9-10 Eylül
– Köln Toplantısı
Kürdistan Sosyalist Partisi’nin
girişimiyle 11 Mart
2000 tarihinde Stokholm’de, 18 Haziran 2000 tarihinde Köln’de
yapılan ve yurt dışındaki Kürt aydınlarını
biraraya getiren toplantıların ardından,
9-10 Eylül 2000 tarihinde de, Kuzey Kürdistan Ulusal Platformu’nun
(KKUP) girişimiyle
200 dolayında Kürt aydını, yine Köln’de
biraraya gelerek iki gün süreyle Kürdistan’daki son gelişmeleri
değerlendirdiler, üzerinde
görüş birliğine vardıkları ortak noktaları
saptadılar, bir sonuç
bildirisi yayınladılar;
böylece Kürt sorununa ilişkin
görüş ve istemlerini dile getirdiler.
Üzerinde görüş birliğine
varılan noktalardan biri,
yurt dışında
değişik ülkelerdeki aydınların biraraya
gelerek bir aydın insiyatifi oluşturmaları
oldu. Bu insiyatif, Kürt
halkının sesini uluslararası kamuoyunda duyurmayı,
bu amaçla KKUP ve yurt
dışındaki
Kürt demokratik örgütleriyle dayanışma
içinde çalışmayı amaçlıyor.
PSK sözcüsü T. Mesut’un
bu toplantıda yaptığı konuşmayı,
ve toplantının sonuç bildirisini sayfamızda
veriyoruz.
9-10 Eylül - Köln Toplantısı’nda
PSK sözcüsü T. Mesut’un yaptığı konuşma:
“El ele verirsek rejimin planını
bozabiliriz.”
Sayın divan, değerli
arkadaşlar,
Konuşmama başlamadan
evvel partim PSK adına hepinizi saygıyla selamlar,
toplantının organize edilmesinde emeği geçen
arkadaşlara teşekkür ederim.
Bugün, burada toplanmamızın
temel nedeni, Kürt halkının içinde bulunduğu
durumu ve Kürt özgürlük hareketini bekleyen tehlikeleri irdelemektir.
Öcalan’ın yakalanmasıyla başlayan “yeni süreci”
birlikte değerlendirip, Kürt sorununun çözümü konusunda
ortak bir zemin yakalayıp birlikte iş yapmanın
koşullarını oluşturmak ve bunun gerektirdiği
çalışmaların nasıl organize edileceğini
tartışmaktır.
Son iki yılda Öcalan’ın
Suriye’den çıkarılması ve yakalanmasına
paralel olarak Kürt sorunu bakımından önemli gelişmeler
oldu. Öcalan’ın yakalanmasının ardından,
onun tutumuna paralel olarak PKK’nın politikaları
temelden değişti. PKK silahlı mücadeleyi tümden
bırakmakla kalmadı, politik ve ideolojik planda
sömürgeci rejimin
dümen suyuna girdi, Kürt halkının tüm temel siyasi
istemlerini bir yana bıraktı, içi boş bir “barış
ve demokratik cumhuriyet projesi” altında Türk devletinin
bilinen resmi tezlerini, kemalizmi ve üniter devleti savunur
oldu.
Sömürgeci rejim şimdi bu
durumdan yararlanarak, Öcalan ve PKK eliyle Kürt ulusal hareketini
tümüyle pasifize etmeye, moral olarak çökertmeye, teslim almaya
çalışmaktadır. Bu nedenle, yaşadığımız
dönem Kürt ulusal hareketi için son derece kritik bir dönemdir.
Rejimin bu plan ve oyununu
boşa çıkarmak , Kürt ulusal hareketinin hayati görevidir.
Bu da ancak yurt içinde ve dışındaki yurtsever
güçleri bu amaçla uyarmaya ve seferber etmeye bağlıdır.
Değerli arkadaşlar,
Bize göre bu oyunu gören ve buna
karşı çıkan yurtsever örgütler, çevreler ve
aydınlar eğer elele verirlerse bu oyun bozulabilir
ve Kürt ulusal hareketi bu darboğazı aşabilir.
Bizce bu aşamada yapılması
gerekenler şunlardır:
- Ülkede ve yurtdışında
herhangi bi siyasi partinin saflarında yeralmayan bir
hayli yurtsever aydın bulunmaktadır. Örgütsüz
olan bu çevrenin örgütlü bir yapıya kavuşması
özgürlük mücadelesi açısından önemlidir. Kuzey
Kurdistan Ulusal Platformu’nun “aydın insiyatifi” oluşturulması
önerisi doğru bir öneridir. Bu insiyatif partili ve
bağımsız aydınları
kapsamalıdır. “Aydın” teriminin kapsamı
geniş tutulmalı, yazarların, sanatçıların
yanısıra, politik planda belli bir geçmişi
olan, ama bugün herhangi bir örgüt yapısı içinde
yer almayan insanları da kapsamalıdır..
