PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 

 

Parlamento kavgalarının ilginç nedenleri..

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geçende, iç tüzük değişikliği görüşmeleri sırasında yine kavga çıktı. Bu seferki kavga geçmiştekilerini bastırdı. Milletvekillerinden biri, Urfa’lı Şıhanlıoğlu aldığı yumruk darbelerinin ardından kalb krizi geçirerek öldü.

İşin garibi ölen milletvekili DYP’li bir Kürt ve de aşiret reisi.. Vuranlar ise MHP’liler. Görünen o ki, MHP’lilerin huyu değişmemiş. Böyle olması doğal, adamlar kurt soyundan gelme ve kurdu ehlileştirmeyi henüz kimse başaramadı.

Ecevit’in bu kavga anıyla ilgili olarak söyledikleri ise ilginç: Ecevit, yeni salonun “kavgaya çok uygun” olduğu görüşünde. Yani zaten bu bayların tabiatı kavga etmeye uygun değil de, suç salonun mimarı yapısında.. Oysa bu ülkede, son 30-40 yıldan bu yana yaşananlar, devletin tüm sorunları cebir ve şiddetle çözme çabası, şiddet eğilimini besleyip büyüttü, toplumun temel bir özelliği haline getirdi. Özellikle de 12 Eylül’den bu yana Kürt halkına karşı yürütülen kirli savaş. Bu dönemde şiddet toplum hayatının her alanına sızdı, toplumu adeta esir aldı. Nereye baksanız kavga var. Sokakta, üniversitede, spor sahalarında, adliyede, hatta camide… Parlamento bunun dışında kalabilir mi? “Milletin vekilleri” milletten farklı olabilir mi? Öyle olunca da kusuru yeni genel kurul salonunda bulmak gülünç değil mi?

Ama daha da ilginci, bazı milletvekillerinin gerekçeleri. Onlara göre yeni salonun kırmızı koltukları milletvekillerini tahrik ediyor! Vay canına, desene bu adamlar da boğa türünden!.. Oysa biz onları kurt türünden bilirdik..

Bir de Ecevit’in şu sözlerine bakın: “Eskiden silahla genel kurula girme yaygındı. Bu uygulamanın sona erdiğini sanıyordum. Ama hala sürdüğü anlaşılıyor. Başımıza birşey gelir diye, beni koruma gayretindeydi arkadaşlarım..”

Gördünüz mü? Bu kavga sırasında bir ayağı çukurdaki Ecevit de can derdine düşmüş.. Onun hesabına arkadaşları da.. Bu telaş komik kaçmıyor mu? Ecevit’te zaten can mı kalmış ki birileri vursun?..

Evet sevgili okurlar, Türk parlamentosundaki (eğer parlamento denebilirse) ilginç kavga gerekçelerinden bazıları ve Ecevit’in kaygıları böyle… Hem “büyük” hem de “milletin” olan bu “yüce meclis”te işler bu minval üzere yürüyor… Sizin kanınız ne? Bu kavgaların nedeni MHP’lilerin genleri mi, ceylan derisinden yapılma kırmızı koltuklar mı, yoksa genel kurul salonunun kavgaya uygun oluşu mu? Fikrinizi bize yazın. Belki de daha akla yakın, ya da daha saçma gerekçeler bulursunuz!..

Bizim boğaları deli eden renkler..

"Büyük ve yüce meclis”teki boğaları deli eden renk yalnızca kırmızı değil, sarı ve yeşilin hakkını da yemeyelim. Hele bu üç renk biraraya gelince, siz o zaman seyredin gümbürtüyü!.

Çünkü bu renkler Kürt ulusal renkleri, Kürt bayrağının renkleri.. Bu bayrak henüz hiçbir ülkede resmen dalgalanmıyor. Ama olsun! O, sömürgeci rejimin sorumlularını, ırkçı ve şovenleri deli etmeye yetiyor. Çünkü bu ulusal renkler Kürt halkı arasında yaşıyor, kitlelere coşku veriyor. Onlar çoktandır ki mücadelemizin bir sembolü.

Geçmişte, sarı-kırmızı-yeşil renklerin parlamento içinde ve dışında yol açtığı krizler hatırlardadır. Özellikle Newroz dönemlerinde polis bu renklerin peşine düşer, vatanı ve milleti onların şerrinden kurtarmaya çalışırdı. Bu renklerden oluşan bir saçbağı nedeniyle Leyla Zana’nın başına gelmeyen kalmadı. İşler o noktaya vardı ki, Diyarbakır’da trafik lambalarındaki renkler bile değiştirildi!

