PSK PSK Bulten KOMKAR Roja Nû Weşan / Yayın Link Arşiv
Dengê Kurdistan
PSK
PSK Bulten
KOMKAR
Roja Nû
Weşan/Yayın
Arşiv
Link
Pirs û Bersiv
Soru - Cevap
Webmaster
psk@kurdistan.nu
 
 
Kürt Halkına Düşmanlığın Yeni Bir Örneği

Türk rejimi Kürt halkına karşı dümanlığını artık gizleme, saklama gereğini duymuyor. Hergün yeni bir tavırla, pervasızca ortaya koyuyor. Bunun son örneği “kalifiye sanayi bölgeleri” (KSB) ile ilgili tutumu.

Ecevit’in Amerika gezisi sırasında üzerinde uzlaşılan konulardan biri de ABD’nin Türkiye’de “kalifiye sanayi bölgeleri” oluşturmasıydı. Şubat sonunda, “Türkiye-ABD Ekonomik Ortaklık Konseyi”nin toplantısından birkaç gün önce ABD bu konudaki öneriyi Türk tarafına götürdü ve sözkonusu kalifiye sanayi bölgesini geri kalmış bir bölge olan “Güneydoğu”da oluşturmayı, böylece aynı zamanda bölgenin gelişmesinin hızlandırılabileceğini söyledi. Türk tarafı ise buna hayır dedi!

Nedenler belli: Türk gazeteleri bunu açık açık yazıyorlar. Milliyet gazetesinin 23 Şubat tarihli haberinde açıklandığına göre bu bölgenin önerilmesi Türk tarafında rahatsızlık yaratmış. “Etnik nedenlerle” karşı çıkılmış. Malum ya burası Kürdistan.. Haberde şöyle deniyor:

Türkiye´nin “etnik sorun” nedeniyle, özellikle Batı’nın dikkatinin odaklandığı böyle bir bölgede, yabancı firmaların egemen olacağı bir kalkınma projesine zamanlama olarak sıcak bakmadığı öğrenildi. Yaklaşık üç haftadır devam eden, işadamlarının da katıldığı değerlendirme toplantılarında Dışişleri yetkilileri “görüşmelerin siyasi boyutunu kimse unutmasın” uyarısında bulundu. Türkiye “Nerede kurulacağı bizim işimizdir” görüşünden geri adım atmayınca KSB’nin kurulacağı bölgeye ilişkin karar askıya alındı...”

Türk rejiminin Kürt halkının ulusal, hatta Kültürel haklarını bile tanımamak için gösterdiği canhıraş direniş malum. Bu olay ise rejimin, bölgenin ekonomik kalkınmasına ilişkin olarak zaman zaman dile getirdiği sözlerin de ne kadar samimiyetsiz olduğunu ortaya koyuyor. Bırakın kendisinin bölgede ekonomik durumu iyileştirmek için çaba göstermesi, başkasının yatırım yapmasını bile engelliyor, ayağa gelmiş fırsatı bile tepiyor.

Bu olay da bir kez daha gösteriyor ki Türk rejiminin Kürt halkına düşmanlığının sınırı yoktur. Ve durum artık gizlenemez hale gelmiş, mızrak çuvala sığmaz olmuştur.

Bütün bunlar “ülke bölünür, Kürdistan kurulur” fobisinin ürünleri. Aslına bakarsanız ülke, yani Kürdistan onların değil, bizim. Adamların kendisi el koymuş, üstelik bölmüşler de; ama ne gariptir ki bizi bölmeye niyetlenmekle suçluyorlar! Biz hırsızın yakasını bırakmışız, hırsız bizimkini bırakmıyor..

Öte yandan, Kürt halkı ve Türk halkı eşit ve özgür koşullarda birarada yaşıyacaklarsa bile –dünyada bunun örnekleri çok- asıl Türk rejiminin bu tutumu birlikte yaşamanın önünde engeldir. “Bölünme” üstüne bunca çığırtkanlık yapan Türk yönetimi, aslında bölünmenin dörtbaşı mamur koşullarını kendi eliyle yaratıyor.

Kürtlerin dilini, kültürünü yasaklamak ne demek? “Ben işte böyle bir zorbayım, senin varlığına tahammül etmiyorum, benimle birlikte yaşanmaz,” demek..

Kürtlerin kendi yerel parlamento ve hükümetlerini engellemek ne demek? “Sana kendini idare etme hakkı tanımıyorum, özgürlüklerine el koyuyorum, sana köle gibi davranıyorum” demek..

Hak isteyen Kürtleri zindana atmak, işkence etmek, öldürmek, köylerini yakıp yıkmak, onları sürmek ne demek? “Sana amansız bir düşmanım; uygar değil, barbarım!” demek.

Kendisi yatırım yapmayıp, üstelik mevcut ekonomiyi, doğayı, tarihsel eserleri yakıp yıkarken, başka ülkelerin yatırım yapmasını bile engellemek ne demek? “Sömürgeci ve faşist zulmümün sınırı yok; karnının doymasına bile fırsat vermem!” demek..

Birtürlü bitmeyen “Olağanüstü Hal” ne? Sömürgenin yönetim tarzı demek.

“Olağanüstü Hal Bölge Valiliği” ne demek? Sömürge valiliği demek.

Bayım, bizi bölücülükle suçlarken haksızlık ediyorsunuz. Bakın, siz zaten bölmüşsünüz..

Siz, Kürt halkının sizden olmadığını, Kürdistan’ın ayrı bir ülke olduğunu, tüm bu uygulamalarınızla, “özel vali”nizle, “özel hal”inizle, “özel tim”inizle bas bas bağırıyorsunuz.

Bizim “bölmek” için ayrca yorulmamıza gerek yok. Kürt halkı bütün bunları görmüyor, anlamıyor mu sanıyorsunuz? Bir avuç uşak ruhlunun ve şerefsizin dışında bütün Kürtler olan biteni çok iyi görüyor, biliyor ve öfke duyuyorlar. Zamanı gelince gereğini yapmasını da bilecekler.

Siz böylesine bir rejimin altında ve sizin gibi paranoyak zorbalarla birlikte yaşanabileceğini mi sanıyorsunuz?.

 

 
PSK Bulten © 2002