Günaydın BM!
Birleşmiş Milletler Örgütü’nün bir özel temsilcisi,
Mayıs ayının son günlerinde Türkiye’ye bir
haftalık ziyarette bulundu. BM Genel Sekreteri’nin “Yerlerinden
Edilmiş Kişiler Özel Temsilcisi” olan Deng, gazetelerin
yazdığına göre, Kuzey Kürdistan’da zorla göçe,
daha doğrusu sürgüne tabi tutulan Kürtlerin durumunu
araştırmak için gelmiş…
Günaydın BM! Demek sonunda Kürtlerin de varlığının
farkına vardın!..
Bu, adına “Birleşmiş Milletler”
denen, gerçekte ise “birleşmiş devletler” olan örgüt
şimdiye kadar nerdeydi dersiniz? Kırk milyonluk
koca bir ulusun ülkesi bölünür, yeraltı ve yerüstü kaynakları
yağmalanır, dili kültürü, hatta adı ve şarkıları
bile yasaklanır, direndiği zaman da soykırıma
tabi tutulurken BM nerede idi?
Daha öncekiler bir yana, son 20 yıldır Kuzey Kürdistan
Türk devleti tarafından hallaç pamuğu gibi atılırken,
ormanı, çayırı bile bombalanırken, 4 bin
köyü, onlarca kasabası yakılıp yıkılırken,
beş milyon Kürt yerinden yurdundan sürülürken neredeydi?
Ya Güney Kürdistan’da halkımıza karşı
kimyasal silahlar kullanılıp Hroşima benzeri
katliamlar yapılırken?
Ya İran’ın zorba ve gerici rejimi Doğu Kürdistan’ı
yakıp yıkmakla da kalmıyarak saldırılarını
yurt dışına kadar uzatıp Avrupa’da Kürt
liderleri avladığı zaman?.
Tüm bunlar olurken nerede idi BM?
Nerede olacak, New York’ta ve dünyanın başka merkezlerinde,
büyük büyük binalarda, büyük büyük toplantılar düzenleyip
yaldızlı sözler etmekle, kağıt üzerinde
kalacak “insan hakları evrensel bildirileri” yayınlamakla
meşguldü.. Hem de ülkemizi bölen, bize hayatı zindan
eden kırk haramilerle birlikte.. O mecliste onlar vardı,
biz yoktuk. O mecliste namımız okunmadı…
Adına “Birleşmiş Milletler” denen bu kuruluş,
biz Kürtleri, koca bir ülkeyi, 40 milyonluk bir halkın
acılı çağrılarını hiç duymadı,
bizi hiç milletten saymadı!..
Nihayet zahmet buyurmuşlar, bir özel temsilciyi, “Türkiye’nin
Güneydoğu Bölgesi”ne göndermişler. Temsilci Diyarbakır
ve Şırnak’ta incelemeler yapıp “terör nedeniyle
yerlerinden ayrılmak zorunda kalmış yurttaşların”
durumunu araştıracakmış…
Ne zahmet, ne zahmet; şefkatin böylesi karşısında
göz yaşarır valla!..
Hey gidi kavanoz dipli dünya! Rubainin tam da zamanıdır:
Dünya böyledir, güçlüysen söz de hak da senin
Zayıfsan haksız, perişan ve kölesin
Çok şey dediler bu dünyanın ve ötekinin iri
kıyımları
Ama sabrımız tükendi yolunda barışın,
eşitliğin
Yine de iyidir, sevgili dostlar, iyidir! BM biz Kürtleri
de hatırlamış.. “Deng”imizi (sesimizi) duyup
bir Deng göndermiş..
Bir şiirinde ne diyordu Ahmet Arif:
“Ana avrat, ağ ulan!..”
|