Trafik lambaları için tam da bu üç rengi ne zaman seçmişler, kim seçmiş? Dünyada bu işi ilk icat eden belki de bir Türk düşmanı.. Araştırmak gerekir!..

Hatırlar mısınız, Bir afrika ülkesinin, sanırım Etopya idi, dışişleri bakanının Ankara ziyareti sırasında da bu renkler yüzünden bir skandal yaşanmıştı. Bakanın otomobiline asılı sarı-kırmızı-yeşil renkli bayrak, Türk polisince “PKK bayrağı” denip indirilmişti! Meğer adamların bayrağı da bu renkte imiş… Türk polisi nereden bilsin!

Bu renkler yüzünden Türkiye’de kafayı bozanlar birhaylidir. Geçende bunun yeni bir örneğine tanık olduk. Bu renkler yeni bir diplomatik skandala neden oldu.

Şubat ayı başında Almanya Parlamentosu Milli Savuma Komisyonu’nu temsilen bir heyet Türkiye’yi ziyaret etti ve Türk parlamentosunun Milli Savunma Komisyonu ile bir toplantı yaptı. Alman heyetindeki Yeşiller milletvekili Angelika Beer, sarı-kırmızı-yeşil renklerden bir saç örgüsü taşıyordu. İstihbarat örgütleri Türk heyeti başkanı Hasan Gülay’ı uyarmışlardı. DSP’li Gülay toplantının başında, tam da Ecevitvari bir kahramanlık gösterisiyle, vatan-millet-Sakarya üzerine bir nutuk çekip, 30 bin şehit edebiyatı yapıp Bayan Beer’in saç örgüsünden söz etti ve bunun PKK renkleri olduğunu ileri sürdü, onu çıkarmasını istedi!

Bayan Beer ise, herhangi bir terör örgütüyle ilişkisi olmadığını, teröre de karşı olduğunu, ama takacağı saç örgüsünün kendi özel yaşamını ilgilendirdiğini, bu saç örgüsünü yedi yıldan beri taşıdığını, onun Irak Kürdistanı’nda yaşamını yitiren bir arkadaşının hediyesi olduğunu söyledi.

Tabi bu sözler, Hasan Gülay’ın şaha kalkmış duygularını yatıştırmaya yetmedi. Bayan Beer sözkonusu küstahlığa aldırmayıp saç örgüsünü çıkarmayınca, Hasan Gülay toplantıyı iptal etti..

Sözkonusu renkler, Türk sömürgeci ve şovenlerini işte bu duruma düşürüyor, onlara kabus yaşatıyor ve böylesi diplomatik rezaletlere yol açıyor. Ermeni sorunu nedeniyle Fransa’ya, Kürt sorunu nedeniyle Almanya’ya rest çekiyorlar. Gün yok ki bu yüzden bir ülkeyle takışmasınlar. Adamlar “Ördek Hasan”dan beter oldular, buluttan nem kapıyorlar…

Bu renklerin “PKK bayrağı” diye nitelenmesine gelince. Bunu bazıları cehaletten, bazıları da itliğinden yapıyor. PKK’nın bayrağının rengi sadece kırmızıdır ve içinde sarı bir yıldız vardır. Sarı-kırmızı-yeşilden oluşan renklerse Kürt ulusal bayrağının renkleri. PKK’lıların kendileri bile, uzun zaman, kendilerinin dışında dünyayı görmedikleri ve tarihi kendileriyle başlattıkları için, bu bayrağın da farkında değillerdi; gördükleri yerde ondan “KOMKAR’ın bayrağı” diye söz etmekteydiler..

Türk yetkililere gelince, onlar için zaten Kürt sorunu yok, PKK sorunu var; Kürt bayrağı yok, PKK bayrağı var… Bu çarpıtmayla yıllardır kendi kendilerini kandırıyor ve başkalarını da kandırdıklarını sanıyorlar..

Devam edin baylar, bu aklın yararını çok görürsünüz!

Bu arada bizden naçizane bir hatırlatma: Bu baylar için çok daha tehlikeli bir durum var, acaba farkında değiller mi?. Galatasaray sarı-kırmızı renkleriyle çim saya çıktığı zaman ne oluyor: Tam da sarı-kırmızı-yeşil!..

Olacak şey mi? Savcılar, polisler ve bu ülkenin cümle şovenleri, Hasan Gülayları, vatan kurtaran Şabanlar, uyuyor musunuz?!.

 

 
PSK Bulten © 2001