PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 
Eğer Erdoğan Samimi İse...

Mesud Tek

Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan, Japonya ziyaretinde ilginç ve kısmen doğru şeyler söyledi. Bir toplantıda konuşan Erdoğan, Irak’daki olaylara değinirken, terörün en önemli nedeninin yoksulluk olduğunu dile getirdi. Ki, elbette, terörün en önemli nedeni yoksulluk. Ama tek neden bu değil. Devlet terörü, sömürü, ulusal, dinsel, sınıfsal baskılar, adaletsizlik, gelir dağılımındaki uçurum, vb. de terörü doğuran nedenlerdir.  Silaha yatırım yapmak yerine yoksulluğun önlenmesi çağrısını yapan Erdoğan, Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmet Yasin’in öldürülmesine de değindi. “Bir devlet kin tutmaz. Tuttuğu kinden dolayı hukuku askıya almaz. Böyle olursa bu da bir terördür” diyerek, olayı devlet terörü olarak nitelendirdi.

Erdoğan köşe yazarı ya da muhalefet partisi lideri değil, Türk hükümetinin başıdır. Bu nedenle doğru tesbitler yapmakla yetinemez. Yaptığı tesbitler doğrultusunda adımlar atmak zorundadır, eğer inandırıcı olmak istiyorsa...

AKP hükümeti Parlamento’da ezici bir çoğunluğa sahip. Ayrıca 28 Mart Yerel Seçimleri’nden de oylarını artırıp, güçlenerek çıktı. “Halkın güvenine mazhar olmakla” övünen, bu güveni sorunları çözme doğrultusunda kullanacaklarını ilan eden Başbakan, Japonya dönüşü, terörün en önemli nedeni olarak gösterdiği yoksulluğu önlemek için hemen harekete geçmelidir, eğer özü, sözü bir ise..

Erdoğan eğer samimi ise, dünyaya yaptığı çağrının ilk uygulayıcısı olur, Türkiye bütçesinin önemli bir bölümünü yutan Milli Savunma Bakanlığı Bütçesi’nden ve silahlanmaya ayrılan öteki kalemlerden kısıtlamaya gider. Oluşacak kaynağı da, “teröristlere yardım ve yataklık ettikleri” gerekçesiyle zorla sürgüne gönderilen ve büyük şehirlerin varoşlarında yoksulluk ve sefalet içinde yaşamaya mahkum edilenlerin durumlarını iyileştirmeye harcar. Örneğin zorla sürgüne gönderilenlerin zararlarını tazmin etmede, yakılıp yıkılan köylerin yeniden inşa edilmesinde kullanır. Ya da Türkiye’nin, UNICEF’in “Dünya Çocuklarının Durumu 2004” adlı raporunda yer alan ve kız çocuklarının eğitilmesi konusunda verilen bilgilerle “çizilen” imajını düzeltmek için harcar!.. Çünkü sözkonusu raporda yer alan bilgilere göre, kişi başına milli geliri 2500 dolar olan Türkiye, kız çocuklarının eğitimi konusunda, kişi başına milli geliri yıllık 250 dolar olan Uganda’dan daha geride.

HAMAS’ın kurucusu Şeyh Ahmet Yasin’in öldürülmesini devlet terörü olarak niteleyen Erdoğan acaba yöneticilerinden biri olduğu Türk devletinin uyguladığı terörü itiraf edebilecek mi? Susurluk Raporları orta iken, JİTEM’in yaptıkları günlük bir gazetede tefrika edilip ayyuka çıkmışken, hesap sorulması için gerekenleri yapacak mı?  İsrail devletini, “kin tutmakla” suçlayan Erdoğan, Türk devletinin Kürtlere duyduğu kini ortadan kaldırmak için neler yapacak? Örneğin, “kin tutmayı” bir yana bırakıp, genel bir af çıkarmak için çaba sarfedecek mi?

Yoksa eski başkanalardan Tansu Çiller gibi mi olacak?

Tansu Çiller başbakanlığı döneminde “dilinin sürçmesi”nin yanısıra, içerde ayrı, dışarda ayrı konuşmakla da ünlüydü. Dış gezilere çıktığında, uçakta ya da ziyaret ettiği ülkelerde yaptığı konuşmalarda demokrat bir görüntü sergileyen Tansu Çiller, Türkiye’ye döndüğünde söylediklerini unutuyordu. Bu nedenle de adı “havada demokrata”, “uçak demokratı”na çıkmıştı.   

Tayyip Erdoğan Çiller’in yolundan gidip yurtdışı demokratı mı olacak? Yoksa halkın kendisine verdiği desteğe dayanıp tabu olarak görülen sorunların üstüne mi gidecek? Özünü sözüne uydurup, militaristlerden, Genelkurmay’dan gelecek tepkileri de gögüsleyip, yoksulluğu engellemek amacıyla silahlanma masraflarını kısacak mı? Türkiye’de çok yaygın olan devlet terörünü ortadan kaldırmak için, gerekli düzenlemeleri yapıp hesap sorabilecek mi? Bunu zaman gösterecek.

Gönlümüz Erdoğan’ın bu konularda başarılı olmasından, demokrasi ve değişim doğrultusunda adımlar atmasından yana. Ama Erdoğan ve hükümetinin bugüne kadar yaptıkları da fazla iyimser olmamamız gerektiğini söylüyor. “Havada demokrat” Çiller’i cezalandıran halk, özünü sözüne uydurmadığında Erdoğan'dan  da uzaklaşacaktır.

Değişim ve demokrasiden yana olanlara, devrimci ve demokratlara düşen ise, AKP’den uzaklaşacak olan kitlelerin bir başka düzen partisine gitmesini önlemek, ülkenin gerçeklerine uygun bir program sunup, halkı bu program etrafında örgütleyip mücadeleye çekmektir.  

 
 
PSK Bulten © 2004