demokrasi açısından tam bir rezalet olan bu duruma artık bir son vermek değil, onun anayasa değişikliği çabası tümüyle güncel kaygılardan kaynaklanıyor. Fazilet kapanırsa bir genel ya da ara seçim gündeme gelebilir. Bu da zaten oksijen çadırında olan ekonomiyi sarsar.. Tabi bir de seçime gidince hükümetten olma kaygısı var. Kuşku olmasın, asıl neden de budur.

Bu nedenle hükümet günü kurtarmaya çalışıyor, Anayasa’da perakende değişikliklere yöneliyor.. Parti kapama silahından ise el edemiyor.

* * *

Türkiye, insan haklarını çiğnediği, işkence yaptığı, düşüncelerinden dolayı insanları cezaevlerine tıktığı, köy yaktığı için ve benzer nedenlerle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde habire mahkum oluyor. Türkiye’nin tasası ise bundan dolayı itibar kaybı değil, ama artık ülkenin döviz dengelerini bile bozacak duruma gelen tazminatlar..

İş o noktaya vardı ki Dışişleri Bakanlığı, Yargıtay da içinde olmak üzere adli kurumlara bir mektup yazarak düşünce suçlarıyla ilgili karar verirken bu durumun göz önüne alınmasını istedi. Yargıtay ve diğer bazı hukuk kurumları ise haklı olarak bu mektuba sert tepki gösterdiler ve bunun yargının işine müdahale olduğunu, eğer bir düzeltme gerekiyorsa bunun yerinin Parlamento olduğunu söylediler.

Doğrusu da budur. Eğer “Türkiye’nin çıkarları” düşünce suçlarına ceza vermemeyi gerektiriyorsa, o zaman düşünceye özgürlük tanınmalı. Bunun yeri de parlamentodur, yasakları ve cezaları o koymuştur, o değiştirmelidir.

Ama daha da ilginci, hükümetin “düşünce suçu” olayı ve sonuçları karşısındaki tutumudur. Yıllardır iç ve dış demokratik kamuoyu bunu Türkiye’nin bir ayıbı sayıyor ve düşünceyi engelleyen, cezalandıran mevzuatın kaldırılmasını istiyor. AB bunu bir üyelik koşulu olarak Türkiye’den istiyor. Türk hükümeti de bu ayıba artık bir son vereceğine, demokrasi yönünde adım atacağına, konuya sadece tazminat olayı gibi parasal bir açıdan yaklaşıyor ve çözüm olarak da yargı kurumlarının mevcut yasaları görmezden gelmelerini, uygulamamalarını istiyor. Yani kendisi, konuyu parlamentoya götürüp ilgili kanunları değiştirmek için çaba göstereceğine, yargıya kanunsuzluk öneriyor!..

Yine köklü çözüm yok, hukuka uygun bir tavır yok; perakendecilik ve kanunsuzluk var…Çünkü bu hükümet de düşünceye özgürlük tanımayı göze alamıyor.

Hükümetin de –aslında muhalefetin de- demokratikleşme diye bir dertleri yok. Onlar bir general femanı olan 1982 Anayasasına, bu deli gömleğine alışmışlar. Bu anayasayı bir yana koyup yeni, adam gibi, çağdaş bir anayasa yapıp halkın oyuna sunmak için hiç bir çaba göstermiyorlar. Kıyafetleri sivil, ama kafaları zaptiye kafası..

 
PSK Bulten © 2001