- Geçtiğimiz dönemde, İsveç
Federasyonu’nun önerisiyle biraraya gelen KOMKAR, İMK,
Paris Kürt Enstitüsü gibi önemli demokratik kitle örgütlerinin
oluşturduğu koordinasyon çok önemli bir adımdır.
Bu adım toplantıya katılmayan öteki demokratik
kurum ve kuruluşların da katılacağı
bir toplantıyla geliştirilmeli
ve Avrupa’nın değişik ülkelerinde çalışma
yürüten demokratik örgütlerin çalışmalarında
uyum ve işbirliğini sağlayacak bir organizasyonun
oluşması hedeflenmelidir.
- PKK’nın silahlı mücadeleyi
tümden bırakmasından sonra, legal mücadelenin
Kürt özgürlük hareketindeki önemi daha da artmıştır.
Kürt yurtsever hareketi bu alanı devlete ve onun yeni
işbirlikçilerine bırakmamalıdır. Bu
nedenle, geçmişte, legal parti konusunda çalışmalarını
ayrı ayrı yürüten “Birlik İçin Girişim
Grubu” ile “Yeni bir Siyasal
Oluşum İçin Komisyon”un biraraya gelerek oluşturduğu
“Demokrasi ve Kürt Sorununu Çözüm Girişimi” desteklenmeli,
bu grubun düzenlemek istediği “Demokrasi ve Kürt Sorununu
Çözüm Kurltayı”na katkı sunulmalıdır.
- Platform temsilcilerinin, genişletilmiş
demokratik örgütler koordinasyonu temsilcilerinin ve oluşturulacak
aydın insiyatifi temsilcilerinin katılacağı
Avrupa çapında bir komite oluşturulmalı,
sözkonusu komite Avrupa’da diplomatik çalışma
yapmak ve kitleleri harekete geçirmekle görevlendirilmelidir.
- İlk adımda yurtsever
hareketin sesi olacak bir günlük gazete çıkarmak, giderek
televizyon ve radyo gibi öteki yayın araçlarını
hayata geçirmek hedeflenmelidir.
Kısa ve öz olarak söylemek
istersek, devletin PKK eliyle sahnelediği yeni oyuna
karşı Kürt halkının sesini, istemlerini
dile getirmek ve kamuoyuna duyurmak başta gelen hedefimiz
olmalıdır. Rejimin planını bozmak ve seçenek
oluşturmak için yurtsever güçler biraraya gelmelidir.
Bu ise yurtiçinde tüm yurtsever kesimleri kapsayacak kitlesel
bir legal
parti, yurt dışında ise yukarıda önerdiğimiz
gibi Platformun, Demokratik Örgütler Koordinasyonu’nun ve
aydın temsilcilerinin oluşturacağı Avrupa
çapında bir komiteyle olur.
Bu
konularda hayalci olmamak ve gerçeklerden hareket etmek gerekir.
Ana doğrultu saptanıp üzerinde anlaşmaya varılmasından
sonra küçük adımlarla işe başlamalıyız.
Örgütlenmenin ve pratikte çıkan sorunların zamanla
çözüleceği inancındayız. Bu konudaki en büyük
güvence örgütler arası güven ve işbirliği ruhudur.
Örgütler güven sarsıcı
tavır ve davranışlardan kaçınmalı,
kendi farklı görüşlerinde dayatmacı olmamalıdır.
Değerli arkadaşlar,
Toplantımız kamuoyuna
bir sonuç bildirisi yayınlamalıdır. Bildiride
Kürt halkının ulusal ve demokratik talepleri açık
ve net ifadelerle yer almalı, aynı zamanda katılımcıların
ve daha sonra iletilecek kişi ve kurumların onayını
alacak bir içerik ve üslüpta olmalı, üzerinde birleşilen
noktaları yansıtmalıdır.
Toplantımızın,
halkımızın ihtiyaç duyduğu birlik ve beraberlik
ruhuyla hareket ederek önemli kararlar alıp, bu kararları
hayata geçirme iradesini ortaya koyacağına, kendisine
bağlanan umudu boşa çıkarmayacağına
olan inancımı belirterek hepinize saygılar
sunarım
|